Bir varmış bir yokmuş, çok,çook asırlar öncesinde adı oba olan bir kenar mahalle varmış. O kadar kenarda kalan mahalleymiş ki bu, mesela fener bölgeye gelir, ama obaya uğramaz,daha yukardaki hacı mahallesi fener bağlantısı yapılır. Kağnı arabası gelir,obadan önce hacıya gider. Aklınıza ne gelirse hepsi önce hacıya çıkar, uzun zaman sonra obaya gelirmiş. Obalılar birbirleriyle olan çekişmeleri nedeniyle abilik seçimlerini sürekli hacıya teslim edermiş. Doğal olarak hacıdaki abide büyüklüğünü yaparak fenerin uygunmu değilmi olduğunu test etmek ve obalıları koruma adına tüm bu ağır yükü üzerine alırmış. Gel zaman,git zaman sonrasında obayada abilik ve bir takım güzellikler verilmeye başlamış. Birileri bakmış ki, bu obalılar yerlerini adil kullanamıyor, o zamanın kanunlarıyla bu şuursuz insanların şuurlandırılması için harekete geçiliyor. Deniyorki şuursuzlara, senin burda tarlan varya , yol,yeşil alan, hariçten alanlar nedeniyle taaa şuraya hiç tanımadığın birileriyle halvet olacak, bak anlamadınız değilmi,o esnada bir takım şuurlu insanlar yere düşen 10 mm leri toplamaktaydı. Böylece şuurlanmanın nimetlerinden yararlana obalılar, bazen zıplasada, birileri buradan 10 mm leri topladı diye, e her yerde olan çamur at izi kalsın mantığından ileriye gidemeyen, antik şehir efsaneliğinden başka bir şey olmadığı anlaşılır tüm olayların. Zaman sonra burada bu güzel obalıların başına talih kuşu konar. Sizi sitesel dönüşüme tabi tutuyoruz,istermisiniz diye sorulduğunda. Obalıların ileri geri gelenlerinin anlatımıyla bir bölmünce kabul görünür,bir bölmü direnerek bir miktar bedeli artırır.başka bir bölmüde kimseyle işim olmaz deyip mahkeme yolunu kullanarak, ilk alanlara oranla değeri yüksek seviyeden ücreti alarak bölgeden uzaklaşır. Bu şirin obalılar bir takım mal varlıklarını elde ederek, yeni yapılan evlerinde yaşarken, adı çamur su olan bir canavarın saldırısına maruz kalır. O meydan muharebesi sonucunda obalıların ziyaretine çok uzak şehirlerden gelenler olur,'' dere içine bu yapılmazdı ,peşini bırakmayacağız'' deselerde bunun abilik seçimi için yatırım olduğu anlaşılırda, bu obalılar akıllanmaz, iki abi grubuna destek verirler. Sonuç ne olur o belli olmaz diyerek gökten üç elma düşürelim. Kimin kafasına patlayacaksa patlasın elmalarımız. Masalımız burda bitmiş. Kentsel dönüşümden yer karşılığı daire alıpta kardeş sayısına denk düşmediği için borçlanmak zorunda kalan bir grup insanın gerçekliği başlar. Yer karşılığı daire sahibi olan bir vatandaş 32. 264.00 lira borç ile 07.09.2010 tarihinde ödemelere başlar . Üç ay düzenli ödemesini yaparak birinci ayda memur maaşına yapılan zam ile aynı orantıda ödemesine zam geliyor. Emekli memurun 1000 lira olan maaşına gelen zam 20 lira iken, ödediği konuta gelen zam 1.179.57 liradır. İkinci altı ay dolduğunda yeni bir zam gelerek 1.388.14 liralık yıl içinde artış oluyor. Yıllık artış 2.567.21 lira iken emekli memurun maaşındaki artış 40 liradır. 2010 yılının 9. Ayında 32.264.00 lira olan borç, 2012 yılının 10. Ayında 38.301.49 liraya yükseliyor. 24 ay boyunca kesintisiz ödeme yapılıyor borç tutarı sürekli yükseliyor. Bunun yanı sıra tapusu alınmamış olan dairelere, emlak vergisi, deprem vergisi her yıl ödeniyor. Bu emlak vergisi ,deprem vergisi mutlak süretle kanunlarla belirlenmiştir. Ve bu memur maaşına zam oranı, uzun sözleşmenin bir bölümünde mutlak süretle yer bulmuş, fakat yapılan güzellik karşısında kimsenin dikkatini çekmeyen bu küçük ayrıntı, bu farkı doğurmaktadır. Daire teslimlerinde anahtar parası olarak vatandaş tarafından bilinen bir takım ödemelerin, yapılan ufak çaplı görüşmeler sonucunda, büyük kısmı geri alınmıştır. Banka kredisi çekilerek borç kapatılırsa %20 indirim alıyorsunuz. 50 bin liralık banka kredisinin 10 yıl sonundaki geri ödemesi 83 bin lira. Aylık ödeme ise 650 liranın üzerinde. Bir emekli memurun 1000 lira maaş ile bunu ödeyebileceğini düşünebiliyormusunuz. Bir çok kişide merak konusudur, bu ödemenin bu güzelliği sağlayanlarca halledilebilme ihtimali varmıdır.
BİR MASAL BİR GERÇEK
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.