Ülke tarihinde iç çekişmeler olmuş ve olmayada devam edecektir. Tez , antitez sonucu sentezin daha olumlu yada yumuşak oluşu belkide bir çok sornun önüne geçecek olan bir yaklaşım olacaktır. Hangi tartışma programında yada karşıt görüşlerin çatışmasında bir galip çıktığı görülmüştür, bir mozaik olan Türkiye cumhuriyetinin bekasında da tartışmaların yaşanması mutlaktır.
Jeopolitik yapısı gereği ülkenin iç meseleleri, dış güçler tarafından sürekli etki altında bırakılmaktadır. Hemen yanıbaşımızda olan Suriye'de gelişen olayların yansımasını ülkemiz içinde hissetmeye başlıyoruz. Bir pkk terörüyle mücadele ederken, alevi sornu varmışçasına münferit hareketlerin ulusallaştırılmaya çalışılması bunun en belirgin olgusudur.
Soğuk savaş dönemindeki kutuplaşmanın en kalıcı etkileri ülkemizde yaşanmıştı. Ülkenin içinde solcu ve sağcı kamplaşma oluşmuştu.Mahalleler sahiplenilmiş kardeş kardeşi vurur olmuş,silahı üçüncü devletler sağlamıştı. Kim kazandı ? Ülke neler kaybetti ? İhtilal ülkede büyük olayların can kaybının önlenmesini sağlarken, diğer taraftan ülkeyi geriye götürmüştü. Tartışılacak konudur mutlaka. Ülke nefes alacak,huzur gelecek diye düşünürken bakıyorsunuz G.Doğu anadoluda terör başlıyor. Pkk İlk söylemlerde Marksist bir yapılanma olduğu belirtsede, gelişen olaylarda kürt milliyetçiliğinin ön plana çıkartıldığı görülmektedir.
1992 yılında Ş.Urfa'nın Suruç'ilçesinde gelişen terör olaylarında, Suriye'li kemal adında bir muhabarat elamanın varlığından bahsedilirdi. Yıl 2012 ve örgütün üst kadrolarında Suriye'li teröristlerin etkinliklerinle devam etmektedir. Bunun yanı sıra bir çok devletin bu terör kartını kullandıkları aşikardır.
Bunların ışığı altında parti düşüncesi, ülkenin kazanımlarından ziyade partinin kazanımlarını ön plana çıkarmıştır. Bir pkk sornuyla devlet uğraşırken, her hamle sorgulanmaya başlanmış. Eğer yerine sorgulayan gelse bunun dışında bir hareket yapmayacağını bile bile muhalif olabilme adına devlete yüklenmiştir. A partisi terör meselesi için uğraşırken B partisi atılan her adıma yanlış demeye başlıyor. Genel olarak olaya baktığınızda B partisininde ülke çıkarlarını korumaya çalıştığı hissedilmektedir.
Son gelişen olaylardan bir tanesi Oslo görüşmelerinde açığa çıktı. Bunu iç siyaset malzemesi yapmak yarardan çok zarar getirmektedir. Görüşmeyeceksin,masaya oturmayacaksın, asker şehit olmayacak. Nasıl mücadele edilecek bunlar olmadıktan sonra. Parayla başka ülkeden askermi tutulacak? O bölgedeki insanları birbirine düşürüp oturup seyretmekmi daha etkili olacak? Yoksa o bölgenin bir bölmünü verip kurtulmakmı olayı sonlandıracak? Farzedelim bu iller sizin olsun ve yakamızdan düşün dediniz. İstekler bitecekmi? Ya vurup kırarak, yarın suriyenin durumuna düşmeyeceğimizin garantisi varmı?
Partilerin çekişmelerinde en ufak bir olumsuzluğun tüm halkı etkilediği gerçeğini kimse görmemezlikten gelemez. Bu dönemde yapılacak en güzel olay parti düşüncesinin ikinci plana itilmesidir. Öne çıkartılacak olan tüm halkın birlik olduğu görüşüdür. Bunu her yerde ispatlayacak insanlar. Terör konusunda birinin A dediğine diğeri B demeyecek. Unutulmamalıdır ki terörle mücadele eden o bölgedeki insanlarında sempatizanı olduğu partiler var. Tüm ülkenin bir yumruk olduğu görüntüsünün terör örgütünde oluşturacağı psıkolojık baskının mücadeleye katkı sağlayacağı kanaatindeyim.
Bunun dışında istiklal marşı okunurken ayağa kalkmayan insanların ,Hakkaride Molotof atan çocukların görüntüleri karşı tarafa destek sağlamakta. Vekilinden, simitçisine, köylüsünden, kentlisine, basınından, dergisine kadar herkes bu ülke bizim,bu vatan bizim diyecek,
Tek devlet tek bayrak, alternatif düşünce sunulmayacak mücadele esnasında. Mutlak demokrasi ama o demokrasinin vatanın birlik beraberliği konusundaki çizgisi tartışılmaz olmalı. Birlik olmazsa terörün bitmesi mümkünmü ? Eğer bitirmezsede mücadelede başarı katlanacaktır