Gerçekten de Muazzez Ersoy'un şarkısında söylediği gibi "Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek, dudaklarımdan yıllarca düşmeyeceksin Samsunspor'um." Sen varsan biz varız, biz demek sen demek, sen demek bu büyük taraftar demek.
Artık taraftarlarımızla ilgili ne yazacağımı inanın ki şaşırıyorum. Onları analatacak kelimeler bulamıyor, cümleler kuramıyorum. Çünkü her ne kadar anlatmak istesemde tam o anda gözlerim yaşarıyor, boğazım düğümleniyor. O muhteşem atmosfer anlatılmaz yaşanırda ondan. Bende bir taraftar olarak hepsinin önünde büyük bir saygıyla düğmelerimi iliklerken, bütün herkese takımımız için göstermiş oldukları bu büyük ilgilerinden dolayı "Hepsinden Allah razı olsun." diyorum.
Gelelim bir diğer konumuza... Atmosfer harika, protokolde ise vekillerimizden bazıları, bürokrasiler vs. herkes kendisine ayrılan yerleri doldurmuş. Fakat günler öncesinden itibaren bütün Samsun'un ve taraftarların beklediği kişi bir türlü protokolde gözükmüyordu. Ama o da ne! Beklenen kişi Samsunspor soyunma odasına ait tünelden bir kaç arkadaşıyla boynunda 'Kırmızı-Beyaz' atkısı ile stadın çimlerine ayak basıyor ve bir anda statda yer yerinden oynuyor. Hep bir ağızdan "El salla el salla, Galip Öztürk el salla." sesleri adeta statdan tüm Samsun'a yayılıyor, insanlar ona yani Samsunumuz'un yiğit iş adamı pankartda da yazdığı gibi sponsoru değil gururu olan Çarşamba'nın yetiştirmiş olduğu efsane başkan rahmetli Hasbi (Ağa) Menteşoğlu'ndan sonra başka bir Çarşambalı olan Galip Öztürk'ü Samsun halkı hakettiği değeri ve saygıyı kendisine gösteriyordu. onlar bunu yaparken Sn. Galip Öztürk ise stadı maç bitiminde dolaşıp taraftarlarla bütünleşiyor ve onları selamlıyordu. Ben de buradan kendisine teşekkür ederken "Allah senden razı olsun Sn. Öztürk." diyorum.
Maçımıza gelince, İzmir temsilcisi Karşıyaka play-off a kalmak için tabiki buradan puan yada puanlar almak isteyecek ve onun için her yolu deneyecekti. Maç başladıktan sonra gördük ki, Karşıyaka defansı önde kurmuş ve ilk topa basan, top bize geldiğinde ise adeta Zenke, Agbetu ile diğer oyuncularımızın başına birden 3-4 kişi basıyor, ayrıca da gözle görüşür bir sertliğe başvuruyorlardı. Zaten bunun sonunda da daha ilk yarı bitmeden 10 kişi kalmalarıda bunun bir göstergesiydi. İkinci yarıda ise İzmir ekibi bu sefer tam tersine 10 kişi defans yapıyor kontra atakla gol arıyordu. Ama o da olmayınca sahadan 3-0 mağlup ayrılarak İzmir'in yolunu tutup Samsun'dan ayrılırken bizede son 6 haftada Karşı-Yaka'ya geçmek kalıyordu.
Bize gelince maça ilk dakikalarda biraz kopuk ve dağınık başlasakda ilerleyen dakikalarda oyunumuzu rakibimize kabul ettirdik ve bu maçtan da alnımızın akıyla ayrılıp, hanemize 3 puanı yazdıran taraf olduk. Buradan hocamız Kalpar başta olmak üzere herkesi cani gönülden kutluyor, haftaya Denizli deplasmanından da puan yada puanlarla dönmelerini temenni ediyor, "Yolumuz açık şansımız bol olsun, Allah yar ve yardımcımız olsun." diyorum.