Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde,ülkenin toprak bütünlüğüne göz diken ,yurttaşını öldüren bir terör örgütünün medyada övüldüğünü göremezsiniz. Terör örgütü lideriyle el sıkışıp kuryelik yapan yabancı servisler hesabına çalışan bilim adamı ,kanaat önderi baş tacı edilmez .Teröristlerin kanlı eylemlerini masum ve makul gösterip anti-militarist propaganda malzemesi yapan gazeteciye , siyasetçiye itibar edilmez.
Sözgelişi : ABD"de Bin Ladin veya El-Kaide lider kadrosundan bir militan ile söyleşi yapamazsınız.Yapsanız dahi yayımlayamazsınız.Terör eylemlerini habercilik adına çarpıtamazsınız.Halkı aldatamazsınız.Olayları provoke etmenize izin verilmez..Yaptığınız taktirde toplumun büyük bir infiali ile karşı karşıya kalırsınız. Meslektaşlarınız tarafından aforoz edilirsiniz.
Düşünebiliyor musunuz ? Bir Başbakanın ,ETA veya İRA lideri veya militanı ile mülakat yapıp milletin gözünün içine baka baka Devletin yürüttüğü mücadelenin safında yer alamayacağını veya örgütü Bölücü ,terörist ve ayrılıkçı olarak nitelemekten uzak durulması gerektiğini söyleyecek....düşünebiliyor musunuz?Batı Ülkelerinde olmaz.Bizde olur. Kalkıp yasa dışı/ bölücü terör örgütünün Manifestosunu açıklayıcı söylemlerde bulunan bir siyasetçi ,bir daha ne kendisi ,ne Partisi halkın karşısına çıkabilir...Parlamentonun yolunu zor bulur.
Hamas"ın seçilmiş Başbakanı"nı Türkiye"ye davet eden Hükümet yetkilileri,kendisi ile görüşmemek için bin dereden su getirdiler.Çünkü ABD ve İsrail anılan örgütü , - Parti dahi olsa- terörist örgüt kabul etmektedir.Bu nedenle emsal düzeyde görüşme yapılmasına izin verilmemiştir.
Bu bağlamda ,AB ülkelerinde Demokrasi ...Hukuk ,İnsan hakları ve Fikir özgürlüğü milli birlik ve bütünlüğün önüne geçemez.Bu yaldızlı /süslü sözcükler geleceği ipotekli ülkeler için geçerlidir. Mesela Bizim gibi Emperyalistlerin sömürge statüsünde gördüğü ve küçülmesi / bölünmesi istenilen devletler için geçerlidir. Yoksa, terör destekçisi siyasi partilerin defteri hemen dürülür.Kimin ne diyeceği /ne kadar oy aldığı hesaba bile alınmaz.Ekranların dezenformasyon programlarla işgal edilmesine izin verilmez.Yargı /hukuk kuralları hemen işletilir.
Bizde tam tersi olur. Hatta en muteber ,reytingi yüksek programlar olur.Geçen dönemdeki olayları hatırlayınız.Terörle ilgili kimin ,kimlerin ne söylediğini,nelerin yapıldığını bir hatırlayınız.
Bağımsız seçilerek hülle yoluyla Mecliste grup oluşturmuş etnik ırkçılığa dayalı siyasi bir Partinin milletvekili -ettiği yemine sadakat göstermesi bir yana- Partisinin kapatılma davası sürecinde PKK "yı terör örgütü olarak kabul etmemesi ,hatta Partisinin (PKK"nın) siyasal yapılanması olarak görmesi ;Ve yürütülen silahlı mücadeleye gerilla savaşı diye askeri misyon yüklemesi İktidar çoğunluğu tarafından tepki gösterildi mi?
Bir başkası ,Pkk ,yı 12 Eylül Askeri Darbe sonucunda Kürt soykırımı (!) yapıldığı için ortaya çıktığını ilk kez dillendirmektedir.Böylece Bölücü Teröre yeni bir boyut kazandırmaktadır.
Terör örgütünün talepleri , Sn. Başbakanın 1991 Yılında o zamanları Kapatılan Refah Partisi İstanbul İl Başkanı iken hazırlatılan ve altında imzası bulunan Rapor"da Güneydoğu Sorununa ilişkin taleplerin İmralı Canisinin ve DTP "nin yüksek sesle açıkladıkları, sokak eylemlerinde dile getirdikleri istekler birebir örtüşmektedir. AKP"nin Terörden ve terör ile mücadelenin gerekliliği/gereksizliği bu rapordan anlaşılmaktadır.
Her eylem sonrası ,Zirve gündeminde acilen ele alınan ve tartışılan çözüm önerileri göstermeliktir. Amaç ,süreci uzatmaktır. AKP"nin meşhur kazan kazan siyaset klasiğidir .Toplumun Batısı ile Doğusu arasındaki gerilimi düşürmek , yaklaşan seçimlerde iktidarı kaybetmemek adına başvurulan siyasetin öteki yüzüdür.
Mesela : Terör"e ortak bir isim koyulamıyor. Sebepleri ,mücadele metotları üzerinde anlaşılamıyor. Taleplerde anlaşma sağlanamıyor. Yörenin sosyo-kültürel ve feodal yapısı hesaba katılmıyor. O zincir kırılamıyor /kırılmak istenmiyor.Bölgesel faktörler /Aktörler /hassasiyetler (jeopolitik konum) analitiği yapılamıyor.Belki de en önemlisi yaşadığımız yüzyılın Emperyal projelerinin kar/zarar hesabı yapılamıyor,İktidar iradesini ortaya koyamıyor.
Sorunun bir başka yönü ;Çağımızda haritaların ,sınırların değiştiği ; iki büyük savaş sonrası kaybolan,kaybeden ,küçülen,değişen devletlerin var olduğu ve bundan sonra da olacağı , misyonsuz ve vizyonsuz milletlerin değişime ayak uyduramadıkları taktirde kaderlerine razı olacakları gerçeğini kabullenemiyoruz.
Üzerinde yaşadığımız coğrafyada hiçbir dönem rahat bırakılmadık. Hatırlamaya çalışalım.
Savaşsız, mücadelesiz kaç yıl yaşadı bu Millet ? Cumhuriyetten sonra 30 yıl huzurlu ve başı dik yaşadı..Son terör belasıyla geçen 25 yılda 300 milyar dolar harcadı..35 bin şehit verdi...
Bu Terör bitmez ! diyenler ,bu kanaate nereden vardıklarını açıklamak durumundadırlar.
Yani. Resmi ideoloji sorgulanmalı mıdır? Kürt kimliği tanınmalı, eşit ve gönüllü birlik oluşturmalı mıdır? Devletin geleneksel ve silaha başvurum yöntemi iflas etmiştir ; deyip devlet terörü kınanmalı mıdır ?Kürtçe eğitim dili olmalı mıdır? Merkezi devlet küçülmeli ,Federasyon tartışılmalı mıdır? Anayasa değişmeli değişmez maddeleri değiştirilmeli iki Uluslu ,iki dilli ,çok kültürlü bir yapıya kavuşturulmalı mıdır?Asker ,Güneydoğudan çekilmeli,Genel af çıkarılmalı mıdır?İmralı Canisi ve Terör örgütünün lider kadrosu siyasete döndürülmeli midir?Etnik kimlikli siyaset ve örgütlenme özgürlüğü tanınmalı mıdır?K.Kürt federasyonu tanınmalı Barzani ile Talabani muhatap alınarak ABD"nin Ortadoğu politikaları doğrultusunda çözüm sürecine başlanmalı mıdır?
Soruların yanıtı kasd ederek Evet diyorlarsa ; AKP ve DTP ile ayni düzlemdedirler. Durmak yok yola devam bunu işaret ediyor.
Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı da Soruna ilişkin geçmişte ayrımcılık yapıldığını söylemesi..Açılışını yaptığı kitap Fuarının alt katında sergilenen bölünmüş Türkiye Haritasına sessiz kalması ,düşündürücüdür.
Irak Cumhurbaşkanı Talabani , gazeteci Mehmet Metiner"e verdiği bir mülakatta :AK Parti ile savaşmak ,Kürt halkının çıkarına karşı savaşmaktır.Türkiye Kürtleri kendi gelecekleri için Erdoğan"ı desteklemelidir. Sayın Cumhurbaşkanımız için ise : Abdullah Gül"ün de dili gül gibidir.diyerek muhataplarına destek çıkıyor..Neden acaba?
Ben çok düşündüm. Biraz da siz düşünün.