BİR ADEM GÜNEY KLASİĞİ

Adnan Bahadır

BİR ADEM GÜNEY KLASİĞİ VE YAPILAN HABERİN PERDE ARKASI

 

            Dün başladığımız konu sayfaya sığmayınca, yarım kalmıştı, gazete sizin olsa bile size ayrılan yeri geçme hakkına sahip değilsiniz. Konu önemli bir konu olmakla birlikte, basındaki yeni yapılanmaların da bir göstergesi olduğundan, üzerinde durulması gerektiğini düşünmekteyim. Öncelikle yeni yapılanmalara bir göz attıktan sonra, yapılan haberle ilgili perde arkası gerçekleri değerlendirelim. Malumunuz Vezir Hazretleri yüklü bir meblağı Keresteci üzerinden şehrin en eski gazetesine bağlayıp, keresteci kardeşin o gazetenin isim hakkına haciz kararı aldırması sonucu gazeteyi tekeline almıştı ancak gazeteye gelen icralar ve yüklü maliyetlerin karşısında daha fazla dayanamayan Vezir Hazretleri ve ekibi Keresteciye rest çekip, "yeter artık sürekli para vermekten bıktık, sen bu iş beceremiyorsun"  deyip, gazeteden desteklerini çekmişler. Bunun üzerine gazete yeni bir isim altında yeni bir ekiple yola devam etme kararı almış. Geçtiğimiz yıl dergicilikten gazeteciliğe adım atan Dürümcüzade eşler, işin altından kalkamayınca gazeteyi devretmeye karar vermişler. Gazete birileri tarafından alınmış gibi gösterilse de bu insanlar taşeron, arka planında ise benim 20 yıllık siyaset arkadaşım var. Gazete kıymeti harbiyesi olmayan bir gazete olsa da ufak, tefek işlerini görür. Gelelim medya birlikteliği olarak adlandırılıp, ortaya çıkarılmaya çalışılan güce;  doğrusunu ararsanız doğru insanlarla doğru politikalar üzerinde ciddi bir iş yapılmış olsa idi işe yarardı, ancak bir yanda Vezir Hazretlerinin adamları, bir yanda Ademciğimin adamları, bir yanda çetenin adamlarından oluşan ekibin bir araya gelmesinden oluşan bu ekip, maalesef çok kalitesiz bir gazete çıkarmış, ne görsellik adına, ne habercilik adına, ne de yayın politikaları adına bir duruş ortaya koymaları mümkün olmadığı ilk günlerde ortaya çıkmıştır. Bir köşe yazarı arkadaşımız Gaziantep"te aynı adla çıkan gazete ile kendilerini kıyaslayıp, ne kadar güzel gazete çıkardıklarından bahsetmiş. Başarılı bir iş adamı kendinden kötüyü değil, kendinden daha kaliteliyi örnek alır. Örneğin bizim yaptığımız Pazar Sohbeti"ni örnek alan bir gazetenin yaptığı gibi, yine bizim sokak röportajlarını örnek aldıkları gibi… Keşke Bursa"da aynı adı taşıyan gazeteyi örnek almış olsa idi de çıkardığı gazeteyi onunla kıyaslamış olsaydı, en azından kaliteli bir gazete ortaya koyardı. Her ne ise gazetede çalışan sevdiğim insanlar olduğundan daha fazla ileri gitmek istemiyorum, gelelim asıl konumuza; Malumunuz İlkadım İlçe Kaymakamlığı yer bulma konusunda hayli arayışlara girmişti, sonunda İller Bankası Bölge Müdürlüğü olarak kullanılan bina Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Mustafa Demir tarafından Kaymakamlığa tahsis edilmişti. Bu tahsis İl Genel Meclisi tarafından kabul edilip, binanın İl Genel Meclisi"ne tahsisi ile ilgili Meclis"in de karar alması gerektiğinden, bu kararın çıkmaması için İl Genel Meclisi üyesi İbrahim Demiycioğlu hayli uğraş vermiş, ancak muvaffak olamamıştı. Şimdi çoğunuzun aklından neden böyle bir hareket içerisine girdiğini düşünmek geçtiğini anlıyorum, ancak İller Bankası"na ait bu binadan çok güzel özel hastane olacağı aklınızın ucundan bile geçmemiştir ama geçenler olduğunu unutmayın. Peki, bina Kaymakamlığa verilmeyince ne olacaktı, aynı Büyük Otel gibi ihaleye çıkıp, birileri ihaleye girip, o binayı kiralayıp, özel hastane yapacaklardı. Binanın otoparkı var, şehrin göbeğinde, kullanım alanı müsait, böyle nimet nerede bulunur? Bu olayın üstesinden İbrahim Demiycioğlu ile gelemeyenler sinirlenip, Bakan"a ders vermeye karar veriyorlar. Bakan"a bir halk günü yapılmasını öneriyorlar, sanıyorlar ki Bakan bundan kaçacak, Bakan kabul edince geçiyorlar B planına Saffet Ayvaz ile Muhittin Aslan"a görev verip, Bakan"a hesap sorma işini onlara ihale ediyorlar. Bu iki zavallı da Bakan"a hesap sorma havasına girip, O"na teşkilat adına hesap sormaya kalkıyorlar. Olay o kadar enteresan ki, Saffet Ayvaz toplantı sırasında yanında oturan bir ilçe başkanına, “Az sonra burası karışacak haberin olsun” demiş. Konu İlkadım Kaymakamlığı"na tahsis edilen İller Bankası eski Bölge Müdürlüğü binasının iç tadilatı. Tadilat için yaklaşık 300 bin TL para gerekiyor, nereden bulunacağı tartışılırken, Saffet Ayvaz Bakan"a, "Ver bir talimat hallolsun, bu iş senin iki dudağın arasında" deyince Bakan"dan sert bir cevap alıyor. Bunun üzerine Muhittin Aslan devreye girip, "Zaten teşkilatın hiçbir dediğini yapmıyorsun, burası teşkilat şimdi burada hesap vereceksin"  deyince Bakan"dan O da zılgıtı yiyor ve Bakan her ikisinin partiden istifasını istiyor. Ben bu olayı olduğu gün öğrendim, ancak özellikle haber yapmadım, baktım olayı kim nasıl haber yapacak, bizim Vezir Hazretleri ile Ademciğimin adamlarının gazetesi olayı kendilerine servis yapıldığı şekli ile manşetten haber yapmışlar. Hâlbuki olması gereken olayın anlattığım şekli ile haber yapılması idi ama gazetenizde ipler başkasının elinde olursa onlar nasıl isterse öyle haber yapmak zorunda kalırsınız. İşte sizlere bir haberin gerçek yönü ve klasik Adem Güney taktikleri… Ben bu taktikleri 20 yıldır ezbere bildiğimden, çoğunu ezberledim. Şimdi sizlere ezberlerimi tekrar ediyorum, umarım bıkmazsınız. Konu Adem Güney olunca yazıya dalıp, gidiyorum, yine sayfa dolmuş haberim yok. Eh ne diyelim Allah bize de, size de kolaylık versin. Kalın sağlıcakla.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.