Bilim nereye ilerliyor?

Yaşar Yeşilyurt

Bireylerin mükemmelleşmesi ve toplumların ilerlemesi düşüncesi, aydınlanmacılığın ürünlerinden birisidir. İlerleme fikri bir yandan çağdaş bilimin ve akılcılığın gelişmesiyle diğer yandan sosyal ve politik özgürlükler için yapılan mücadelelerle birlikte gelişir. Bilim hiç duraksamadan ilerlemiş ve bunun sonucunda insan bilgisinin bundan sonrada ilerleyeceği düşüncesi, sadece aklın üstünlüğüne duyulan bir inanç değil doğruluğu, yanlışlığı kanıtlanamasa bile bir varsayım haline gelmiştir.

19.yüzyılda evrim kuramının ortaya atılmasıyla birlikte, doğanında aynı şekilde ilerleme kaydeden bir tarihi olduğu düşüncesi bu varsayımı güçlendirmiş ve insan toplumlarının da ilerlediği düşüncesi pekişmiştir. Emprist bilgi kuramıyla kapitalist üretim tarzının yarattığı dönüşüm bilimlerde ki ilerleme fikrini kuvvetlendirmiştir. Aslında ilerleme düşüncesi bir değer yargısı taşır. Bilimde bu ilerlemenin en son aşmasıdır. Ünlü bilim tarihçisi Thomas Kuhn"a göre bilim tarihi bilimsel girişimin kesintisiz bir birikim halinde değil aksine büyük kesintiler ve hatta kopmalarla birlikte gelen devrimci düşüncelerle geliştiğini göstermektedir.

Gerçeklikle farklı ilişkiler kuran karşıt bilimsel kuramların mücadelesi sonucunda, bugüne kadar gelen bilimsel bilgi içeriği, olması gereken miydi, yoksa birçok mümkün dünyadan sadece bir tekinin bilinmezlikten kurtarılıp gerçekleştirilmesi mi? Eğer birincisi ise neye göre gereken sorusu gündeme gelecektir. Burada işin içine teoloji girmektedir. Buna birçok ideolojik yanıt verilebilir. Böyle bir yanıttan yola çıkarak ilerleme olgusunun her zaman daha iyi, güvenilir, somut bir amaca doğru yönelmiş bir süreç olduğu sonucuna varmak mümkündür.

İnsanlara önce dinsel çerçeve içinde tasarladığı bu amaç bilimsel akılcılığın zaferiyle birlikte elle tutulur bir görünüme bürünmüş, bilimsel düşüncenin gerçeğe ve doğru olana giderek daha fazla yaklaştığı yargısı güçlenmiştir.  Bu giderek kesin bir inanç haline gelmiştir. Neredeyse bilimsel bilginin dışında başka bir bilgi türü kabul edilemez ve akıldışı olarak yorumlanmaktadır. Hâlbuki bilimsel bilgide tıpkı diğer bilgi türleri gibi sadece insan varlığının, yaşamının bir yönüne ışık tutmaktadır. Varlığı bütünüyle kapsayacak açıklamalar bütününden yoksundur. Bu nedenle bilime verilen değer, yaşamımızda aldığı yer kadar olabilir daha fazla değil.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.