“Bir gülü sevdim…”

Hamit Seven

Yelkovanı kovalarken akrep, yorgun düşen bir günün, akşama ağdığı haberini veriyor saatler…Ve gün batımıyla usul usul caddeye iniyor ışıklar…

 

Saçlarını tararken rüzgarın elleri, Kurtuluş"a doğru yöneliyor adam…

Kızılay, yol boyu ışıltılı neonlarıyla yine sarhoş bir geceye daha hazırlanıyor…

 

Yan yana dizilmiş Türkü Cafelerden karanlığa yükselen “acımtırak” nağmeler bastıracak yine, yumulmuş küçücük ellerinin arasında ölüme solmuş çiçeklerle, Sakarya"nın “kucağına” uzanmış yatan çocukların kimsesiz “sessizliğini”…  

 

Kızılay"ın karbondioksite boğulan “hava sahası”nı, belli ki birbirine yaslanmış dükkânlarında, önlerinden ağır aksak geçip giden insanların uykulu bedenlerine oksijen dağıtan Sakarya"nın çiçekleri kurtaracak yine…

 

Bugün de yine, Siyasal"ın kaldırımlarında tıpkı her gün yeniden doğan ve her gün yeniden batan aşklar gibi güneş, Cebeci"nin sırtlarından veda ediyor Ankara"ya…

 

Dikimevi Metrosu"ndan inenler birer ikişer dağılıyorlar, Cebeci"nin bir yüzü doğu"ya, diğer yüzü batı"ya çalan sokaklarına doğru…

 

***

“Birden yerdeki kağıda ilişiyor gözü, uzanıp alıyor, az önce aniden bastıran yaz yağmurunun ıslattığı yarı çamurlanmış kağıt parçasına… Mürekkebinin dağıldığı kağıt parçasında yazılı olanlar, günün anlamına yıldırım düşer gibi düşüyor...”

 

***

 Gözleri ufka asılı bir adam, Aşiyan Sineması"nın önünden geçerken,  Zerrin Özer dağıtıyor koyunun koyusu yalnızlığını ve “Bir mevsimlikmiş sende aşkımız” diyen sözleriyle “deli kan”, şah damarından doluyor, kalbinin mahzenine…  

 

Sevdanın karası kaplıyor, yarınlara bulanmış gökyüzünü… Demek ki böyle bitiyormuş diyor “şiir”…Umutsa, fırçanın ucundaki son nokta yani yokluğun saydam rengi tuvalinde…Şimdi saat, ayrılığı gösterirken zamanın katranında… Terk-i diyar eyliyor “bir güzel düş”, açılan yarasından sızarak bedeninin…

 

***

“Yol kenarındaki parkta bir banka oturuyor… Parmaklarının arasında sardığı Bitlis tütünü…Dilinde o şarkı...”  

 

***

“Bir gülü sevdim”  

Bu son buluşmamız, bu son görüşmemiz
Kimbilir bir daha karşılaşmayız
Belki de bir daha görüşemeyiz
Ayrılmalıyız, ayrılmalıyız.

Bir gülü sevdim, bir seni sevdim
Bir mevsimlik senle aşkımız
"Gel etme" desem, "kal gitme" desem
Hiç faydası yok ayrılmalıyız.

Senin gözlerin yaşlı, benim yüreğim yaslı
Bu aşkta bir umut kalmadı yazık
Seni bir başkası bekliyor artık
Ayrılmalıyız, ayrılmalıyız.

Bir gül sevdim, bir seni sevdim
Bir mevsimlik senle aşkımız
"Gel etme" desem, "kal gitme" desem
Hiç faydası yok ayrılmalıyız.

 

***

“Bugün dilime tutunup dudaklarıma yapışan bu şarkı, efkârımın armağanıdır sana gülüm…

Ve senin adına en sonuncu eylemidir hayallerimin…”

 

***

Adam, sessizce giriyor “çile” kapısından geceye…

Ankara, bu gece çok üşüyor…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.