Bu balon şişmez!

Her insan için elbette önemli değerler var…

Ama "Onur" çok daha önemli…

"Haysiyet"i, "Şeref"i saymıyorum bile…

Aynı şey çünkü…

***

Eğer insan…

Bilmem kaç sene yaşamış…

Ve hayatı boyunca da bu erdemlerden nasibini alamamışsa…

Yapacak bir şey yok!..

Gömün gitsin!..

***

Bazen yenilgiyi kabul etmek de bir erdemdir…

Yenilirsiniz ve rakibinizi hiç hazzetmediğiniz halde…

Tebrik edersiniz…

***

Ne zor bir durumdur…

İçinizden, “Senin ananı, avradını, kapındaki hurma ağacını, bacını, tacını, içtiğin baş ağrısı ilacını, ahırdaki kısrağını, mutfaktaki çay ocağını…” diye geçirirken…

Yüzünüzde sahte bir gülücükle, elini sıkar, “Tebrik ederim” dersiniz…

***

Bazen de kaybedenler kendini kötü hissetmesin diye…

Onlara bazı payeler verilir…

“Yeter ki aradan çekil… Seni Onursal Başkan yapalım…” denir mesela…

***

Bunu kabul etmek ne kadar onurlu olur…

Bilemem tabi… Tartışılır…

Adamına ve de duruma göre değişir…

***

Ama "gömün gitsin" dediğimiz tipler çakılırlar böyle önerilere…

Elbette kullanamazlar tabi bu "çakma" sıfatı…

Adama kullandırtmazlar!..

"Onur" öyle belgelerle alınıp verilen bir şey değildir çünkü!..

"Delikanlılık" nasıl Saathane Meydanı"nda satılmıyorsa!..

Onur da öyle!..

***

Neyse… Gelelim asıl meseleye…

Atakum Belediye Başkanı Metin Burma"yı severim…

Cezmi Genez de dostum sayılır…

Ya da ben öyle biliyorum…

Her ne kadar Atakum halkı kendilerinden zar ağlıyorsa da…

Yeri geldiğinde savunurum da Atakum Belediyesi"ni…

***

Ben bu satırları yazarken birilerinin yüreğinin hopladığını biliyorum…

Lafın nereye gideceğini, bu yazının kime gireceğini tahmin etmek zor değil çünkü!..

***

Geçtiğimiz hafta Atakum Belediyesi"ne ait Deniz Kafe"de bir grup gazeteci bir araya gelmiş…

Ne kadar ağır top varsa orada!..

Toplanmışlar!..

Yemiş, içmiş, mıçmışlar…

***

Bu kadar "Ağır Top"u bir ara getirmek kimin fikri dersiniz?..

Atakum Belediyesi"nin…

Ne düşünmüşler tam anlamak mümkün değil tabi…

“Şu basının ağır toplarını bir arada toplayalım” diye ilk kıvılcım kimde çakmış olabilir?

Ben de merak ettim…

***

Tabi ki, bizi çağırmadılar…

Nedenini tahmin edersiniz?

Ötekini bırakın, biz ağır bile değiliz!..

Bizi sabaha bırakmışlar…

***

Evet! Katılımcıların tamamı Samsun matbuat dünyasının ağır topu ya…

Usta kalemleri yani!..

Bu kadar ağır ağabeyin arasında olmamız mümkün mü?..

***

Yok yok…

Gazetecilik anlamında "ağırlık" söz konusuysa…

Sorun yok… Alayına beş basarız…

Ama geri kalan kısmı bize uymuyor!..

O konuda ellerine kimse su dökemez!..

***

Neyse, bu ağır toplar…

Gecenin ilerleyen saatlerinde salya sümük…

Ağızlardan sıçrayan bol tükürük arasında…

Hayati Kaynar"dan özür dilemişler…

***

Hayadiiii!

Hayadiiiiiiii!..

Öcür dileriz abii…

***

Hayati Kaynar bunlara ne yanıt verdi bilmiyorum…

Ki, bu özrün nedeni, 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti"nin geçen yıl mayıs ayında yapılan seçimlerinde Kaynar"a attıkları kazıkla ilgili…

Biz de Kaynar ailesinden geldiğimiz için seçimleri birlikte kaybettik…

***

Benim o zaman yaptığım belirleme doğru çıktı…

Aradan bir yıl geçmiş… Demiştim ki…

Bu çakma başkan geri dönmek için her türlü dümeni çevirir…

Bu nedenle seçimlerde Hayati Kaynar ve dolayısıyla bizim listemize karşı…

İsmail Temiz"i çaktırmadan destekledi…

Bir süre sonra da…

“İsmail Temiz, pasif kalıyor. Bu işi yapamıyor” diyerek cemiyeti yeni bir seçime götürecek, kendisi yine geri gelecektir…

İşte şimdi tam da bunu yapıyor…

***

Ama artık yemezler…

Bu kentte Uzun balonu sönmüştür…

Ne Metin Hurma ne de Cezmi Zurna…

Boşuna üflemesin…

Bu balon artık şişmez!..

Patlağı büyük çünkü…

***

Ben biliyorum…

Size “yama tutmaz” diyorum…

Samsun"un bütün topları…

Ne kadar ağır olursa olsun…

Bir araya gelse…

***

Hatta bu toplar…

Yanlarına Fatihin toplarını da alsa…

Olmaaazz!..

Bundan olsa olsa…

Bu saatten sonra …

Çakma Başkan olur1..

***

Seçimlerden hemen sonra

“ÇAKMA, KURBAN OLAYIM!..” diye yazmıştım zaten…

O da beni mahkemeye vermişti…

***

Güya gazeteci!..

Yazdıklarıma cevap vermekten aciz…

Mahkemeye veriyor…

***

Talat Tosun yanımda çalışıyordu o zaman…

Ben de işi Talat"a havale etmiştim…

“Çakma Başkan dava açmış…

Açmayana Talat Tosun…” demiştim…

***

O gün ne dediysem bugün birer birer çıkıyor…

Falcı değilim, ama insanların ruhunu bilirim!..

Bakın ne demişim?

***

“Gelinen noktada Samsun'da Uzun balonu sönmüştür...
Ne mutlu ki...
(Neresine geldi bilmiyorum ama!..)
Bu balonu söndüren iğne tarafımızdan batırılmıştır...

Ona acıyanlar belki kısa bir süre daha vitrinde kalmasını isteyebilir...
Bence vitrinlere yazık etmesinler...
Ama çok ısrar eden varsa, ibreti alem için...
Samsun tarihi bir kent ya...
Çakma başkanın mumyası dikilebilir!..

***
Mısırlıların var...  

Neden bizim de bir Tutankamon'umuz olmasın ki...
Bu Çakma Başkan'dan başka bir şey olmaz çünkü!..”