M. Hâlistin Kukul:
M. HÂLİSTİN KUKUL:
M.HÂLİSTİN KUKUL:
"BOZULMA LİSANLA BAŞLAR" / 3
(Dünden devam)
2011 YGS'de 40 Türkçe sorusu var. 22 (sözcük)e rağmen, bir tane (kelime) yok; 15 (öykü / öykücü) var ammâ bir (hikâye / hikâyeci) yok...Niçin acaba?..
Yıl 2012: 23 (sözcük) var, hiç (kelime yok); 19 (yapıt) var, hiç (eser) yok; 13 (yaşam) var, 3 (hayat) var... (Büyük başarı!!!) Tabiî ki; doğa'dan uygar'a, özgür'den örneğin'e , koşul'a, kadar nice kelimeler...sıra sıra!..
Kaldı ki; bunların yanında, bugün ilk, orta ve lise kitapları, Hasan Âli Yücel Türkçesi'yle dopdoludur: Tıklım tıklım!..
KAYIKÇI- Nasıl yâni?..
KUKUL - Nasılı şöyle...İşte bâzı örnek ifadeler:
Ortaöğretim Dil ve Anlatım 9: "K-a-l-e-m kelimesindeki seslerin dizilişinde bir çizgisellik vardır....çizgiselliği tartışınız."( Sf. 9)
Ortaöğretim Sağlık Bilgisi 9: "Hastalık ve engellilik sözcükleri bize ne ifade eder? Sağlığımızı nasıl koruyabiliriz? Sağlıklı olmak, mutlu ve kaliteli bir yaşamın temel koşuludur. Bu nedenle sağlıklı olmak, mutlu ve verimli bir yaşamın değişmez, yadsınamaz, öncelikli özelliğidir. "(Sf. 11)
Ortaöğretim Temel Dinî Bilgiler İslâm-1: "Müslümanlar, toplumsal karmaşa ve bozgunculuğun yayılmasına engel olmakla yükümlüdür. Özellikle bir toplumun kendi içinde çatışması ve bozgunculuk yaratması (fitne), huzuru ve barışı tehdit eder. Bu yaşam ilkesi Kur'an'da şöyle ifade edilmektedir..."(Sf. 16)
"Komşularımız mekânsal olarak bize en yakın insanlardır. "(Sf. 118)
Ortaöğretim Ortak Alan Mesleki Gelişim 9: "İletişim, Latince "ortak" anlamına gelen "communis" sözcüğünden türetilmiştir. Bu nedenle iletişim kurulabilmesi için ortak anlamlı sembollerin ve kavramların bulunmasına ihtiyaç vardır. ..
(...) Bireylerin birbirleriyle ilişkilerinin gücü, iletişim yeterliği ve iletişim kurmadaki başarısı ile doğrudan ilişkilidir."(Sf. 6)
"Görsel iletişim araçları sanal bir ortamda, bilgi teknolojileri kullanarak.." (Sf.15)
"Çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaların bütününe ne denir?" ( Sf. 287)
Ortaöğretim Demokrasi ve İnsan Hakları 9: "İnsan hak ve özgürlüklerinin korunması konusunda sadece bilgi sahibi olmak yeterli değildir. Bireylerin, yaşanan hak ve özgürlük ihlalleri konusunda..(...)Ayrıca bireylerin sorumluluk bilinci ile ihlallerin engellenmesi için hem bireysel hem de kurumsal olarak aktif bir şekilde katılması gereklidir. (...) Her gün yazılı ve görsel medyada insan hak ve özgürlüklerine dair haberler verilmektedir. (...) Her bireyin doğuştan ve sadece insan olmasından dolayı..." (Sf. 49)
"Doğanın dengesini koruyalım" (Sf.92); "Doğal çevre ve insan" (Sf.93)
"Bireysel barıştan toplumsal barışa" (Sf. 136 ve 138)
Ortaöğretim Fizik 9: "Bilimsel bilgiye rasyonel düşünce (akıl yürütme) yoluyla ve matematiksel çıkarımlar yaparak da ulaşılabilir." (Sf. 13)
"Antik dönem doğa filozofları, matematiksel oranlarla evrenin betimlenebileceğini savunmuşlardır. "(Sf.15)
Bunlar, sâdece, bir göz atışıyla yaptığımız tespitlerdir. Dilin, anlaşma vasıtası olmaktan çıkarılması, millî kültürün tahribinden başka bir şey değildir. Kaldı ki, bunu, 'zor' ile ve 'baskı' ile gençlere kabullendirmeye çalışılıp 'demokrasi' ve 'hak ve hürriyetler'den bahsetmek tamamen kandırmacadır. Hem "demokrasi", hem "hak" ve hem de "hürriyet" diyeceksiniz ammâ, çocuklarımızın ve gençlerimizin evlerinde ve çevrelerinde konuştukları kelimeleri okullarında onlardan esirgeyeceksiniz.
Naklettiğimiz bu birkaç cümlede bile, 'Türkçe' tahribatını görmemiz mümkündür: "çizgisellik (2), sözcük (2), yaşam (3), koşul, bu nedenle (2), yadsınamaz, toplumsal (2), yaratmak, mekânsal, birey-sel(4), doğa(2), doğal, görsel (2), sanal, çevresel, özgürlük (2), kurumsal, bilimsel, matematiksel, matematiksel çıkarım, evren, betimlemek, iletişim (3), kaliteli, sembol, aktif, teknoloji, medya, ekolojik, rasyonel, antik"
Görüldüğü üzre, Türkçe kelimelerin yerine 'uydurukçaları' getirildiği hâlde, sondaki sekiz yabancı kelime olduğu gibi kullanılmıştır.
Tabiî, biz burada ancak bir hulâsa yapabildik. Sâdece kelimeler üzerinde durmaya çalıştık. Cümle yapılarındaki bozuklar da apayrı bir tartışma konusudur. Mes'ele çok geniş olarak ele alınmalıdır.
KAYIKÇI - Son sözünüzü de ricâ edeyim Hocam!
KUKUL - Koskocaman 300 milyonluk Türk Dünyâsı bu dille mi anlaşacak? Bakınız; Türkçe âşığı, Azerbaycan'ın ve Türk Dünyâsı'nın büyük şâiri Bahtiyar Vahabzâde bunu nasıl açıklıyor:
"Bir zaman Ruscaydı reklâm - ışıklar
Şimdi İngilizce dürtülür göze.
İtin de diline hürmetimiz var,
Lâkin öz dilimiz yaramır bize."
KAYIKÇI - Teşekkür ederim Hocam!..İnşâ- Allah, bir başka zamanda dil meselemizi daha geniş bir biçimde ele alma imkânımız olur.
KUKUL - Böyle bir meselede fırsat hazırladığınız için asıl, ben teşekkür ederim Sayın Kayıkçı, sağolunuz!..