40 yıllık bir yara,yanlış politikalar, yanlış taktiklerle iyi tedavi edilememişti. Kör dövüşünden başka bir şey değildi aslında 40 yılın özeti. Terörle mücadele ediyoruz, bir vuruyoruz beş artıyor,en az elli de destekçi topluyor, aslında olmayan ama varlığı bir şekilde kabul ettirilen ve uzun yıllar ülke gündeminden düşmeyen, düşürülemeyen olaylara verilen addı, terör.
Ülkenin dağlarında adım atılmamış yer bırakmıyorsun, geçtiğin yerde daha fazla güçlenerek seninle mücadele ediyorlar. Samanlıkta iğne aramaktan ileriye gidemiyorsun. Güçlü olmayan ekonomin bu yolda heba olurken, başkasından aldığın silahla terörle mücadele etmeye çalışıyorsun.
Ekonomik olarakta, silah olarakta başkalarına bağımlılığının artması dışında gelişen hiçbir şey yoktu aslında terörle mücadele konusunda. Dost görünenlerde, müttefiklerinde yanınızdayız derken, diğer tarafta senin mücadele ettiğin unsurlara daha fazla destek verip, iki yüzlü davranışlarına devam ederlerken ‘’Ne yapıyorsunuz?’’ diyemiyorduk. Kabullenilmiş bir kaderdi aslında yaşadığımız.
Meselenin ana hatlarını her platformda dile getiriyorsun, onların uyguladığı taktiğin çok basit olduğu geçmişte yaşanılanlar ile ortada olmasına rağmen sen herhangi bir taktik geliştiremiyor, içte sadece birbirimizle uğraşarak zaman geçirirken, bölge üzerinde emelleri olanlar 20-30 yıl sonranın planlarını belirliyor, bizse sadece onların belirledikleri ve senaryosunu yazdıkları oyunda figüran olmaktan ileriye gidemiyoruz.
‘’Böl,parçala ve yut’’ hastalığın ana kaynağı ,uyguladıkları taktik budur diyor, bu oyunun farkında olduğunu belirtiyorsun, bölünüp, parçalanmaya ramak kalmışken bir şeyleri değiştirmeye başlıyorsun, bu güne kadar meselenin ana kaynağı emperyalizmdir diyenler, sen mesele üzerine gittikce söylemlerinin karşısında ve karşı olduklarının yanında olmaya başlıyorlar.
Temelde olması gereken, güçlü bir ekonomi ve kendine ait bir savunma sanayi iken bu temelden uzak günlük politiklarla zaman kaybedilip,halkın kutuplaşmasına seyirci kalınıyordu.
Bir görüntü, bir söylem veya bir hareket, yüz yıllardır bir arada yaşamış olan bu toplumu bir çatı altında toplayacakken, o toplanmadan nasıl uzak dururuzdu sanki dersimizin adı. Her sorumluluk sahibi, gündelik kazançların peşinden koşarak siyaset yapıyor ve ülkede bölünmüşlük görüntüsü oluşturuluyordu.
Son birkaç yıldır yaşanılanlardan sonra kıpırdamaya başlayan birlik vurgusu ,doğru işlenerek, karşımızda ki oluşumlara ,’’Biz, biriz ve yıkılmayız’’ mesajını iletilerek heveslerinin kursaklarında kalması kısmen sağlanmıştır.
Ülkenin göz bebeği olan orduda yaşanılan olumsuz gelişmeler kontrol altına alınarak, bunu sağlayanların bitti gözüyle baktıkları ordu, terör bölgesinde ve Fırat Kalkanı operasyonunda ‘’Biz Buradayız’’ dedikten sonra, ülke içerisinde ki birlik görüntüsü moral ve motivasyonun artmasını sağlamıştı. O ordu ki, şimdi yurt dışında büyük bir operasyon gerçekleştirmektedir.
Yıllardır dağ taş aranan teröristler ile dağınık mücadelenin zaman ve güç kaybı olduğu, bu teröristlerin bir arada bulunması sağladığın gün ,halkın desteğinin kesilmesi yönünde ki çalışmalar ile bir taş ile iki kuş vurulmuştu.
Terör kazdığı çukura gömülürken, işimizin bitmediği ve mücadelenin her alanda sürüleceği görüntüsü, halkın zararlarının karşılanması ve devletin yanında olmaları büyük oranda sağlandıktan sonra ,her kış palazlandıkları inleri tek tek çökertilmeye başlandı ve ülke içerisinde rahat hareket edemeyen bölücü unsurların ana kaynaklarına müdehale edilmeye başlanmıştı.
İzlenen politikalar ve kararlı duruşun meyveleri yakın zamanda toplanmaya başlanacaktır.Ülkenin birlik ve beraberlik mesajı, bir çok silahın etkisinden daha fazla bir kazanç sağlamaktadır. Son dönemde yaşanılanların çok iyi bir ders vermiş olması düşüncesiyle gelecek planlanmalı ve bir aylık değilde 50 yıllık plan ve projeler üzerinde politikalar üretilmelidir.