Ondokuz Mayıs Üniversitesi Şehir Polikliniği'nde, hasta eğitim seminerleri kapsamında "Böbrek Taşı ve Tedavisi" konulu seminer düzenlendi. Seminere konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ali Faik Yılmaz, üriner sistem taş hastalığının ürolojik hastalıklar içinde sıklık bakımından üçüncü sırada yer aldığına dikkat çekti. "Böbrek taşları en sık görülen ve ağrıya neden olan rahatsızlıklarından biridir" diyen Yılmaz, "Erkeklerin yüzde 10'unda, bayanların yüzde 3'ünde hayatlarının bir döneminde böbrek taşı
oluşur. Bunların çoğunda, başka taş gelişimi ihtimali yüksek olduğu için, hastalık kronik bir hal alır. Üriner sistem taşları, normalde idrar ile atılıp, taş oluşturma potansiyeli bulunan maddelerin idrar ortamında supersatüre (aşırı doygun) olması sonucu oluşur" dedi.
Taşın oluşmasında, kişiye bağlı ve dış faktörlerin önemli olduğunu ifade eden Yılmaz, "Yetersiz sıvı alımı, beslenme alışkanlıkları, ailede taş öyküsü, üriner infeksiyon, üriner sistem anomalileri başlıca risk faktörleridir. En sık kalsiyum taşları görülür. Üriner sistem taşları bazen çok belirsiz ve sinsi yakınmalara neden olurken bazen de ne yazık ki hiç belirti vermeyebilir. En sık semptomlar, ağrı, hematüri, enfeksiyon, ateş, bulantı ve kusmadır. Tedavi edilmediği zaman, ağrı, hidronefroz,
enfeksiyon, böbrekte fonksiyon kaybı ve skuamoz hücreli karsinom gelişebilir. Taşın lokalizasyonu, boyutları, tek yada multiple olması, üriner sistemin özellikleri, hastanın ek patolojileri, yaşı, aktivitesi gibi faktörler tedavinin planlanmasında önemlidir" diye konuştu.
Yılmaz, tedavi seçenekler arasında, kendiliğinden yada ilaç yardımıyla taşın düşürülmesi, vücut dışından şok dalgalarıyla taş kırma, minimal invaziv girişimler gibi yöntemler olduğunu kaydetti.