Günümüzde iki dostun,arkadaşın sohbet konusu genelde siyaset oluyor.Gençlerin ise müzik ve spor,genelde maçlar üzerine olduğu biliniyor.Dün de böyleydi.Bugün de böyle .Pek değişmedi desem yeridir.
Öğretmenlik yıllarımda Öğretmenler odasında ,Derneklerde siyasi,ideolojik tartışmalar,ikili,üçlü münazaralar çok yaptık.Eğitim sistemi,öğrencilerin hayat hazırlanması,memleket meselelerine ilişkin durum değerlendirmeleri hep siyasi,ideolojik perspektiften ele alınırdı.Sağcısı,solcusu,otcusu,futbolcu(!)su hep aynıydı.Çok az edebi,dini,tarihi ,kültürel konularda sohbet yapılırdı.Hele hele okunan bir kitap,yeni bir yazarın kişiliği ,seyredilen tiyatro,resim sergisi gibi sanatsal etkinlikler söz konusu edilmezdi.Eden olusa , bu ne diyor, modunda baka kalırdı.
Samsun'a devlet tiyatrosu veya gezici tiyatro kumpanyası gelmiş, İlgilenen olmazdı.
Sonra Üniversitede görev yaptığım sıralarda durum biraz farklıydı.Ne de olsa.İlim yuvası. Akademik ortam.Sosyal ilişkiler kendi içinde kampüs hayatı.Yarı açık kışla.İnsan ilişkileri değişken.Paranın satın alım gücü,tasarrufa yönelik endişeler,servet birikimi, banka,para, piyasa haberleri kariyer çabalarının arta kalan zaman için geçerlidir.
Öğrencilik ve öğretmenlik yaptığım yılları hatırladım geçenlerde.Cem Ofset yayım ve basım bürosuna bir vesile ile uğradım.Cemil Baskın beyle tanışma ve sohbet etme imkanım oldu. Kendisinin bir kanalda program yaptığını biliyor ve izliyordum.İnsan ekrandan ,birkeç kez görmekle nasıl tanınabilir?Hakkında kanaat oluşturabilir?İkimiz arasında bu sohbetle bir yakınlaşma oldu. Hah dedim.Tam adamına rastladım.Kafama denk bir aydınla yolum kesişti.Onunla ,san'at ve kültür.Dil ve felsefe,-günlük siyasi çekişmelerden ve siyasi ötekileştirmelerden uzak -sohbet edebilme imkanı bulmuştum.Soruları peş peşe sıraladım ,Samsun'da matbaacılık. Kitap Basımı Okuyucuyu kitlesi.Yazar-Eser ilişkisi .Kütüphanelerimiz.Aydın - toplum ilişkileri hakkında merak ettiklerimi işin erbabından öğrenme,tartışma fırsatı yakalamıştım.Dedim ki,insanımızın okuma alışkanlıkları ne durumdadır?Neleri okuyor,nelere ilgi duyuyor?.Özellikle gençlerin okumaya karşı ilgileri ne durumdadır?ikimizin yaş grubu, çevre ve toplumsal statümüz farklı olmaması nedeniyle anlattıklarında haklı bulduğumu söylemeliyim.
Kitap okunmadığını,hatta ihtiyaç duyulmadığını,eğitim sistemimizde buna gerek olmadığı, sınav maratonu ile çocuklarımızı düzgün yazı yazamaz,okuduğunu yorumlayamaz,sorgulayamaz bir biçimde hayata/mesleğe hazırlandığını ,tartışma deyince siyaset/münakaşa ve çekişme akla geldiğini , kendini ifade etme ,tanımlama ve anlatma becerisi gösteremeyen,öz güveni eksik , yükselmek,iş edinmek için siyasilerden yardım uman-torpil demeye dili varmıyor.- bir durum tespitinde birleştik.
Kitap basımı ve yazar/şairkonusunda çok ilginç bir ifadesi oldu Cemil Bey'in.Şiir yazdıklarını sanan yeni yetme şairlere rastlıyoruz.Kendini bir eserciği ile Ataol Behramoğlu sananlara rastlıyoruz.Hiç sormuyor;şiirlerini kendinden,yakınlarından başka kaç kişi okuyor,diye?
TV.İlleti okuma kültürümüzü yok etti.İnsan ilişkilerimizi,komşuluk münasebetlerimizi,okuma alışkanlıklarımızı gereksiz kıldı.Cep telefonu kullanımı.İnternet.Sanal medya iletişim kolaylığı yanında ,verdikleri yanında aldıklarına ne buyurulur.Yıkılan yuvalar,bozulan dostluklar,ihmal edilen değerler,kötü ve zararlı alışkanlıklar yaşadıklarının farkında olmayan ama git gide köleleşen /bağımlı hale gelen körpecik dimagları düşünen yok...
Sohbetimiz biryerden bir yerlere geldi.Çaylar yudumlandı.Sohbet koyulaştı..Ben kendi adıma öyle hafifledim ki.Zihnim boşaldı.Karşımda ne dediğimi anlayan,sabırla dinleyen bir insanı bulmanın tadı ve keyfini yaşadım.Onunla aynı ortamda, aynı havayı solumak,fikir dünyasına konuk olmak beni çok mutlu etti.buraya yazamayacaklarım da var elbet.Hoşgörüsüne havale ediyorum.Böyle bir sohbeti özlemişim...Cem Baskın'a teşekkürler...