Neredeyse gün geçmiyor ki yeryüzünde yeni işgaller, yeni zulümler, yeni tahribatlar, haksızlıklar yaşanmasın. Emperyalizmin son işgal noktası yine bir Müslüman ülke oldu. Bu kez de İşgalin bahanesi diğerlerinden farklı değildi. Sömürgecilerin hayatiyetini devam ettirebilmesi her zaman yeni sömürgeler bulunmasına bağlıdır. O yüzden Kaddafi'nin halka karşı işlediği katliamlardan daha iyi bir bahane olmazdı.
Biz bu salvoları daha öncede görmüştük. Zulmü ortadan kaldırmanın yolu, zalimi durdurmanın yolu zulüm olamaz. Bu senaryoları yeni değil. Biz bu filmi daha önce de ırakta ve diğer zulüm beldelerinde seyretmiştik. Daha önce Irak'ı Saddam'ın zulmünden kurtarma yalanıyla, Irak halkına sözde demokrasi ve özgürlük getirme bahanesiyle Irak'ı işgal eden Avrupalı ve Amerikalı bitişik vampirler 1 milyondan fazla Iraklıyı acımadan katlettiler. Kentleri, camileriyle, evleriyle, okullarıyla, hastaneleriyle birlikte bombalayıp havaya uçurdular. Tüm zenginliklerine el koydular. Hayatın her alanını zulüm ve katliamlarla, tecavüzlerle alt üst edip ülkeyi perişan ettiler. Kendileri dahi içinden çıkamayacak bir keşmekeş ortamı oluşturdular. Afganistan'da da ıraktaki gibi Batı'nın vahşeti yaşanıyor.
Şimdi tecrübelerle sabittir ki Libya'da da aynı şeyler yaşanacaktır. Kim bilir, sırada hangi Müslüman ülke var. Sıranın Suriye ve İran'dan sonra Türkiye'ye geleceğini söylemek sanırım kâhinlik olmaz. Aslında nihai manada bu operasyonla unutturulmak istenen BOP projesinin hayata geçirilmesi için yapılan hazırlık çalışmasıdır. Libya halkının yararına gibi görünen bu operasyon aslında bir işgal çalışmasıdır. İsrail'e rakip olabilecek ya da batıya meydan okuyabilecek güçleri zayıflatıp ortadan kaldırmaktır. BOP projesinin önündeki engelleri, tehdit unsurlarını yok etmektir. Bu hedef için Avrupa ve Amerika birleşik vampirler gibi çalışıyor. İsrail'den daha güçlü bir ülke bırakmamak için her şeyi deniyorlar. Bunun için öldürmek gerekiyorsa öldürüyorlar, soymak gerekiyorsa soyuyorlar, yakmak, yıkmak, bombalamak gerekiyorsa yapıyorlar. Hiç bir şeyden geri durmuyorlar.
Müslümanlara gelince maalesef kimse kılını kıpırdatmıyor. İslam ülkelerinin her birinin başında acziyet ve pişkinlik içinde bulunan iktidarlar mevcut. Türkiye tavrını başta olduğu gibi sürdüremedi ve operasyonun içinde yerini aldı. Ancak Afganistan'da olduğu gibi onlar savunmasız insanları öldürürken bizim askerlerimiz sokaklarda çocuklara şeker dağıtırsa biz de kardeşlerimizin kanına girer, zulümlere ortak oluruz. Araplar zaten darmadağın olmuş durumdalar. Acilen İslam ülkeleri arasında birlikte karar alıp birlikte hareket etmeyi sağlayacak bir kuruluşa ihtiyaç duyulmaktadır. İslam konferansı örgütünün sadece isimden ve bir takım kâğıt parçalarından ibaret olduğuna şahit olduk. O yüzden Türkiye'nin öncülüğünde İran ve Mısırla birlikte İslam barış gücü kurulmalı ve derhal birleşik vampirler Libya'dan dışarı atılmalıdır. Çünkü daha dün Trablasgarp'ta bu canilere karşı birlikte savaşmıştık. Bu gün de yine aynısını yapabiliriz.
Afganistan'da, ırakta milyonlarca dul kadına tecavüz edildi. Milyonlarca yetim çocuk açlıktan ölüyor. Amerika bir yandan buralarda mezhep ve etnik çatışmayı körüklüyor. Diğer yandan zulüm ve sömürüyle yetinmiyor, buraları bölüp parçalamak için var gücüyle çalışıyor. Bölgede dengeler değişiyor. Bitişik vampirler özelde kendi menfaatleri için, nihai hedef olarak Büyük İsrail İmparatorluğu için yeni bir düzen kurmaya çalışıyorlar. Yahudi tanrılarının yeni kurbanı olarak seçilen Libya maalesef tek başına bırakıldı. Burada Afganistan'da ve Irak'ta olan şeylerin aynısı olacak.
Libya'daki işgale son verebilmek için Türkiye'nin öncülüğünde İran ve Mısırla birlikte İslam barışı gücünün mutlaka kurulmalıdır. Aksi takdirde büyük katliamlara, zulümlere ortak oluruz. Türkiye'nin insiyatif alarak öncülük yapması gerekmektedir. Avrupa'nın ve Amerika'nın derin oyunlarına alet olmadan kendi yol haritamızı çizmek zorundayız. Zulüm ve işgalden kurtulmanın başka bir yolu da bulunmamaktadır.