Pazar Sohbetimizin bu haftaki konuğu, ömrünü özellikle de gençlik yıllarını Samsun ve Samsunluların derlenip toparlanması ve birlik ve beraberliğin sağlanması adına harcamış olan ve bir dönem Samsunspor Başkanlığı"da yapmış olan Samsun sevdalısı İşadamı Sezgin Gümüş
DENGE: Orta öğretim yıllarınızda, İmam Hatip Lisesinde okuduğunuzu biliyoruz doğru mudur?
GÜMÜŞ: "Doğrudur. İlk başlangıç Erzurum Hınıs İmam Hatip Lisesi ve mezuniyet ise Balıkesir İmam Hatip Lisesi'dir."
DENGE: Genel anlamda bizim anladığımız kadarı ile bir iş adamından da öte kültürel anlamda bayağı birikimli bir insan olduğunuzu görüyoruz ama bu durum kamuoyuna böyle yansımadı. Sebebini bize izah eder misiniz?
GÜMÜŞ: "Bunun sebebi tamamen ailevi. Birincisi benim bildiğim buradaki tarihlere göre aşağı yukarı 3 yüz yıllık Samsunluyuz. Ondan öncekiler ise Şecere itibarı ile zaten belli. Benim büyük babam, Kazım Karabekir'in sağ kolu ve 15 sene Doğu Cephesi"nde Kazım Karabekir'le birlikte savaşmış bir insandır. Bizde onun torunlarıyız. Bizim Tekkeköy'deki ailemiz, eğitim seviyesi düşük olmakla beraber, çok okuyan, çok yazan ve cemiyet içerisinde söz sahibi olan insanlardır. Böyle ailesel bir geleneğin içerisinde yetiştik. Babam da kendi dönemi şartları itibarı ile lise mezunudur. Ama bir lise mezununun üzerinde, kitap okuyan entellektüel kimliği çok yüksek bir insandır. Böyle bir aileden de eğitimli bir insan olarak kitap okumayan bir evladın olması mümkün değil. Ben ve benden sonraki iki kız kardeşim de, Türkiye ortalamasının üzerinde kitap okuruz. Dolayısı ile insan kelimelerle düşünür. Ne kadar fazla kelime bilirseniz, o kadar fazla düşünürsünüz ve çok fazla bilebilmek için ise çok fazla kitap okumak gerekir."
DENGE: Şu andaki Türkiye'nin siyasi yapısı ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
GÜMÜŞ: "Ben bir iş adamı gözü ile ekonominin Türkiye'de iyi idare edilemediğini savunuyorum, pek çok sahada ticaret yapan bir iş adamı ve Samsun"lu Yönetici, Sanayici ve İşadamları Derneği"nde (SİYAD) Genel Başkan"lık yapmış iş dünyasının içerisinde bulunan bir iş adamı olarak. Fakat bütün bu vahim ve kötü ekonomik denetimlere rağmen bunu çok fazla önemsemiyorum, çünkü siz eğer iyi niyetliyseniz maharetlerinize göre siz 3 senede ekonomiyi çözersiniz, ben 10 senede çözerim neticede ekonomi maddesel bir hadisedir ve çözülebilir. Çözümü vardır. Benim asıl kaygım, devletimizin varlığı ve milletimizi birlik ve beraberliği ile ilgili tahribatlardır. Şimdi hayatımız boyunca hiç yaşamadığımız hadiseler ile karşılaşıyoruz.
Mesela ben Türk'üm demekten, Türk milleti kelimesini kullanmaktan itina eden, vatan hainlerinin affedildiği, Avrupa Birliği Parlemento Başkanı"nın Ankara'ya uğramadan Diyarbakır'a gittiği, Diyarbakır Belediye Başkanı"nın her gün adeta namusumuza haysiyetimize hakaret ettiği bir atmosfer yaşıyoruz. Yine çok enteresan hadiseler var; devlet büyüklerimiz kalkıyor ve bir guruba diyor ki "Ben size hak vereceğim" Niye vereceksiniz? Siz diyor şu ırktansınız! Sonra kalkıyor, bir başka gruba diyor ki; Size de hak vereceğim" O da diyor ki nereden çıktı biz milletin bağıyız, siz şu ırktansınız! Bir başka guruba diyor ki; "Siz de şu topluluktansınız" ve dolayısı ile böylelikle Türkiye'de ayrışma süreci başladı. Asıl tehlikeyi burada görüyorum. Derhal Türk siyasetinin ve seçmeninin aklını başına alıp, bunları derleyip toparlayıp seçimlerde doğru sandıkta irade beyanında bulunmasının ihtiyacının hasıl olduğuna inanıyorum."
DENGE: Sayın Başbakan"ın "Türk alt kimliği" diye bir söylemi var, bu noktadaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
GÜMÜŞ: "Ben bu söylemi çok saçma buluyorum. Sayın Başbakan vatandaşlık tarifi ile millet tarifini birbirine karıştırıyor. Vatandaşlık ayrı bir şeydir ve millet ayrı bir şeydir. Sayın Başbakan ve Başbakan nezdinde ki hükümetin, bir an önce doğru millet tarifi yapması gerektiğine inanıyorum. Mesela, Türk Cihan Hakimiyeti Mevkiyesinin Müellifi Osman Turan'ın çok güzel ve çok lezzetli bir tarifi vardır. Diyor ki; "Osmanlı'nın bu coğrafyadaki bakiyelerinin tamamına Türk Milleti denir" mesela bir başka millet tarifi yapayım. Yaşayan milli tarihçilerimizden Yılmaz Özpınar'ın benzeri bir tarifi vardır. Diyor ki "Tarihin içerisinden süzülerek gelmiş, kol kola girmiş, tek yürek tek yumruk olmuş ve adına Türk demişler. Bunun içerisinde Laz'ı da var, Kürt'ü de var, Çerkez'i de var, Abaza'sı da var, Türk'ü de var." Şimdi Sayın Başbakan"ımızın ve devlet büyüklerimizin bu millet tariflerini yeniden gözden geçirmesi ve buradan beslenmesi lazım."
DENGE: Samsun bazına indiğimiz zaman, Samsun genelinde siyaseti irdelediğimiz zaman, siz İstanbul'da iş yapan, ticaret yapan ama kalbi Samsun'da atan insanlar olarak, parlamenterlerimizin Samsun'u yeterince temsil ettiğini veya yeterince hizmet ettiğini düşünüyor musunuz?
GÜMÜŞ: "Vallahi açık ve net, ben düşünmüyorum. Bunun nedenine gelince, Samsun'da şöyle bir siyasetçi profili var. Çifte pasaportlular siyasete hakim. Yani tabi ki, çifte pasaporttan kastımız belli bu arkadaşlarımız siyaset yapmalı ama oran bu olmamalı. Bunu siyasette belirleyici olanlarda göz ardı etmemeli ve bunu da değerlendirmelidirler. Samsun'un çocukları, yolu sadece Samsun'dan geçen Samsun'un has evlatları siyaset yapmalı. Diğer arkadaşlarımız da siyaset yapmalı"
DENGE: Samsunluluk dendiği zaman ne anlıyorsunuz?
GÜMÜŞ: "Samsunluluk dendiği zaman, cenazesinde de, bayramında de, tatilinde de, Samsun'da olan insanları anlıyorum. Yani bakıyorsunuz, bayramında seyranında başka vilayette, Samsun'un doğusunda, ama seçim mahalinde ise Samsun'da olan siyasetçiyi anlamıyorum"
DENGE: Özel hayatınıza inmek istedik ve hobilerinizi merak ettik, hobileriniz noktasında söyleyecekleriniz nelerdir?
GÜMÜŞ: "Gerek ticaretteki meşguliyetim gerekse içtimai hayattaki bazı sosyal sorumluklarım nedeni ile kendi özel yaşantıma çok fazla vakit ayıramıyorum. Hobilerime gelince, gece 2'de de, 3'de de, 4'de de gelsem, 3 yaprakta olsa 10 yaprakta olsa 100 yaprakta olsa muhakkak kitap okurum. Müzikle alakam da var. Çocuk yaştan beri bağlama çalıyorum ve Türk Halk Müziği aşığıyım ve artı İmam Hatip yıllarında da güreş yaptım güreşi hakikaten severim."
DENGE: Taraftarın merak ettiği bir soru var! Samsunspor"da yarım kalan başkanlık görevinize tekrar geri dönmeyi düşünüyor musunuz?
GÜMÜŞ: "Yakın gelecekte öyle bir şey görünmüyor, şu anda mevcut bir yönetim var. Mevcut şartlara göre başarılı bir yönetim de var. Bizim Samsunspr"a gelmemiz şöyle olabilir! O geldiğimiz yılları hatırlarsak, o zaman Samsunspor sahipsizdi kapısına zincir vurulmak üzere olan bir Samsunspor vardı. Allah o günleri Samsunspor'a bir kez daha yaşatmasın, benzeri şartların oluştuğu Samsunspor'a sahip olunmazsa, Samsunspor kaçıncı ligde olursa olsun ister Bank Asya"da ,ister 3. ligde, ister amatör kümede, biz varız deriz ve Samsunspor'a sahip çıkarız. Ama şu anda görüyorum ki, öyle bir şeye ihtiyaç yok"
DENGE: Kulüp başkanlığını bıraktıktan sonra İstanbul'a geri döndünüz, ondan sonraki hayatınız nasıl? Biraz da ondan bahsedebilir misiniz?
GÜMÜŞ: "Bizim kulüp başkanı olmadan önce, gerek ticarette, gerekse normal hayatta oldukça yoğun bir hayatımız vardı. Kulüp başkanlığını bıraktıktan sonra da pek fazla bir şey değişmedi. Yine yoğun iş temposu ve herkes gibi sosyal işlerle uğraşan bir durumum var"
DENGE: Son dönemde İstanbul'da özellikle inşaat üzerine çalışmalar başlattınız o konu ile ne söylemek istersiniz?
GÜMÜŞ: "zaten yıllardır inşaat işleri ile uğraşıyoruz. Bir proje geliştirdik ve sonra dedik ki, öyle bir şey yapalım ki, Samsun ve İstanbul"da diğer hemşeri gruplarının yapamadığı ve hemşeri gruplarının gıpta ile bakabildiği bir projeksiyon geliştirelim, adını da Samsun koyalım ve öyle bir şey yapalım ki bizim Samsunlu hemşerilerimiz kolaylıkla kendilerine konut edinebilsinler. Bu çok büyük bir proje ve çok uğraştıracaktır bizleri, dolayısı ile bu projemize zannediyorum ki 2010 yılsonunda başlayabileceğiz"
DENGE: Kulüp başkanlığınızı bıraktığınızdan sonra, siyasete atılma gibi bir durumunuzun olduğunu da öğrendik! "Sezgin Gümüş siyasete atılacak" gibi duyumlar aldık.
GÜMÜŞ: "Şimdi onu söyle söyleyeyim! Kulüp başkanı olduktan sonra tabi ki doğal olarak ismimiz daha fazla duyuldu kamuoyu tarafından ve kulüp başkanı olmadan önce de siyasetle zaten yakından ilgileniyorduk. Bizi yakından tanıyan bütün dostlarımız da, bizim siyasi duruşumuzu çok yakinen bilirler ve bunu da kimselerden saklamıyoruz. Şimdi siyaset nasıl yaparız? Bizim İstanbul'da hayatımızın önemli bir kısmı Samsun mücadelesi ile geçti. O yıllarda biz bu işlere başladığımız zaman İstanbul'da Samsun dernekleri yoktu. Hemşerilerimiz bize dediler ki; "Samsunluları derleyelim toparlayalım ve İstanbul'da bir güç haline getirelim" İstanbul"da nerede bir Samsunlu var, orada onlara ait köy ilçe belde dernekleri kurduk. Bu derneklerimiz belli bir sayıya ulaştığı için daha sonra hemşerilerimiz dedi ki "Bir ve beraber hareket edebilmek için bir üst kimlikte oluşturalım" Samsun Dernekler Federasyonu"nu kurduk. Uzun yıllar orada genel sekreterlik yaptım. Daha sonra da, Türkiye'de sivil toplum kuruluşları içerisinde federatif yapılar oluştuğu zaman Karadeniz'de yine bir ilk yaptık. Bu derneklerimizi kurucusu olduğum, Samsun Dernekler Federasyonu (SADEF) altında topladık. Sonra hemşerilerimiz dediler ki "Ya biz bunları yaptık, daha cok işçi sınıfı olan, avam diyebileceğimiz, sayıları yüzbinlerle ifade edilen Samsunlu hemşerilerimiz içerisine Samsun sermayesini sokamadık. Samsun'un iş adamlarını bir başka çatı altında toplayalım. Samsunlu yöneticiye ve sanayiciye Samsunlu İş Adamları Derneği'ni (SİYAD) kurduk ve uzun yıllar ben o derneğin genel başkanlığını yaptım. Gerek İstanbul gerekse Samsun adına SİYAD'la beraber çok önemli işler yaptık. Bütün bunlar hemşerilerimizin arzu ve istekleri ile oldu. Bir günde derlerse ki ya Sezgin Başkan Samsun siyasetinde İstanbul'da Samsunlular adına siyasette zafiyet var ve sana ihtiyacımız var! İşte o zaman siyaseti düşünebiliriz"
DENGE: Samsunspor'da başkanlık yaptığınız dönemde büyük sıkıntılar yaşadığınızı biliyoruz. Destek konusun da şehirden tam bir destek alamadınız. O günlerden kısa bir yorum alabilir miyiz?
GÜMÜŞ: "O günler hepimizin malumu günler ve hepimizin yakından bildiği günler. Ne yazık ki, Samsun'dan arzu ettiğimiz ekonomik desteği alamadık. Mevcut yönetimde aynı şekilde, ama mevcut yönetim Samsunlu, biz istanbul'dan buraya gelmiştik ve bizim durumumuz daha bir vahimdi"
DENGE: Şöyle bir durum var Başkanım siz geldiğinizde sahipsiz bir takım vardı ortada, siz Samsun'a İstanbul'dan o cesareti kendinizde görerek geldiniz, bence büyük bir başarı ve kulüp başkanlığına aday olmakta öyle. Bence bunu gören, Samsunlu iş adamları sivil toplum örgütleri ve belediye başkanlarının size daha çok destek olması gerekmiyor muydu?
GÜMÜŞ: "Biz veya bir başkası şehrin kendi iç dinamiklerinde, Samsunspor'a destek olması lazım. Bu kitle hareketlerinde çok önemli bir enstrümandır. Özellikle futbol en önemli enstrümandır. Bakın bir dünya kupası finali izledik, dünyanın en çok seyredilen takımı Türk milli takımıydı. Bütün İslam coğrafyası ve Türk coğrafyası Türk milli takımını takip ediyordu. Bu kadar, kıtalar arası milletleri buluşturan bir spor dalı. Şimdi Türkiye'nin en çok tanınan şehri en güçlü hemşeri lobisi olan şehri Trabzon'du. Bu güçlü Trabzon vilayetinden, Trabzonspor'u çıkardığımız zaman Trabzon'dan geriye hiç bir şey kalmıyor. Yani hiç bir reklam aracının ile bu ölçüde, etkide ve daha az maliyetle yapamadığını futbol yapar. Ben şu an şehrin iç dinamiklerinin, Samsun için Samsunspor'un ne kadar önemli olduğunu anladıklarını zannetmiyorum. Ama er ya da geç bir müddet sonra bunu anlayacaklar. Şu anda gördüğüm kadarı ile iyi niyetli bir yönetim var. Samsunspor'un şu an yürüme ile ilgili bir problemi yok, sadece zıplama ile ilgili bir problemi var. Ben bir kaç sene içerisinde Samsunspor'un Süper Lige çıkacağını düşünüyorum"
DENGE: İlerleyen günlerde ilerleyen dönemde siyaseti düşünürseniz, hangi partiyi düşünürsünüz?
GÜMÜŞ: "Şimdi Avrupa'ya bakalım, Mesela Almanya'da ister Sosyal Demokratlar ister Liberaller olsunlar, bir tek felsefenin üzerine otururlar. O milletin milliyetçiliğidir, yani Alman milliyetçiliğidir. Fransa'ya bakın hangi felsefe iktidarda olursa olsun Fransız milliyetçiliği, İngiltere'de olsun, İngiltere milliyetçiliğinin, İtalya'da olsun İtalyan milliyetçiliğinin üzerine oturulur. Türkiye'de yaşayan milletin milliyetçiliğinden bahsettiğiniz zaman, nerede ise gerici, yobaz, bağnaz gözü ile bakılıyor. Bütün bunlara rağmen, ben bu milletin milliyetçisiyim. Türk milliyetçiliğinin siyaset arenasında, onun üzerinden siyaset yapan tek parti var oda Milliyetçi Hareket Partisi"dir. Dolayısı ile siyaseti düşünürsem Milliyetçi Hareket Partisi'nde siyaset yapmayı düşünürüm"
DENGE: Samsunspor taraftarlarına ve şehrin ileri gelenlerine bir mesajınız var mı?
GÜMÜŞ: "Vallahi Samsunspor'un birlik ve beraberliğe ihtiyacı var tabi ki yanlışlıklar ve eksiklikler olabilir. Her yanlış ve eksikliği de abartmamamız lazım. Bazı eksiklikleri ve yanlışları örtmekte, gece gibi karanlık olmada fayda var. Dolayısıyla herkes Samsunspor'u desteklemelidir"
Antalyaspor, Sizin Başkanlık dönemizde Turgut Doğan'a bir buçuk trilyon bonservis bedeli vermeyi kabul etmişti
GÜMÜŞ: "O dönemde sadece Turgut'a değil Sercan'a da talip vardı. Ben gider ayak futbolcu satan bir başkan olmamak için ben satmadım. O dönemde olan maddi kaynak ihtiyacını o tasarrufu yeni dönemin kullanması için ben satmadım. Turgut'un dokuz yüz bin dolara gitmesi ise bu günkü şartlarda bence iyi çünkü iki tane futbolcu alındı. Samsunspor'a hayırlı uğurlu olsun"
DENGE: Avrupa Şampiyonası"nda, Dünya Şampiyonası"nda 2. olan bir sporcuya destek verdiniz, bundan öncede spora ve sporcuya olan desteklerinizi biliyorduk. Mustafa Balcı'da, sizin desteğinizle birlikte dünya 2.si oldu bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?
GÜMÜŞ: "Beni bir dostum aradı ve aracı oldu. Konuyu izah etti, bir gün vardı. Ekonomik sıkıntılardan dolayı Türkiye'yi temsil edemeyeceklerdi ve bizim de böyle bir şeye gönlümüz razı olmadı. Samsun'la ilgili her konuya duyarlı olduğumuz gibi, bu konuya da duyarlı bir şekilde bakarak, Cihan şampiyonu bir hemşerimize sponsor olduk. Bununla da büyük bir gurur duyduk. Yanlış yerde yatırım yapmamışız, hem Türkiye'nin hem Samsun'un çok iyi bir şekilde reklamını yaptı ve çok iyi bir şekilde temsil etti. Daha önce de zaten 19 Mayıs Üniversitesi"nin güreş takımının sponsorluğunu yıllarca İstanbul'dan biz yaptık. Mustafa Balcı adına yaptık iyide olmuş ve bundan sonrada devam edecek. Sadece Mustafa Balcı"ya değil aynı zamanda, Yusuf İmamoğlu'na da sponsor olduk. O da dünya şampiyonu olacaktı, fakat maalesef elendi. Belediyeler de zor imkanlar ile bir şeyler yapmaya katkıda bulunmaya çalışıyor ve sporcular belediyeleri eleştiriyorlar ben bu konuya üzülüyorum. Belediye Başkanı"nı, ben yakından tanıyorum spor ve sporcu ile yakından ilgilenen seven bir arkadaşımızdır. Belediyenin imkanlarının kısıtlı olmasından dolayı ben yardımda bulunamadığını düşünüyorum"
İki türlü Samsunsporlu var; bir Samsunspor diye mesleği olanlar , bir de Samsunspor diye meselesi olanlar var .
Denge: Bize zaman ayırıp, böyle güzel bir söyleşi yapmamıza imkan verdiğiniz için teşekkür ederiz.
Sezgin Gümüş; Ben de Denge ailesine ve Gazetenin sahibi dostum Adnan Bahadır"a bana bu fırsatı verdiğiniz için şükranlarımı sunarım. Hayırlı Pazarlar diliyorum.
Sezgin Gümüş Kimdir?
"Sezgin Gümüş 1970 Samsun Çarşamba doğumludur, fakat bu gün nüfusa kayıtlı olduğu İlçe Samsun'un Terme ilçesidir. Babasının memuriyetinden dolayı, Samsun dışına çıkarak Türkiye"nin dört bir tarafını dolaşmış ve Trakya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünü okuyarak, bilgisayar mühendisi olmuştur. Bir müddet mezuniyetten sonra yabancı şirketlerde çalışmış. Önce bir Amerikan şirketinde, sonra bir Alman şirketinde ve daha sonra da kendi mesleğinde bilişim sektörüne girmiş, sırası ile inşaat sektörü, inşaat malzemeleri imalat sektörü, hizmet sektörü, temizlik, güvenlik, çöp, çöp toplama, ilaçlama ve profesyonel personel temini ihtiyaçlarına kadar geniş bir yelpazede hizmet veren şirketler bünyesinde 2000'in üzerinde insan çalıştıran, kardeşleri ile beraber insana ekmek veren bir aile şirketinin sahibi olmuşlardır. Bu şirketlerde çalışan personel ve yöneticilerin hemen hemen hepsi Samsunludur.