Bugün belediye başkanlarından daha önce değerlendirmediklerimizi değerlendirmeye çalışacağız. Daha önce Atakum, İlkadım, Canik Belediyelerini az da olsa değerlendirmiştik, bugünkü yazımızda ise diğer belediyeleri değerlendirmeye çalışacağız. Değerlendirmemize güneyden başlamak gerekirse ilk olarak Kavak Belediye Başkanı İbrahim Sarıcaoğlu’nu değerlendirelim. İbrahim Sarıcaoğlu, ikinci başkanlık dönemini yaşamakta. Kavak bütçe bakımından Samsun’un en az bütçesi olan belediyelerinden birisidir. Kavak’ta başkanlık yapacak kişinin kendi bütçesi ile yapabileceği şey elindeki makina parkıyla ham yolları açmak, kırılıp dökülen asfaltları yapmak, çöp toplamak gibi hizmetlerdir. İbrahim Sarıcaoğlu da bunları gayet güzel yapmaya çalışıyor. Kimseyle kavga etmeden, kırıp dökmeden işini yapmaya çalışan bir başkan. Asarcık’ta MHP’li Şerif Kılağuz da aynı durumda. Kısıtlı bütçeyle işini yürütmeye çalışan bir arkadaş, büyükşehir belediyesinden aldığı destekle iş yapmaya çalışmakta.
Ladik ilçesine gelince; orada yatırımı olan birisi olarak öncelikle şunu belirtmek isterim ki geçtiğimiz dönem başkanlık yapan arkadaş o kadar kırıp döktü ki anlatamam. Ladik’te barışık olduğu insan sayısı çok azdı, bu yüzden de belediyeye gelen giden pek yoktu. Nurhan Hanım önce vatandaşla belediyeyi barıştırdı, ardından büyükşehir belediye başkanı ile güzel ilişkiler kurarak hizmet almaya başladı, ardından da merkezi hükümetten destek almak için bir hayli uğraş verdi. Ladik’in en önemli handikaplarından birisi de ilçenin önünü tıkayan bir statüko ekibinin olmasıdır. Bu ekip kendilerine itaat etmeyen kaymakamından belediye başkanına, iş adamından bürokratına herkesin önünü tıkamaya çalışır, dışarıdan gelecek yatırımları engellerler. Bu yüzden Ladik ilçesine kimse yatırım yapmaz, şayet bizim basın gücümüz olmasaydı biz de asla buraya yatırım yapamazdık. Nurhan Hanım, kadın olmasına rağmen bir erkekten çok daha cesaretli davranıp bu ekibe eyvallah etmemiş, işini adam gibi yapmaya çalışan çok kıymetli bir belediye başkanıdır. Bir yandan halkla kucaklaştı diğer yandan büyükşehir belediye başkanıyla uyumlu çalışarak hizmet aldı, kendi imkanlarıyla da ilçe halkını kucakladı.
Havza’da durum nedir derseniz; bu dönem seçilen Sebahattin Özdemir, yıllarca AK Parti ilçe başkanlığı yapmış, sakin ama samimi bir başkan. Devraldığı belediye çok yüklü borcu olan bir belediye olduğundan yeni yatırımlar yapması çok zor. Bu arada onun da koronavirüse yakalandığını öğrendik, kendisine geçmiş olsun diyoruz. Güney cephesinin son ilçesi Vezirköprü ilçesi; belediye başkanı olan arkadaşımızın sanırım üçüncü dönemi. Doğru Yol partisi kökenli olan Başkan Sadık Edis, belediyeyi bir türlü borçtan kurtaramamış. Sürekli olarak hacizlerle ve icralarla gündemde kalmayı becermiş bir belediye. Gönül isterdi ki hem iş hayatından gelen hem de belediyecilikte tecrübeli olan Sadık Edis, belediyeyi borç bataklığından kurtarıp icraat yapan belediye haline getirmiş olsaydı ama maalesef olmadı. Umarım bundan sonra yapar.
Güneyden batıya doğru kayacak olursak Yakakent’ten beriye doğru gelelim. Yakakent Belediye Başkanı olan Hüseyin Kıyma daha önce ilçe özel idaresinde görev yapmıştı. Başkanlığı da ikinci dönemi, ilçede çok fazla bir icraat olmasa da solun güçlü olduğu bir ilçede ikinci kez seçimi kazanması başarıdır. Test sonucunun pozitif olduğunu öğrendiğim Başkan Kıyma'ya da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Ara sıra Alaçam’a balık yemeğe giderim, halkla da görülürüm, orada tanıdık eş dost var. Belediye başkanıyla ilgili halkla ilişkilerinin zayıf olduğu yönünde bir kanaat var. Alaçam’da durum nedir derseniz; Alaçam’daki başkanı hiç tanımıyorum, iki dönem önce de MHP’den seçilmişti, öyle ahım şahım bir icraatını görmedim. Merkezi hükümetin yaptığı yolların dışında Alaçam’da çok fazla bir icraat oldu mu derseniz; ben göremedim. Bafra’ya gelince; Bafra şehrimizin en büyük ilçelerinden biri. Merhum Demirel döneminde il olma sözü verilmiş ama olamamış birkaç ilçeden biri. Eski nüfus büyümesi olmasa da yine de büyüyen ve gelişen bir ilçemiz. İki dönem Zihni Şahin’in başkanlık yaptığı Bafra’da Zihni Şahin’in büyükşehir belediye başkanı olması ile birlikte başkanlık koltuğuna oturan Hamit Kılıç hiç tanımadığım bir arkadaş. Ancak bu güne kadar yaptığı icraatlara ve geldiği misyona bakıldığında kaliteli bir insan olduğu, güzel ekip kurduğu, yatırım konusunda çok güzel işler yaptığı bir gerçek. Hamit Kılıç’la ilgili aleyhte yazıp çizenlerin derdi belli. Ben kendisi ile henüz yüz yüze görüşmemiş olsam da edindiğim kanaat bu, yanılıyorsam düzeltin. Hamit Başkanın da koronaya yakalandığını öğrendik, kendisine Allah’tan şifalar diliyorum.
Son olarak Ondokuzmayıs ilçesini değerlendirip yazımızı bitirelim. Osman Topaloğlu fena başkanlık yapmadı. Sol kökenli olmasına rağmen AK Parti kurulduğu günden beri partide her türlü görevi almış olan Başkan Topaloğlu, ilçesinde bir şeyler yapmaya uğraşan, merkezi hükümetten bu konuda destek almak için elinden geleni yapan bir başkan. Burada şunu belirtmeden geçmek istemiyorum; bu dönem belediyelerin borç ödeme dönemi, icraat yapma dönemi değil. Neden böyle diyorsun derseniz; geçmiş başkanlar çok fazla borçlandıklarından gerek bu dönem seçilen gerekse de eskiden beri devam eden başkanlar bu borçları ödemek için uğraş vermek zorundalar. Bu borçları ödemek öyle kolay değil. Bugünlük de bu kadar, kalanları başka bir yazıda değerlendirmek üzere, kalın sağlıcakla.