Söz konusu besinlerimizse eğer; baktığımız manzaraya anlam katan, psikolojimiz üzerinde farklı etkileri olan, özellikle kullanım amaçlarına göre yapılara uygulanan renkler, aslında zannettiğimizden de anlamlı ve önemli.Renklerin besinlerimize yüklediği anlamlar, besinlerin içeriğinde bulunan ve onlara doğal rengini veren flavonoidlerden gelmekte. Gökkuşağının tüm renklerini içeren bir beslenme kültürümüz olması gerektiğini asla unutmamalıyız.
Sağlıklı beslenmenin temel kuralları
Aslında bu yeni bir buluş değil. Bundan 3000 yıl önce Çinliler sofralarında özellikle yeşil, kırmızı, mavi ve beyaz gibi bütün renklerin bir arada bulunduğu bir öğünün sağlıklı beslenmenin temel kuralı olduğunu biliyor ve de uyguluyorlardı. Yani üstün faydalarından dolayı sadece yeşil brokoli yemek, eş zamanlı olarak diğer besinlerin renklerinden faydalanamadığımız için sınırlı bir yarar sağlayacaktır.
Hangi besin hangi özelliğe sahip?
Kırmızı biber mi yoksa yeşil biber mi daha sağlıklı? Ya da aralarındaki tek fark tadları mı?
Bunun cevabını almak ve sonbahar ile birlikte oluşabilecek enfeksiyonlara karşı direnç kazanabilmek için, renklerine göre özel besleyici değerleri olan ve farklı hastalıklara karşı kullanılan besinlerimize bir göz atmakta fayda var. Kırmızı-mor renkli besinlerin, rengindeki canlılık kan damarlarına da can veriyor. Domates, karpuz, çilek, kiraz, kırmızı biber, nar, kuşburnu, böğürtlen, kırmızı pancar, kırmızı lahana, kırmızı erik, patlıcan gibi besinlerin bulunduğu kırmızı renkli besinler oldukça etkin bir antioksidan! Alzheimer hastalığına karşı koruma sağlıyor. Kalbin kan akımını düzenleyip yüksek tansiyonu önlediği ve üriner sistemi koruduğu bilinmektedir.Bu besinler C vitamini ve potasyum açısından zengin olup bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğe sahiptir. Özelikle domates, kuşburnu ve karpuzda bulunan likopen bazı kanser türevleri (özellikle prostat kanseri) ve kalp hastalıklarına karşı önleyici etki göstermektedir. Bu yiyecek içecek grubunun bir diğer önemli özelliği ise hafızayı güçlendirme ve konsantrasyon yeteneğini artırmakdır.Beyaz renkli besinler en doğalantibiyotikler lahana, kereviz, karnabahar, sarımsak, turp, soğan, kabuksuz elma, muz, balık gibi besinlerin bulunduğu bu grup besinlerden lahana, turp, soğan, pırasa, sarımsak, özellikle kükürtlü bileşiklerden zengindirler vemide kanseri riskini azaltırlar, gastrit ve ülser oluşumunu engellerler.
MUZ VE BALIK MUTLULUK VERİR
Muz ve balık beyinden seratonin hormonunun salınımını tetikleyerek mutluluk verici etki gösterir. Sarımsak bilinen en iyi antibiyotik besinlerden olup yemek ve salatalarımızda bol bol kullanılmalıdır. Sabahları aç karnına yenen bir elma ise iyi bir toksin atıcı olup kanı temizler. Bu grup besinlerin kolesterol ve tansiyon düşürücü etkileri ise son derece önemlidir.
Görüldüğü gibi hiçbir grup besin bir diğerinden üstün değildir ve yaşamımızda sağladığımız besinçeşitliliği, bizleri sağlıklı kılmakta, kanser ve kalp hastalıkları riskini azaltmakta ve yaşlanmanın getirdiği pek çok olumsuz etkiyi ortadan kaldırabilmektedir. Besinlerin bireysel yararlarının, ancak bir diğer besinin içeriğiyle birleştiğinde anlamlı ve maksimum düzeyde olduğunu unutmamalı ve her grup besinden gün içinde dengeli bir şekilde tüketmeliyiz. Doğanın tüm renklerini içeren, gökkuşağı tadında rengarenk bir beslenme dileklerimle..
Yeşil renkli besinler karaciğer dostu
Ispanak, maydanoz, tere, roka, brüksel lahanası, brokoli, taze fasulye, kabak, salatalık, bezelye gibi yeşilbesinler karaciğer enzimleri üzerinde oldukça etkili ve vücutta toksin atımını artırıcı etki gösteriyorlar. Bu grup besinler yine renklerinden ötürü kansere karşı koruyucu etki göstermekle beraber içerdikleri yüksek miktarlardaki C vitamini içeriğinden ötürü bağışıklık sistemini koruyor. Yeşil renkli besinlerin en önemli özelliği ise süt yoğurt grubu dışında kalsiyum içeriği en yüksek yiyecek içecek grubu olmaları. Aynı zamanda içerdikleri antioksidanlar 'sarı nokta hastalığı' olarak bilinen bir çeşit retina hastalığına yakalanma riskini de azaltıyor.
Sarı ve turuncu renkli besinler:
Gözlerimiz onlara emanet
Havuç, balkabağı, kayısı, portakal, turunçgiller, şeftali, kavun, ananas, sarı üzüm gibi besinlerin A vitaminive öncü maddesi olan beta karotenden oldukça zengin olmaları, göz sağlığımız ve ağız sağlığımız için oldukça önem taşımakta. Bu grup besinlerin özellikle sindirim sistemi kanserlerine karşı koruyucu olduğunu ve bağışıklık sistemimizi güçlendirdiğini biliyoruz. Özellikle havucun salatalarda ve söğüş olarak bol miktarda tüketimi kış aylarında daha da önem kazanmaktadır.