BU KADAR DOSYA YAZMAKLA BİTMEZ
Annem, Babam ve yakın dostlarım, eleştiri mahiyetinde yazdığım yazılarla ilgili sürekli olarak beni uyarıp, bu tür yazılara ara vermemi istiyorlar. Neden olarak da, bu şehri benim düzeltemeyeceğimi, toplumu idare edenlerin büyük bir bölümünde bu tür hatalar olduğunu, yazmakla bitiremeyeceğimi, herkesle düşman olmaktansa bu yazıları yazmamanın daha doğru bir tercih olacağını ifade ediyorlar. Olaylara onların baktığı açıdan baktığımızda, kendilerine hak vermemek mümkün değil. Bazen onların dediği gibi yapmayı düşünmüyor değilim. Ancak, elime gelen dosyaları açıp okuduğumda vicdanım rahatsız oluyor ve emin olunuz ki dosyayı okuduğumda, o gece sabaha kadar uyuyamıyorum. Toplumumuz haksızlığı asla kabul etmiyor, ancak bu düşüncesini söyleme noktasına geldiğinde sessiz kalıp, Allah"ından bulsun diyor. Bu yaklaşım doğru bir yaklaşım olmamakla birlikte, vatandaşımızın ekonomik ve sosyal durumunu göz önüne aldığımızda, ona da hak vermemek mümkün değil.
Vatandaşlarımızın bizlere olan güveni öyle bir noktaya ulaşmış ki, her gün onlarca, hatta yüzlerce telefon, evrak, dosya geldiğinden, zaman ayırıp, inceleme fırsatı bulamıyoruz. Keşke bu durumlar yaşanmamış olsa da bizde yazmasak. İsterseniz birkaç konuyu sizlere anlatayım da yazıp, yazmama noktasında siz karar verin. Belediyelerle ilgili gerek geçmişte, gerekse günümüzde yaşanan olaylarla ilgili, çok ciddi olumsuzlukları belgeleyen dosyalarda enteresan şeyler var. Örneğin teşkilat mensuplarının ve yandaşlarının belediyelere, kamu kurumlarına verdiği aşırı fiyattan, malzemelerden tutun da, seçim döneminde yaptırılan kitapçıkların paralarının Belediyelere nasıl ödetildiğine, Belediye Başkan Aday Adaylarının aday olabilmek için, İl Başkanı"na veya teşkilat mensubuna yaranabilmek için encümenlerinde ve meclislerinde aldıkları akıl almaz kararlara, ofset baskı yapan işletmelerin belediyelere lahana, patates, domates gibi malzemeleri nasıl sattıklarına, sadece bir ofset matbaaya iki belediyenin dört yılda ödediği akıl almaz paralara, bu paraların nasıl taksim edildiğine, terzilerin, berberlerin Belediyelerde hangi üst görevlere neden geldiklerine, belden aşağı, gayri ahlaki işlerine, imar uygulamaları ile hangi belediye üst düzey görevlisinin yakınına ne kadar rant sağlandığı ve bu arsaların Toplu Konut İdaresi"ne hangi şartlarda verildiğine, adamın yemeye ekmeği yokken vekil, başkan, başkan yardımcısı üçgeninde belediyeden trilyonlarca liralık alacaklı hale nasıl geldiğine, Belediye çalışanlarına maaş ödeyemezken, basında boy boy arzı endam edip, merkezi hükümetin yaptıklarını kendileri yapmış gibi gösterenlere, aynı adreste birkaç firmayı kurup, perde arkasından şirket ortağı olan Belediye Başkanlarına, başkan yardımcılarına, Belediye üst düzey görevlilerinin heyelanlı alanı alıp, belediyeden zemin etütlerini yaptırdıktan sonra, meclisten imarlı alan olarak geçmesini temin edip, büyük rantlar elde edenlere, İl Özel idaresinde siyaset, Bürokrat, İş adamı üçgeninde dönen dolaplara dair bir sürü evrak elimizde mevcut. Bu olayları görmezden gelmek vicdanımı sızlatıyor. Ancak bazı dostlarımızın ısrarlı tavsiyeleri bu şehirdeki olumsuzlukların tarafımızdan görmezlikten gelinmesi yönünde, ama bu kadar haksızlığın, yanlışlığın olduğu bir ortamda sessiz kalmak vicdanımı sızlatıyor. Bu dediklerimi söyleme nedenim çekinmek, geri adım atmak veya tavır değiştirmek olarak asla algılanmamalı, ancak bu kadar olumsuzluğun olduğu bir ilde meslektaşlarımızın her şey yolunda imiş gibi davranıp, üç-beş kuruş karşılığında sessiz kalmaları insanı çileden çıkarıyor. İnsan bazen bu memleketi ben mi kurtaracağım gibi bir düşünce içerisine giriyor. Olur, olur da bu kadar onursuz bir meslek gurubu olur mu? Bu yazdıklarımı benden başka bilen yok mu bu şehirde? Elbette ki var ama, onlar için susmak mesleklerinin gereği olmuş.
Ben elimdeki bazı dosyalardan ipuçları verdim, zamanı geldiğinde bunları yazmayı düşünüyorum, ancak burada siz değerli okurlarımın düşüncesi benim için çok önemli. Göndereceğiniz maillerde, samimi bir biçimde gaz vermeden yazacaklarınızın, benim için bu konuda önümü görmemde önemli olacağını bilmenizi istiyorum. Yapacağımız çalışmaların nefsimizi karıştırmadan, sadece ve sadece toplumun yararı doğrultusunda olmasını dileyerek hepinize mutlu günler dilerim