BÖYLE GAZETECİ ALKIŞLANIR

Adnan Bahadır

Gazetecilik mesleğine başladığım günden beri sürekli yaptığım eleştirilerden ötürü olayların sanki hep menfi yönüne baktığım düşünülebilir. Böyle düşünen insanlara hak vermiyor değilim. Ancak adından da anlaşılacağı gibi "Denge"leri yerine oturtabilmek için son 15 yıldır tamamen zıvanasından çıkan bazı yanlış olayları "Denge"ye getirmek hiç de kolay değildir.

Hangi mesleği yaparsam yapayım yaptığım işi en güzel bir şekilde layığı ile yapma mücadelesi verdiğimden bu meslekte de aynı hassasiyeti göstermeye çalışmaktayım. Zaten o nedenle de Medrese-i Yusufiye"de bulunmaktayım. Gazetecilik mesleği dünyanın en zor, en pahalı ve en az para getiren mesleklerinden birisidir. Geliri reklam, resmi ilan ve bayii satışı ile sınırlı olan bu meslekte, reklam almak öyle kolay değil. Gazetemizin tirajı, etkisi, haber kalitesi bu noktada en önemli faktörlerin başında gelmektedir. Hal böyle olunca yapacağınız haber veya yazacağınız köşe yazısı fincancı katırlarını ürkütürse reklam alma şansınız da zorlaşır. Gazeteci arkadaşlar bu dengeleri hesap ederek yayın politikası izlemek mecburiyetinde kaldıklarından onları yadırgamıyorum çünkü herkes yaptığı işten para kazanıp çocuklarına ekmek getirmek zorundadır. Bunu yapabilmenin yolu da anlattığım yollardan geçiyor. Ancak her işimde olduğu gibi bu işe başlarken de olaya farklı gözlükten bakıp, farklı bir bakış açısıyla yaklaşmaya çalıştım. Bir başka deyişle aykırı bir görüşle işe başladım ve dedim ki biz gazeteciliği yukarıda bahsettiğim kriterleri ölçü olarak değil doğru olanları hiç değiştirmeden insanlara sunarak yapalım. Yazdığım köşe yazılarında da aynı politikayı izledim. Belki bu üslup bazılarına garip gelmiştir ama insan doğru olanı ve inandıklarını samimi bir şekilde uygulayınca yüce Mevla kolayını veriyor. Şu an itibarı ile gerek reklam almada gerek tirajda hedefimizi yüzde 80 tutturduk. Bu demektir ki yüzde 20'lik bir eksiğimiz var. Bunu da kısa zamanda yakalayacağımızdan eminim. Buraya kadar yazdıklarımı yazma nedenim, tam 2 yıl oldu bu mesleğe başlayalı, ilk kez bir köşe yazarının ilkeli ve dik duruş gösteren bir yazısını okudum. Umarım bu diğer arkadaşlara da örnek teşkil eder. Olayın ne olduğunu sorarsanız üst düzey mülki amir basına açık bir toplantı tertip etmiş ve saatini belirterek ilgilileri davet etmiş. Arkadaşlarımız davet edildikleri saatte gitmiş olmalarına rağmen aradan 20-25 dakika geçmiş hala toplantı başlamayınca bir arkadaşımız orayı terk edip ayrılmış. Ardından da olayı köşesine taşıyarak bu yapılanın çok ayıp ve yanlış bir durum olduğunu anlatmış, gazetecilik mesleğinin saygın bir meslek olduğunu kimsenin hangi şartlarda olursa olsun bu şekilde davranamayacağını yazmış. Çok ilkeli ve çok doğru bir yazı, altına aynen imzamı koyarım. Bir kaç tane daha bu arkadaşımızın duruşunu gösterecek gazeteci olsa inanmıyorum ki bu şehirde çok şey değişir. Gazetecilik mesleği bir anlamda kamu görevidir. İnsanları doğru, dürüst, ilkeli aydınlatma mesleğidir. Bunu yapması gereken başta gazete yöneticileri ve patronlarıdır. Muhabirin tek başına yapabileceği bir şey değildir.

Demek ki isteyince ve ciddi bir duruş sergileyince güzel şeyler de oluyor ve biz de o güzel şeyleri alkışlamaktan gurur duyuyoruz. Önemli olan yapılan şeyin doğruluğudur. Kim yaparsa yapsın bizim onu her zaman alkışlamaya hazır olduğumuzu herkes bilmelidir. Kalın sağlıcakla.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.