Haksız rekabet demokrasi ayıbıdır.
Seçimlere nasıl bir süreçte girildiğini anlamak için yapay gündemlere itibar etmemek gerekir.
Bu bağlamda birkaç gündür haber kanallarında iki önemli Olayı okurların dikkatine sunmak istiyorum.
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri ,Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma Fonu"ndan yoksul vatandaşlara ,hatta doğalgazlı konutta oturan fakir vatandaşlara seçim rüşveti kömür dağıtıldığı ; dağıtımın ilçe belediyelerince kiralanan araçlarla yapıldığına şahit olunmaktadır.
Sayın Başbakan"ın dağıtıma Valilerin kamyon üzerinde nezaret edilmesi talimatına uyulup uyulmadığı bilinmez ama, kömürlerin Başbakan tarafından gönderildiği,evlere AKP tarafından gönderildiği yalanı röportajlardan anlaşılmaktadır.
Bu kasıtlı bilgilendirme kirli siyasetin tabii sonucudur.
Hatırlanırsa ,birkaç gün önce, AKP yetkililerince Yerel seçimlerde bir milyon Partilinin sandık kurullarında görevlendirileceği kamuoyuna açıklanmıştı. Umarız, söz konusu dağıtımlarda , kimlik tespitinde ,adres belirlenmesinde bu görevlendirmeler yararlı olmuştur(!).
Şimdi ,birileri bana : Sosyal Belediyecilik dersi vermeye kalkmasın. Kimse , fakir fukaranın kapısına konan birkaç torba kömür üzerinden ajitasyon yapmasın..Hele dağıtım zincirinin Ekonomik Krizden doğan işsizliğe çare olduğu martavalını yutturmasın.
Bu seçimde, önceki seçimler gibi sadaka ekonomisi argümanlarını kullanacak olması aşikardır.Seçim rüşvetinin sadece bu kadarla sınırlı olmadığı bir başka gerçektir.Belediye Başkanlarının akıl almaz reklam ve tanıtım furyası boşuna değildir.
Dikkatinizi elbette çekmiştir. Samsun"un girişinden itibaren bilborglarda ,ana cadde güzergahlarında çoğu sanal yatırım projelerinin altı imzalı afişleri şahsi ve özel reklamların göstergesidir.
Olacak şey değil. Kişiler kurumların önüne geçmiştir.Asl olan devlet ve Kurumların kalıcılığı iken isimler fenomenleştirilmiştir.
Yine tespitlerime göre, son bir haftadır bazı yerel gazetelerde AKP"li Belediye Başkanların tam sayfa hatta ,on binlerce özel ekli gazetelerin ulak aracılığı ile dağıtıldığı ,bir ölçüde seçim propagandası yapıldığı bilinmektedir.
11.11.2008 tarihli İçişleri Bakanlığı"nın Samsun MHP Milletvekili Prof.Dr.Osman Çakır"ın 065000/28705 sayılı soru önergesine verdiği yazılı cevapta çelişkili ve tutarsız ifadeler yer almaktadır.
Örnek İlkadım Belediyesi"nden , 8 trilyon 240 milyar olarak 2004 yılında devraldığı borc ,bugün 21 trilyon ,yedi yüz yirmi beş milyara ulaşmış ,yani borc yaklaşık 3 kat artmıştır. Garabet ki ,tanıtım ve reklam giderleri için harcama yapılmamış !..
Denebilir ki ,bu harcamalar birileri tarafından ,hayra binaen yapılmış olsun .Samsunluk bilinciyle özellikle İlkadım" da oturanların güzel hatırı için yapılmış olsun. Sayın TOK TV programında bu görüşü savunmuştu.Umarsız ve çıkarsız bir yardım.İyi de parayı verenler Gazete ilanlarında ,çarşaf çarşaf yayınlanan resimleri ,festivallere davet edilen sanatçıları gördükten sonra paraların nereye harcandığına şaşmıyorlar mı? Savunmanın inandırıcılığı zayıf bir ihtimal.Sayın Başkan ,Bakan imzası ile gönderilen resmi bir evrakın doğruluğunu tartışmaya açıyor.Borcu toplanacak emlak vergisi ile kapatma gayretinde olması hayrete mucip bir savunmadır.
Özetle AKP"li Belediyelerin hesaplarında tutarsızlıklar ve güvensizlikler vardır. İncelenmesi ve gerçek bilgiye ulaşılması şu aşamada imkansızdır.Ancak ,İğneci mahlasıyla şiirler yazan ,dostum İsmail Özcan"ın bir beyti ile sözlerimi noktalamak istiyorum :
Zannetmeyin bu çeşme daima böyle akar.
Sizi hesaba çeken bir Molla Kasım çıkar. Hasan Anayol