AK Parti’de son iki hafta içerisinde hatta son bir aylık süreçte yaşanan gelişmelerin bir kısmını bu köşeden değerlendirmiştik. Ancak yapılan ilçe atamalarından sonra durum değerlendirmesi yapma imkanı bulamamıştık. Konumuza girmeden önce bu konuda birkaç kelam etmek istiyorum. Zira bazı internet sitelerinde bu konuyla ilgili fevkalade yanlış bilgiler verilmiş. İnsanlara kızmak ayrı şey, olayların doğrusunu yazmak ise ayrı şeydir. Biz bu güne dek en büyük düşmanlarımızla ilgili dahi doğruları yazmaktan çekinmedik. Bu arkadaşlarla ilgili detaylı yazılar yazacağım; zira bazıları bu arkadaşların bana yakın olduğunu zannediyorlar, ben öyle başkaları gibi insanları maşa olarak kullanmam, şayet ateşe tutulacaksa direk kendim tutarım. Bundan beş altı yıl önce bu insanlarla yakın arkadaştım ama daha sonra gördüm ki benim arkadaşlık yapabileceğim kişiler değiller, onlardan uzaklaştım.
AK Parti İl Başkanı Muharrem Göksel’in Fuat Köktaş’ın adamlarını temizlemek üzere Genel Merkez’den İl Başkanlığı’nı görevden alıp yeniden kendisine görev verilmesini talep ettiğini ancak yapılan müzakerelerin ardından hem Muharrem Göksel’in hem de Kayınçomun adamlarının kalması yönünde karar alındığını hepimiz biliyoruz. Ancak Atakum ve Havza ilçelerine yapılan atamalarla ilgili bazı internet sitelerinde Fuat Köktaş’ın adamlarının temizlendiği, gelen isimlerin O’nunla uzaktan yakından ilgisi olmadığı yönünde yapılan haberlerin gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi yok. Atakum’a atanan arkadaş Hüseyin Dereli’nin ekibinden olup ağabeyi Ardahan Belediye Başkanı imiş, hatta bu arkadaşın İlçe Başkanlığı görevini kabul etmediği ve Kayınçomun devreye girerek O’nu arayıp kabul ettirdiğini çok iyi biliyorum. Şimdi bu arkadaş kime yakın sizlerin takdirine sunuyorum. Havza’ya atanan Sebahattin Bey’i taa 2006’lardan beri tanırım, çok düzgün bir arkadaştır. Murat İkiz’le asla iş tutmaz. Kayınçomla da uzun zamandır iyi görüşür. Normalde Havza’da Mahmut Karahan ekibinin de Murat İkiz ekibinin de istediği kişi bu arkadaş değildi ama bizim Hamamcıbaşı yine yaptı yapacağını, teklif ettiği arkadaş orada ilçe başkanı oldu; kim yaptı derseniz onu da kayınçoma sorun. Şimdi iki İlçe Başkanı’nın atanmasının perde arkasını anladınız mı? Öyle birilerinin işkembe-i kübradan atmalarıyla bu işlerin yürümediğini bilmek lazım.
Gelelim asıl konumuza… Atakum AK Parti eski ilçe Başkanı Ömer Faruk Şahin’in neden görevden alındığını bu köşede sizlerle paylaşmıştım ama dünki manşetinizde yer alan konuyu bilmeme rağmen yazmamıştım. Bir haber sitesi yazınca biz de onu manşet yapma gereği duyduk. Bakan Çağatay Kılıç bundan bir yıl veya ona yakın bir süre önce Atakum İlçe Teşkilatı’na gittiğinde İlçe Başkanı Ömer Faruk Şahin’e “Biz burada özel bir toplantı yapacağız” diyerek makam odasından çıkararak özel bir toplantı yaptığını duymuştum. Hatta aralarındaki gerginliğin bu olaydan sonra başladığı ama asıl kopma noktasının, Bakan Çağatay Kılıç’ın Ömer Faruk Şahin’e Adnan Konaş’ı delege yapması için baskı yaptığı Ömer Faruk Şahin’in direndiği, daha sonra da Adnan Konaş’ın delege yapıldığı ama CHP de kaydı olduğundan Yüksek Seçim Kurulu tarafından delegeliğinin kabul edilmemesi olduğunu da duymuştum.
Şayet bu iddialar doğru ise Çağatay Kılıç fevkalade yanlış yapmış. Öncelikle, muhatabınız kim olursa olsun oturduğu makama saygı duymak zorundasınız; adama kalk oradan ben senin odanda özel bir görüşme veya toplantı yapacağım demek ne denmek anlamış değilim. Kaldı ki benin tanıdığım Çağatay Kılıç nazik bir insan, böyle bir kabalık yapmış ise O’na hiç ama hiç yakıştıramadım haberi olsun. İkinci iddia daha da vahim… Sürekli köşe yazılarımda ve haberlerimizde eleştiri konusu yaptığım Adnan Konaş’ın, Çağatay Kılıç’ın vazgeçilmezi olduğunu hepimiz biliyoruz. Her fırsatta yanından ayırmadığını ve bunun çok büyük bir hata olduğunu da yazmaktan geri kalmıyordum. Adnan Konaş’ın CHP’li olduğunu daha sonra CHP’den istifa ettiğini de hepimiz biliyoruz. Benim Adnan Konaş’a karşı özel bir antipatim yok, düşmanlığım yok ama Çağatay Kılıç’ın onu sürekli olarak yanında taşımasının doğru bir şey olmadığını da her fırsatta dile getirdikten sonra bir nebze olsun O’nu yanından uzak tutmaya çalışmakta.
Bakan Çağatay Kılıç, şayet eski Atakum İlçe Başkanı’ndan Adnan Konaş’ı delege yapmasını istemiş ise fevkalade yanlış yapmış. AK Parti’de onca çalışmış insan varken daha düne kadar CHP’de siyaset yapan bir kişiyi getirip AK Parti’de seçiciler kuruluna koymak çok büyük bir hatadır… Zaten gelen bilgilere göre de CHP’deki üyeliği buna engel olmuş, YSK kabul etmemiş. Ben normalde Çağatay Kılıç’ın bu tür işlere girmeyen, taban siyasetiyle uğraşmayan, Karargah ( Genel Merkez) siyaseti yapan bir kişi olduğunu düşünmüştüm; şayet bu denilenler doğru ise ben yanlış düşünmüşüm demektir. Bu konuda Sayın Bakan’dan açıklama bekliyorum, şayet açıklama yapmaz ise ve bu iddiaları kabul etmiş olacağını da unutmasın. Siyaset zor ama liyakatli insanların yapması gereken bir sanattır; o nedenle bu tür iddialar muhataplarını fevkalade yorarlar. Umarım Bakan gereğini yapar diyerek sözlerime son veriyorum. Hoşça kalınız.