Beytullah; Kabe'nin diğer adıdır ve Allah'ın evi demektir.
Allah c.c.'ın nurunun tecelli ettiği yerdir Beytullah.
Beytullah, ihtişamıyla gönülleri eriten mânâ gücüne sahiptir.
Hacerul Esved taşı hariç, belki bütün taşları değişmiş olan Kabe'nin ihtişamı hiç eksilmemiştir.
Kendisine bakmanın da ibadet olduğu Kâbe; bakanların gönlünü erettiği manevi bir evdir.
Kabe'nin görünen kısmının üstü de, Beyt-i Mamur olarak isimlendirilen, meleklerin tavaf ettiği bölümdür Arş-Alâ'ya kadar.
İnsan bedenin merkezi kalp, kainatın kalbi de Kâbe'dir.
Beytullah'ın ihtişamı; dünyanın her tarafında bulunan müslümanların, kendisini selamlamak için göz mesafesine kadar yaklaşmasını sağlamaktadır.
Kabe'yi görmek ve O'na el sürmek için gösterilen gayretlerin normal değerlerle izahı yoktur.
İnsanın ruhuna Allah tarafından üflenen "Nur" gıdasını, Kabe'nin nurundan almaktadır.
O "Nur" öylesine etkilidir ki; inanan koşarak, inanmayan kaçarak onun etkisindedir.
Aynı büyüklükte olan, hatta devasa hacimli olan binaların her biri bir araya gelse, yine de Kabe'nin bir bakışlık etkisini gönüllerde oluşturamaktadır.
İbrahim makamının da ayrı bir etkisi vardır Kabe'yi ziyaret edenler üzerinde.
Kur'ân'a konu olmuş İbrahim makamı, Hz.İbrahim'in ayak izlerini ifade eder.
Aslında, İbrahim makamı kudretin ve bu kudretini gücüne dönüşünün hatırlatılmasıdır.
Hz.İbrahim'in Kâbe'nin inşasına yaptığı süreçte hidrolik iskele olarak kullandığı ilahi araçtır İbrahim makamı.
Diğer bir fonksiyonu, insanları Kabe'yi tavafa davetin ilahi anons cihazıdır İbrahim makamı.
Hacer annemizin, yalnızlığın acısını çektiği, bunun için gösterdiği gayretin ifadesidir bir başka Beytullah bölgesi olan Sa'y alanı.
Hicri İsmail'in, yani "Hatim" alanı olarak isimlendirilen bölümün varlığı, ancak lütuf olarak isimlendirilebilir.
Hatim bölgesi olmasa, Beytullah misafirlerinin Kâbe içinde namaz kıylaları mümkün olmayacaktı.
Hatim bölgesi, İbrahim makamı, Sa'y alanı; Beytullahın etrafındaki önemli yerlerdir.
Tüm bunlarla birlikte, Beytullah'ın ihtişamı, kendi nurundan kaynaklanmaktadır.
Hac ve umre ibadetin merkezini oluşturan Kâbe, tavaf edilmek suretiyle kulu Rabbî ile buluşturur, aşık-ı Maşuk'una kavuşturur.
Bir bakanın bir daha baktığı, bir görenin tekrar özlem duyduğu Kabe'nin ihtişamı, Allahın yüceliğinin ve kudretinin nişanıdır.
İnsan kalbinin, kainatın kalbi ile diyalog kurduğu yerin adıdır Beytullahın ihtişamı.
İnsan ruhunun ihtiyaç duyduğu manevi nurdan şarz olma noktasıdır Beytullahın ihtişamı.
Beytullah muhteşemdir, bu ihtişam dünyayı besleyen enerjik gıdadır.
Kendi ile barışık bir ruhun oluşmasında, en büyük ilaçtır Beytullah'ın nuru.
Beytullah; günahkârları kucaklar ama kendisine tavır alanları asla. Bu da Onun âzâmet ve ihtişamının eseri, gücünün yansımasıdır.
Kâbe ağlarsa insanlık ağlar, Kâbe gülerse insanlık güler. O'nun ağlaması yalnız kalması, gülmesi de selamlayanların çok olmasıyladır.
İmkânı olanların Kabe'nin ihtişamına iltica etmeleri, ömürlerini bereketlendirir.
Kâbetullah, her ziyaret edildiğinde yeni keşifler sunan ihtişama sahiptir, yeterki gönülden kucaklanabilsin.
Bir haftalık Beytullah misaferliğimizde, Beytullahın azâmet ve ihtişamına hayretle ve hasretle tekrar tekrar şahit olduk. Grubumuz umrecimeriyle sık sık bu duyguları paylaşarak, doyuma ulaşan bir umre süreci yaşıyoruz.