BIRAKIN HALK KARAR VERSİN

Adnan Bahadır

Toplum mühendisliği her dönemde olmuştur ama nihayetinde zorlamalarla iktidarlar nereye kadar gitmiştir hepimiz biliyoruz. 1960 darbesi olmadan önce yapılan seçimlerde açık oy gizli tasnif sistemiyle ne kadar iktidarda kalınabildi ortada. Daha sonraki dönemlerde CHP’yi iktidara bırakabilmek için yapılan operasyonların ne kadar tuttuğu ortada. Aynı şekilde 28 Şubat postmodern darbe girişiminde bin yıl sürecek dedikleri süreç üç dört yıl dahi sürmeden yok oldu gitti. Askeriyenin vesayetiyle iktidarda tutulmak istenen partileri toplum nasıl devre dışı bıraktı ortada. 1980 darbesinden sonra kurulan MDP’yi askerlerin desteğiyle toplum mühendisliği yaparak iktidara taşımak isteyen zihniyetin sonunda halk merhum Özal’ın kurduğun ANAP’a nasıl yüklendi ve iktidar oldu ortada. AK Parti, iktidar olduktan sonra açılan kapatma davalarından sonra paralel yapının yaptığı algılardan tutun da 15 Temmuz darbe girişimine dek iktidarı devirmek için yapılan organizasyonları halkın nasıl püskürttüğü de ortada. Askeriyede Allah adının duada dahi yasak olduğu bir dönemden Tanrı kelimesinin neredeyse hiç olmadığı bir döneme girilmesinin de halkın devrimi olduğu açık ve net ortada iken son zamanlarda yaşanan bazı olaylar insanın canını sıkmıyor değil.

Nedir bu olaylar derseniz; ben hiçbir zaman olaylara kendi dünya görüşümden etkilenerek bakmam, objektif kanaatim neyse onu söylerim. Ülkede henüz seçim meçim yokken herkesin geçim derdinde olduğu bir dönemde emekli inim inim inlerken seçim sathı meyline girilmiş gibi yok şuraya gitmek, yok buraya gitmek abesle iştigal değil de nedir? An itibarıyla CHP’nin cumhurbaşkanlığı için tek adayı İmamoğlu olmasına rağmen ön seçim kararı alıp İmamoğlu’nun işini gücünü bırakıp şehir şehir dolaşması komikten de öte bir şey değil de nedir? Açık ve net şunu belirtmek isterim ki bu ülkede 2027 yılından önce seçim yok. Hal böyle iken sanki önümüzdeki yıl seçim varmış gibi ortalığı ayağa kaldırmanın âlemi de yok. Zaten yerel seçimler yapılalı henüz bir yıl olmuşken İmamoğlu’nun şehir şehir gezmesinin ne âlemi var anlamış değilim. Ben cumhurbaşkanı adayıyım diye açıklama yapmasına da bence gerek yoktu, zamanı gelince çıkar aday olurdu ve toplum da kararını verirdi.

Gelelim beriki tarafa; İmamoğlu’nun önünü kesmek için mahkemeler, soruşturmalar, diploma skandallarına hiç gerek yok. Toplum mühendisliği yaparak hiçbir yere varılmaz. Demokrasinin yaşandığı bir ülkede yaşıyoruz, herkes hür iradesiyle çıkıp aday olsun, halk da ona göre kararını versin. Bu tür işlerle uğraşana kadar perişan olan emeklinin halini azıcık düzeltseniz zaten iktidarda kalmaya devam edeceksiniz ama emekliyi yok sayıp insanları 14.500 liraya mahkum ederseniz istediğiniz kadar toplum mühendisliği yapın asla başaramayacağınızı da buradan haykırıyorum. Allah aşkına azıcık insanların nasıl geçindiklerine bir bakın. Kimse yalandan havalanmasın, toplumun iki kesimi kaldı. Zenginler ve fakirler. Orta sınıf diye bir şey kalmadı. Zenginler paralarına para katıyorlar, fakirler de açlık ve sefaletle mücadele ediyorlar. Bu gerçekleri görmezden gelerek insanların gönlünü alacağını sananlar avuçlarını yalarlar. Merhum Demirel tencere iktidar yıkar derdi, bu gerçeği unutmayın. Karnı doymayan insanlara ne anlatırsanız anlatın asla inanmaz.

Gelelim ekonominin gidişatına. Doğrusunu ararsanız ben şahsen bu gidişatın fena olmadığını düşünüyorum. Her ne kadar TÜİK’in enflasyonuyla sokaktaki enflasyon birbirini tutmuyorsa da eski ateşli zamlar gitti, yerini vatandaşın acımasız zamlarına bıraktı. Eskiden akaryakıt ve döviz fiyatlarını baz alarak işte pahalılık bundan oluyor diyenlerin şimdi akaryakıt ve dövizdeki artışların üç, dört misli zam yapmaları vicdansızlık değil de nedir? Ramazan’da dışarıda iftar açmamaya özen gösteriyorum ama mecbur kaldığımız iftarlara da katılıyoruz. Önceki akşam bizim tavuk üreticilerinin iftarına katıldım. Çorba, güveç, pilav ve tatlıdan oluşan menünün fiyatı 800 liraydı. Allah aşkına böyle bir şey olabilir mi? Aynı menüyü evde yapıyoruz maliyeti 200 lirayı geçmiyor. Bu kadar insafsızlık olur mu? Kendi arkadaşımın kafesinde iftar verdim, maliyeti 500 lira civarında. İkisi de adam çalıştırıyor, ikisi de iş yeri. Nasıl olacak siz takdir edin. Çok uzattım burada kesiyorum, hepinize hayırlı Ramazanlar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.