Büyükşehirlerimizin merkezindeki, çok yüksek puanlı çocukların kayıt yaptırabildiği, gençlerin hayallerini süsleyen, köküyle, geçmişiyle övünen kurumlarımızın bahçelerindeki zemin döşemesi öyle muhteşemdir ki, yürürken yerden yüzünüze su fışkırır. Bu durum bize özeldir. Bu işe hangimiz şaşırmaz. Bunu bir veli olarak, veli toplantılarına giderken her seferinde üstüne su sıçramış bir kardeşiniz olarak üzülerek söylüyorum. Çok şaşırdım doğrusu. Bir türlü de anlam veremedim. Âlemin akıllısı durumuna da düşmek istemiyorum ama üstüme de su sıçrasın, diye de kimse istemiyordur herhalde.
Yine ilçe merkezlerinde, öyle örnek olması gereken alanlarımız var ki, aman Allah'ım görmek istemez kimse böyle bir şey. Siz siz olun da kötüyü değil iyiyi örnek alın. Su-i misal emsal olmaz, kötüden örnek alınmaz. Yaa bu nasıl bir vurdumduymazlıktır anlamıyorum. Ben elime fırçayı alır, o duvarı bir güzel boyarım. O bankları da bir güzel tamir eder, eskisini atar, kalanını güzel ve kullanışlı hale getiririm. İnsanların gözdesi olurum, örnek olurum. Çok iddialı değilim sanırım, bunun çok güzel örnekleri var çevremizde. Çalıştığı mekânın bahçesini güzelleştiren insanlar var içimizde.
İnsanların çokça yaşadığı alanların bazen de böyle dezavantajları oluyor ya, işte bu duruma çok üzülüyorum. Eşref-i mahlûk olan insanoğlu, kalabalık yığınlar haline dönüştüğü kimi durumlarda esfel-i safilin olabiliyor. Bunu bir eğitimci olarak görmek ve tespit etmek de bize düşüyor. Ama çözümü de yine, bilen birinin yapması gerekiyor. Bu bilen biri bazen sen, bazen de ben olmalıyım diye düşünüyorum sevgili ve kıymetli okurlarım. Yoksa uzaydan kimse gelip de iş yapmış değil. Duyan varsa söylesin.
Şehirlerin bozuk kaldırımları, esasında bozuk olan insan ilişkilerinin bir göstergesidir. İnsanına saygı duymayan toplumlar, vatandaşı o kaldırımda yürürken üstüne su sıçradığında sessiz kalırlar. Ama ben kaldırımları kullanan bilinçli bir vatandaş olarak bunun yanlış olduğunu düşünüyorum.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın, gibi bir mantık içinde olmak beklenmemeli herkesten. Alnının akıyla, alnının teriyle çalışan insanlar da olmalı bir toplumda. Bir toplumu ayakta tutan ve var eden bazı dik ve onurlu duruşlar vardır hep. Bunu benim okurlarım gayet iyi biliyorlar. Arife tarif gerekmez, arif olan anlar. Biz bunu böyle gördük ve böyle öğrendik.
Çocuğunun adını doğru yazamayan veli, amirinin adını doğru yazamayan memur hep bizim insanımız. Biz birbirimizden farklı veya üstün değiliz, hep aynıyız. Çünkü hepimiz insanız, beşeriz, şaşarız. Bunu bir özeleştiri olarak da alabiliriz. İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır, sözü vardır bizim kültürümüzde. Yapıcı eleştiri vardır bizim gündemlerimizde.
İki çuval cevize insanlar diploma verdiyse, biz onlara ahlak eğitimi vermedik demektir. İnsanlar mausu tutmasını, google'ı yazmasını bilmiyorsa biz görevimizi yapmamışız demektir. Sonra çıkıp da ahkâm kesmenin bir anlam ve manası yoktur ve olmamalıdır da. Çünkü biz de insanız, biz de hata yapabiliriz. Kimse, ben hata yapmam demesin. Hata yapanı da ayıplamadan, mağdur etmeden düzeltmeliyiz. İşin erdemli yanı budur sevgili okurlar, fark buradadır. Burada sizin hüneriniz, azminiz, çabanız, samimiyetiniz ortaya çıkar. Yoksa gerisi laf-ı güzaftır.
El alem bilgisayara okuma öğretiyor, biz yaşadığımız mekanların kullanımı ile ilgili ortak bir kararı alamıyoruz. Buyurun buradan yakın. Biz, bize benzeriz demekle ne kadar doğru söylemiş insanlar. Her şeyin başı, önce ahlak eğitimi. Bu ahlak eğitimi işini bir türlü halletmeliyiz. Vururken öldürmemeliyiz. Kimsenin hakkını yememeliyiz. Bana üç kuruşluk faydası var diye kamuyu on kuruş zarara sokmamalıyız. Toplumun menfaati ile ferdin menfaati çakıştığında, toplumun menfaatini tercih etmeliyiz. Ama toplumun menfaatini de doğru tespit etmeliyiz. Popülist yaklaşımlara hayatımızda yer vermemeliyiz.
'Allah'ın on pulunu bekleyedursun on kul, Birine tam dokuz, dokuzuna bir pul, Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa' sözünü söyletmemeliyiz. Adaletli olmalıyız. Unutmayalım ki adaletin olmadığı yerde huzur olmaz, siz de huzurlu olmazsınız.
Biz, bize benzeriz dedik ve bizden olan hususlara birkaç örnek verdik. Bayramlarınız bayram gibi geçsin temennisiyle, hep sevdiklerinizle kalın, hoşçakalın.