Bugün birkaç konuya değinmek istiyorum bunlardan ilki köşe yazılarımıza gelen yorumlarla ilgili olacak. Şunu açık ve net belirtmek isterim ki biz noter değiliz, gelen yorumları da yayınlamak zorunluluğumuz yok. Aynı IP adresinden onlarca yorum yazarak algı oluşturmaya çalışanlar çok beklerler. Ayrıca biz tarafsız da değiliz, tarafız. Neyden yana tarafız? Doğrudan ve haktan yana tarafız. Yanlışların ve haksızlıkların da karşısında tarafız. Son yazdığımız köşe yazısında Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri’nin ayrılma ihtimalini göz önüne alarak birkaç kelam etmiştim, aradan bir gün geçmeden İlhan beyin izne ayrıldığını ve beraberinde emeklilik dilekçesini verdiğini öğrendim. İlhan beyle olan hukukumuz kavgayla başladı ama dostlukla devam etti. Kendisi iyi bir devlet adamı ve iyi bir idareciydi. Personeli memnun etmek zordur, çalışmadan maaş almak isteyen çok olur, “Az çalışın işinizi yapın” derseniz sizden kötüsü yoktur. Belediyeciliği az çok bilen birisi olarak İlhan beyin ne kadar başarılı ve ne kadar başarısız bir idareci olduğunu söylemem gerekirse; gerek teknik donanımı bakımından, gerek devlet adamlığı bakımından, gerekse tecrübesi bakımından iyi bir yönetici olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Kendisine bundan sonraki hayatında başarılar diledikten sonra, gelelim yerine gelecek olan kişide olması gereken vasıflara… Öncelikle şunu belirtmek isterim ki ‘Genel Sekreterlik’ makamı, ‘Başkandan’ sonra iki numaralı makamdır, icraat makamıdır, tüm işler oradan geçer. Başkan olayın siyasi ve temsil noktasını temsil eder, geriye kalan icraatların tamamından Genel Sekreter sorumludur. Belediyecilik şehrin trafiğinden imarına, kanalizasyonundan içme suyuna varıncaya dek şehrin en önemli hizmetlerinin yürütüldüğü bir kuruluştur. Bir yandan halkın ihtiyaçlarını karşılayacaksınız, diğer yandan da siyasetin ve devletin talep ve kurallarını yerine getireceksiniz. Genellikle Belediye Başkanı bu yoğunluğu kaldırmak için görevlerinin teknik ve idari kısmını Genel Sekreteri’ne devreder, kalan temsil ve ağırlama işlerini kendisi yapar. Yeni atanan arkadaşları tanımadığımdan onlarla ilgili bir şey söylemek doğru olmaz ama eski mevcut Genel Sekreter Yardımcıları’ndan bu işi hakkıyla yürütecek kimse yok. Necmi Çamaş bu işe çok hevesli ama daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi bu iş onun işi hiç değil, kültür işlerinden anlar ama o konuda da sağlıklı bir sınav vermediğini hepimiz biliyoruz. Evde bakım hizmetinde neler yaşandığını hepimiz biliyoruz, Çamaş’ın yukarıda saydığım özelliklerden hiç birisi olmadığı ortada. Bu konuyla ilgili sürekli aynı IP adresinden yorum yazıp algı oluşturmaya çalışan arkadaşın da kim olduğu, adını açıklamasa da üç aşağı beş yukarı belli. Halit Başkan’ın da böyle bariz bir hata yapacağını sanmam. Kanaatimce Halit Başkan bu konuyu AK Parti Genel Merkezi ile istişare eder ve sağlıklı bir çözüm bulur.
Bir diğer konumuz ekonomideki durgunluk ve sıkıntılar olacak. Eskiden devlet çok düşük faizli krediler verip sanayicinin ve tüccarın önünü açıyordu. Şimdi alınan kredilerin yüzde 50'lerde maliyetleri var. Çok enteresandır, geçtiğimiz yıl Ziraat Bankası bize KGF Kredi Kartı vermişti. Faizi de yüzde 7,5 idi ama maalesef şimdi yüzde 50’nin üzerine çıkmış durumda, ödeye ödeye bitiremiyoruz. Aklı evvel, bir yorumcu bana faize bulaştığımı yazarak kendince bir şeyler söylemeye çalışıyor. Enflasyonun yüzde 60’ın üzerinde olduğu bir ülkede, faizin yüzde 50’lerde olması ne anlam taşıyor bunu iyice irdeledikten sonra konuşmak zorundayız. Öyle klavye kahramanlığı yapmakla olmuyor, adam gibi çıkıp “Ben şuyum, gel bir konuşalım” diyeceksiniz. Ondan sonra muhatap alacağız sizleri. Bana göre Mehmet Şimşek doğru politikalar uyguluyor. Piyasa daraldı, nakit dönmüyor eyvallah ama enflasyon da ağır ağır düşmeye başladı. Devlet düşük faiz ile verdiği kredinin maliyetini bu milletten topladığı vergilerle ödüyor. Herkes cebindeki para kadar iş yapmalı, en kötü şartlarda öz sermayesinin yüzde 30’u kadar riske girmeli, 100 lira parası varsa 130 liralık işe girmeli, 500 liralık işe girerse batar.
Son olarak bir konuya daha değinmek istiyorum; İlçe Belediyeleri’nde farklı partilerden olan başkanlar icraat noktasında sıkıntı çekiyor. AK Parti İlçe Teşkilatları haklı olarak Büyükşehir Belediyesi’nin ilçe hizmetlerine sahip çıkıyorlar. İlçe Belediye Başkanları bu hizmetlerin açılışlarına dahi davet edilmiyor ve ortaya enteresan bir durum çıkıyor. Bugüne kadar alışılagelmemiş bir uygulama, bir çözüm bulunmaz ise sıkıntı büyük diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.