Beynimde paslı bir çivi idi söküp attım. Bu sözün kime ait olduğunu elbette hepimiz biliyoruz. Yaşadığımız sürece karşılaştığımız değişik kişiler ve olaylar bizi daha katı, yahut kibarca söylemek gerekirse, daha tecrübeli hale getirdiği muhakkaktır.
Bazı aylar, yahut günler bizler için hayatımızın dönüm noktasıdır. Olumlu yahut olumsuz olarak değerlendirebiliriz. Bu dönüm noktalarından gerektiği dersleri alamazsak daha çok dönüm noktaları bizim hayatımızda yer bulur. Bazıları için bu dönüm noktaları bir yılbaşıdır. Yahut herhangi bir ay veya gündür. Bu ay veya günlerde hayatımızı alt üst eden kişi veya olayları beynimizdeki bir paslı çivi gibi söküp atmamız gerekir.
Meşhur iş adamı Hüsnü Özyeğin, geçenlerde bir röportajında hayatının en büyük hatası olarak Gima'yı almasını söylüyor. Gima'yı sattıktan sonra önünün daha çok açıldığını ifade ediyor. Koskoca Hüsnü Özyeğin bile hayatının en büyük hatasını yaptığını kabul ediyor. Her insanın hayatında böyle büyük hatalar vardır. Bazı insanların evlendiğinde eşi en büyük hatası olabilir. Ama mutluluk oyunu oynarlar. Çünkü Hüsnü Özyeğin'in Gima'yı satması gibi değiştirmeleri mümkün değildir veya değiştirmeye cesaret edemezler. Ömür boyu bu hatalarının cezasını çekmeye mahkûmlardır. Yıllar önce meşhur bir köşe yazarımızın bir yazısını okumuştum. Bir siyasetçi liderimizin eşi hakkında yazmıştı yazısını. Allah bu siyasetçimize öyle bir ceza vermiş ki, ona öyle bir eş vermekle zaten günahlarının cezasını dünyada çekmektedir. Öyle değil mi bazılarına öyle eşler vermiştir ki mevlamız, gerçekten dünyada bu eşler o kişiye ceza olarak yeterde artar bile. Siz anlıyorsunuz ne demek istenildiğini.
Bazı insanlar her şeyi kendileri en doğrusunu, en güzelini bilirler. Onlardan başka o işi daha iyi kimse bilemez. Bunlar dünyanın en güzel, en yakışıklı, en akıllı, en becerikli insanlarıdır. Bunlar kendilerinden başka kimseyi beğenmezler. Hatta eşlerini ve çocuklarını bile beğenmezler ama dışarıya karşı farklı görünmek zorundadırlar.
Dostluk insanlık kavramları böyle insanların yanına hiç yaklaşamaz. Bu kişiler sadece insanların ceplerinin kabarıklığı ile ilgilenirler. İkiyüzlülükte nankörlükte ölçü tanımazlar. Satamayacakları dostları ve arkadaşları yoktur.
Bizim insanlığımızda dostlarımızın değerini kaybettikten sonra anlamak yoktur. Biz sahip olduğumuz dostlarımıza kaybetmeden kıymet veririz. Kaybetmeden kaybetmiş kadar çok severiz. Bugün bile bizim dostluğumuzu yeni anlamaya başlayan dostlarımıza gönlümüz hep açıktır.
Ancak beynimizdeki paslı çivileri gerçek dostlarla karıştırmamak lazım. Yoksa onlara haksızlık yapmış oluruz.
Arkadaşlığı dostluğu bitirmek için bir bahane aramak bizim kitabımızda olmamalı. Çünkü bin tane dost az, bir tane düşman fazladır
Tekrar görüşmek ümidiyle .