BİR YANDAN PERŞEMBE SOHBETLERİ TERTİP EDİP DİĞER YANDAN KUL HAKKI YİYENLER
Bugüne kadar yazmış olduğum hiç bir yazıdan pişmanlık duymadığım gibi, yaptığım tespitlerin tamamına yakınının doğru çıkması da olaylara bakarken ne kadar objektif olduğumun delilidir. Diyeceksiniz ki bunu nereden biliyorsun az sonra anlatacağım olayı dinlediğinizde ne kadar haklı olduğumu siz de göreceksiniz. Her zaman söylediğim gibi keşke haklı olmasak da insanlar bu sıkıntıları yaşamamış olsalardı.
Müslüman olmak ile gerçek mümin olmak arasında fark vardır. Müslüman İslam"ı kabul etmiş kişidir, mümin ise iman edip, gereğini yerine getiren kişidir. Bir insan Allah"a ve ahiret gününe iman etmiş ama İslam"ın gereğini yerine getirmiyorsa Müslüman"dır ancak gerçek iman ehli bir mümin Allah"ın emirlerini yerine getiren kişidir. Böyle bir tarife neden ihtiyaç duyduğumu merak ederseniz daha önce TSO"nun şeytanları diye bir köşe yazdığımı hatırlayanlar kimleri kastettiğimi bilirler. Bilmeyenler için tekrar anlatmak istemiyorum sadece TSO"nun orta şeytanı olarak vasıflandırdığım zati muhterem her perşembe akşamı sohbet toplantıları tertip edip, cennete girmenin yollarını anlatan veya anlattıran ihlaslı kardeşin millete talkımı verip, kendisinin salkımı nasıl yuttuğunu anlatmaya çalışacağım.
Bu perşembe toplantılarına beni de davet etmişlerdi, bir tanesine katılayım bakayım neler konuşuyorlar dedim. Önce yemek yiyip, siyasi veya günlük sohbetten sonra bir arkadaş elinde bir kitapla sohbet ediyor, katıldığım toplantının konusu "Cennete girmenin anahtarı" idi, hoca efendi detaylı bir anlatımdan sonra cennete girebilmenin en kolay yolunun birlikte olduğumuz cemaatle arkadaş olmaktan geçtiğini anlatınca onlara Oflu hocanın cemaati müslimine yaptığı vaazu nasihati anlattım. Oflu hoca vaazu nasihatinde cemaati müslimine demiş ki Ey çemaat ayakta bevletmek (Ufak abdest dökmek) en böyyük günahlardandır, sakın ha siz, siz olun ayakta bevletmayun, teyeceksunuz ki hoçam sen niye ayağa bevleteyursun, gardaşlarum penumki çok uzun olduğundan teğeyu yere ne edeyim demiş. Sizin anlayacağınız kendi maslahatı mubareğinin reklamını yapıyormuş. Bizim keresteci kardeşin hocası da bize kendi cemaatinin reklamını yapmak için bunca vaazu nasihatte bulunmuş!
Her fırsatta dinden, imandan hoca efendinin yaptığı dualar sayesinde bu alemin var olduğunu ve bugünkü iktidarın ayakta durduğunu anlatan bizim keresteci kardeş bundan bir kaç yıl önce kerestecilik mesleğinin yanında yemek fabrikası işine giriyor, tanıdık, eş, dost yanında cemaatin de adını kullanmak kaydı ile etrafta ne kadar yemek işi varsa hepsine el koymakla kalmayıp, TSO"da yenen yemekten, Hafif Raylı Sistem"de çalışan personelin yemeğine varıncaya kadar yemekle ilgisi olan kurumların tamamına el atıyor. Rakip firmalara adeta nefes aldırmayıp, hepsini ortadan kaldırmak için elinden geleni ardına bırakmıyor. Bu yaptıklarından pes eden birçok işletme piyasadan çekilmek zorunda kalıyor, ancak bu insanlar bizim keresteciyi Yüce Allah"a havale etmekten de geriye kalmıyorlar.
Keresteci kardeş düşük fiyat verip, işi yaparken maliyeti kurtarabilmek için şartnameye uymayınca zaman, zaman gazetemizde de gündeme geldi, bunun üzerine kontroller artmaya başlayıp, işi gereği gibi yapması konusundaki yaptırımlar uygulanmaya başlayınca işin altından kalkamayacağını gören keresteci kardeş şirketteki kendi üzerine olan hisseleri yanında çalıştırdığı müdürüne devreder. Böylece bir taş ile iki kuş vurmak ister, bir yandan ileride doğacak olan borçlardan kurtulmak ister, diğer yandan ise Gıda OSB de yemek şirketine yer temin etmek için TSO"daki yetkisini kullanma fırsatı yakalamış olur. Ancak işler ters gidip, şirket iflas edince keresteci kardeş tüm alacaklılara benim şirkette hissem yok, tamamını şirket müdürüne devrettim, gidin paranızı ondan alın demek suretiyle işin içerisinden çıkmaya çalışır. Şirket müdürü bir müddet dayanmaya çalışsa da asıl patronun işe sahip çıkmaması sonucu şehri terk etmek zorunda kalır. Şirkette çalışan işçilerin biriken maaş alacaklarını almak için şirketin asıl sahibi olan Keresteci kardeşe ulaşmaları için verdikleri tüm mücadeleler sonuçsuz kalınca bu fakirin kapısına dayanırlar. Rahmetli Ahmet Vardar gibi bizde buradan Keresteci kardeşe sesleniyoruz, bu çocukların maaşını adam gibi öde, yok ödemem diyorsan o zaman mensubu bulunduğun cemaatten de TSO"dan da ayrıl. Bu çocukların paralarını ödemeden bir daha basına çıkıp beyan verecek olur isen o çocukları manşet yapıp, seni alemi cihana rezil ederim haberin ola. Bu işler Perşembe sohbetlerinde millete talkımı verip, kendin salkımı yemeye benzemez. Kalın sağlıcakla