Eczacı Hanım sabah sekiz buçukta dükkanının kapısından içeri girer.Çayı ateşe koyar, bilgisayarı açar ve günlük haberlere bakmaya başlar.Mahallenin kedileri sabah kahvaltısı için eczanenin camından içeri bakarak ona seslenmeye başlarlar.
Güzel sözler ve tatlı okşayışlarla en az sekiz kediye mama dağıtan eczacı;karşılık olaraksa neşeli mırıltılar işitir,sıcak hareketlerle bacaklarına dolanan kediler teşekkürlerini sunarlar.
İlk müşteriler gelmeye başlar."Bugün semt pazarı var,müşteri yoğun olacak,reçete de çok olacak,kısacası bugün kalabalık,koşuşturmalı ve bol gürültülü bir gün olacak..." diye düşünür eczacı.Pazar alışverişine sabahtan çıkan ev kadınları eczaneye de uğrayarak ilaçlarını almayı düşünmüşler.
Eczacı Hanım,bir arkadaşları,bir ablaları,yaşlı teyzelerin bir nevi kızları gibidir,sevdikleri yakınlarıdır,bir komşularıdır.
Az ötedeki sağlık ocağının huysuz doktorunu,ilaçlarını içmeyip naz yapan kocasını,yemek yemeyen çocuğunu,huysuz annesini,meraklı kayınvalidelerini ona anlatır,içlerini döker,kimi zaman akıl danışırlar.Mahalle çocuklarının Eczacı Teyze'si,gençkızların yıllarca bir nevi Güzin Abla'sıdır o... Esnafın en kıdemli bayan üyesi,diplomalı tek esnaftır eczacı.Dükkanına giren,eve girmiş gibi rahattır;saksılarda çiçekler,temizlik ve düzen,soğuk günlerde sıcak çay ikramıyla karşılanır...
Müşterilerden fırsat buldukça öğle yemeği olarak kapıdan geçen simitçiden aldığı simitten ısırır eczacı.O da bir tiryakidir,çaysız olmaz hiçbir gün.Eczanenin kapısının açılmasını fırsat bilen kediler içeri dalarlar,içeri girdiğinizde mutlaka bir sandalyede uyuyan bir kediye rastlarsınız.
Bu Eczacı Hanım,mesleğinde çeyrek asrı doldurmuş bir sağlık neferidir.Müşterilerine müşteri olarak değil,teyzesi,amcası,komşusu,bir yakını gibi bakar;bazen dert dinler bazen fikir verir.Bayramlardan sonra mahallenin çocuklarına şeker ve bayram harçlığı dağıtır;mahallelinin ısrarlarına dayanamaz,onların mutlu günlerinde yanlarında olur.Kına gecelerine,nikahlarına,sünnetlerine katılır.Acılarını onunla paylaşır,onun varlığından güç alırlar.
Eczacı akşam saat yedi olunca dükkanını kapar ve evine döner,bu kez akşam yemeği hazırlıklarına başlar,ailece sofrada buluşan aile üyeleri,yemek sonrası çaylarını yudumlarlar.Ama o,mesleğinin gereklerini yerine getirmek durumundadır.Artık hayatının bir parçası olan reçetelerinin başına oturur.Her akşam koca poşetlere doldurup eczaneden eve getirdiği reçeteleri işlemden geçirip sabah tekrar geri götürmektedir.Yoksa bu iş başa çıkılacak gibi değildir.(Merak edenler,olayın basit bir reçeteden ibaret olup olmadığını,Sağlık Bakanlığı'nın eczacıları nasıl katip yerine koyup türlü detaylarla uğraştırdığını mahallesindeki eczacısına sorabilir)
Gece yarısı geçer,saatler iki ya da üçü gösterdiğinde Eczacı Hanım'ın yatma saati gelmiştir.Tüm günün yorgunluğu ile sabah yedi buçukta kalkmak ve haftada birkaç gece belki bir fırsat olur da dinlenebilirim umuduyla yatağına gider eczacı...
Görev aşkını,hayatının düzeni yapmış tüm sağlık emekçilerine saygılarımla...
Ve anneme sevgilerimle...
İyi haftalar...Ceren Şahin