23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı... 88. yıl dönümünü kutladığımız TBMM"nin açılışı ve egemenliğin temellerinin atıldığı 23 Nisan. 1920 yılının yıldönümü... Zaferin ve barışın kutlandığı gün...
Küçücük gözlerle, büyük yürekleri taşıyan çocuklarımız, tüm yurtta olduğu gibi Samsun'da da büyük bir coşkuyla kutladı 23 Nisan'ı. Bazı çocuklarımız vardı; onlar ise buruk yaşadı. Her çocuk gibi onlar da kırmızı beyazın bayrak demek olduğunu ve bayrağın da en büyük simgemiz olduğunu biliyordu. Yüreğinde büyük ümitler taşıyan çocuklarımız...
Yeni nesil çocuklarımıza baktığımızda (ŞANSLI OLAN ÇOCUKLARIMIZ!) gerçekten bilinçli bir toplum yetişiyor. Umarım bu bilgi birikimini, gelişmeleri doğru yönde kullanmayı bilirler ve artık bir şeyler değişime uğrar. Şanslı olan çocuklarımız diyorum çünkü her çocuk her zaman şanslı doğmuyor. Kim bilir belki de ileriki bir zaman diliminde şans onlara da gülecektir.
Çocuk haklarını savunan birçok kurum ve kuruluş var. Çocuklar için çalışan, mücadele eden. Eğitim Dernekleri, vakıflar... Peki, ne kadar geçerli oluyor yapılan çalışmalar? Gerçekten hak edilen yere ulaşılabiliniyor mu? En kırsalında yurdumuzun yaşananlar engellenebiliyor mu? Hep eğitimden bahsedilir, temellerin sağlam atılmasından bizim temelimiz ne kadar sağlam ki, çocuklarımızın temelini sağlam kuralım? Evet, sağlam temelleri olan insanlar yok değil tabiî ki herkesin kendine göre temelleri, yapı taşları ve değerleri var ama ne kadar ses çıkartabiliyoruz? Bu toplumda ne kadar varız? İşte önemli olan bu sanırım. Görünenin içinde kaybolan olmak mı istersiniz, görünmeyenin içinde mücadele eden mi? Neresindesiniz hayatın?
Son dönemlerde birçok adım atılıyor, çalışma üzerine çalışma başlatılıyor. Her geçen gün yeni bir ümidin kapısı aralanıyor. Her yeni günden bir ümidimiz olmasa, yaşanmaz bu hayat zaten. Çocuk gözlerimizle bakamasak çekilmez olurdu sanırım bu karbon monoksiti fazla olan dünya. Karbon monoksitli bir havanın, en oksijenli bölgesinde yaşamak sanırım hayat denilen
Bu hayatın içinde sürekli üreten ve gelişen yeni nesillerimiz olur umarım. Üreten demişken, bir fikir geldi aklıma (Her ne kadar çocuk olmasam da benim içimde bulunan çocuğun sesi diyelim buna.) çeşitli sendikalar var, biz de çocuk sendikaları kuralım mesela. Adı da ÇOCUK-SEN olsun. Samsun bu günlerde her konuda öncülük yapıyor ya bu konuda da öncü olsun. İlk merkez burada kurulsun ve çocuklar için mücadele etsin. Hatta bırakalım çocuklar yönetsin bu ÇOCUK-SEN'i. Nasıl olsa geleceğimizi onlara emanet edeceğiz. Fikirlerimiz olmasa yaşam da olmazdı...
Gülümseyen günler...