BİRLİKTE YAŞAMA AHLAKI

Sami Kesmen

İnsanoğlu tek kaynaktan çoğalmıştır. Bugün sekiz milyar sayıya ulaşan dünya nüfusu ve bugüne kadar yaşamış tüm insanların kaynağı Hz. Adem ile Hz. Hava annemizdir. Bir anne ve babadan üremiş olan insanların farklı milletler olarak çoğalması Allah c.c.ın takdiridir.  Hucurat suresi 13.ayette; insanların bir erkek ve dişiden ürediği ve birbirleriyle tanışıp anlaşsınlar diye de farklı milletler olarak yaratıldığı bildirilmektedir. Hud suresi 18.ayette Yüce Allah, ilahi takdir dileseydi insanları tek millet olarak yaratırdı bilgisini vermektedir. Rum sureesi 22.ayette de, insanların farklı dil ve renkte yaratılmış olmalarının Allahın varlığının delili olarak sunulmaktadır.

Tüm insanların yaratılış süreci ve serüveni birbiriyle aynıdır. Allaha yakınlık üstünlük vesilesidir. Bunun dışında her bir insan aynı uzaklık ve yakınlıktadır. Her insan Ademin çocuklarıdır, Adem de topraktan yaratılmıştır. Dolayısıyla insanoğlu topraktan yaratılmış bir varlıktır. Birlikte yaşamanın kuralları olarak Peygamber efendimiz s.a.v. hiçbir insanın diğer insanı küçümseme ve hakir görme gibi bir hakkının ve haddinin olmadığını bildirmiştir. Alçak gönüllü olmak ve mütevazi bir hal ile münasebet kurmak esas olmalıdır. Ebu Zer’in Bilal Habeşiyi etnik yapısından dolayı küçüksemesini Peygamberimiz doğru bulmamış, bu hareketi yapan Ebu Zeri uyarmıştır. Bilal Habeşiye “Kara kadının oğlu” diyen Ebu Zer, Bilal Habeşinin kara ayaklarıyla yüzüne basmasını özür olarak sunmuştur. Bu anlayış ve tavır birlikte yaşamanın temel kuralı olarak belirtilmektedir.

Bir arada, cemiyet halinde yaşayan insanlar birbirlerine tutunmalıdır. Bir binanın tuğlaları gibi toplumu oluşturan insanlar da birbirlerini tamamlamalıdır. Kendi hesabı için hareket eden veya diğerlerini rahatsız etmemek için kendi yöntemini oluşturan bir tutum ve anlayış birlikte yaşamının aksine, birlikte yok olmanın zeminini oluşturmaktadır. Her bir insanın diğer insanı ve insanları barış ve selamete davet etmeleri ilahi mesajın gereğidir. Kavga çıkarmak ve barışı bozacak davranışların içinde bulunmak, şeytani tavırların  kendisi ve toplumun ahengini bozan unsurlardır.

Genelde insanlar, özelde Müslümanlar birbirlerini kardeş olarak görmelidir. İlahi tarif de Peygamberi izah da böyledir. Müminler birbirlerinin kardeşi olarak tanıtılmıştır. Kardeş ilan edilen müminler birbirlerinin aynası ve tamamlayıcısıdır. Sevgi ve iman, birlikte yaşamanın harcıdır. Birbirlerini sevmeyenler iman edemeyecekleri, iman edemeyenlerin de Cennete giremeyeceği Peygamberi bir uyarıdır. Sevgiyi merkeze alan insan imanın tadına varmış olur.  Bir arada yaşamak için fedakarlıklar yapmak rahmetin o topluma gelmesinin gerekçesi ve vesilesi olur. Böyle bir toplumun her karesinde bereket bulunur. Birleşme gücü oluşturur, bölünme de yok oluşu başlatır. İbadetlerin hepsindeki temel ortak illet insanların bir arada yaşamasının kolaylaştırılmasını sağlamaktadır. Helak olan millet ve medeniyetlerin ortak paydası, o medeniyetleri oluşturan insanların birbirlerine savaş açması, birbirlerinin kuyusunu kazması nedeniyledir.

İnsanların birbirlerine güç üzerinden bakmaları ve tavır almaları dağılmayı, hak merkezli yaklaşmaları da birleşmeyi sağlayacaktır. Vahyin bilgisine sahip insanlar, bu ilahi mesajın işaret ettiği gibi davranırlarsa o toplumlar güçlü olacaktır. Birlikte yaşama ahlakının kaynağı, vahyin sunduğu bilgidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.