BU KADAR YANLIŞA RAĞMEN, BU OY ÇOK İYİ

Adnan Bahadır

BU KADAR YANLIŞA RAĞMEN, BU OY ÇOK İYİ
        Köşe yazılarımı okuyanlar Efendimizin “Bir Devlet küfür üzere ayakta kalır ama zulüm üzere ayakta kalamaz” Hadis-i Şerif'ini bu satırlardan defalarca yazdığımı çok iyi bilirler. AK Parti’de görev almış birisi olmama rağmen,  AK Parti  iktidarlarından en büyük sıkıntıyı çekenlerin başında olduğumu beni tanıyan herkes çok iyi bilir. 2007 yılında başlayan A takımı operasyonu sonucunda 95 gün cezaevinde kaldıktan sonra  2009 yılında yine AK Partili'lerin organizesiyle şahsıma yapılan saldırı sonunda 4,5  ay tekrar Cezaevinde kalmam, ardından 2012 yılının Kasım ayında evim, iş yerim, araçlarım, yazlığım ta yatak odama kadar aranması sonucu tekrar tutuklanmayla karşı karşıya kalma sıkıntısını yaşamamın tek nedeni AK Partili bazı şerefsizlerin, perde arkasından yönettiğini bu şehirde yaşayan herkes çok iyi biliyor! Bana bu operasyonların yapılmasının tek nedeni, yanlışa dur demem ve haksızlığa rıza göstermemiş olmamdı. Bazı insanlar o kadar enteresan baskılarla ifadeler verdirdiler ki aklınız şaşar. Gazetecisinden.. İş adamına, bürokratından.. dernek yöneticisine varıncaya dek ne kadar menfaat şebekesi varsa hepsi bir olup üzerime geldiler. Öyle fütursuzca ve insafsızca geldiler ki şaşırıp kalırsınız. Bazı bürokratlara makam verme vaadiyle ifade verdirdiler, bazı gazetecilere para vermek vaadiyle ifade verdirdiler, bazı iş adamlarına da iş yerlerine ceza tehdidiyle ifade verdirdiler. Ama unuttukları bir şey vardı, onların hesabı vardıysa Yüce Rabb'imin de hesabının olduğuydu.
     Bunca sıkıntı çekmiş olmama rağmen son seçimlerde canhıraş bir biçimde AK Parti’nin oyunun düşmemesi için onlara destek oldum ve bundan ötürü de asla pişman değilim. Neden pişman değilsin derseniz, ben davaya destek oldum insanlara değil. AK Parti dışındaki diğer siyasi partilere baktığımızda, hiç birisinin benim düşündüğüm şeyleri düşünme niyeti olmadığı gibi ellerinden gelse son on üç yılda Müslümanların kazanımlarını yerle bir edeceklerinden en ufak bir şüphem yok. Ancak bu böyle diye gerçekleri görmezlikten mi geleceğiz derseniz, elbette hayır; biz bize yakışan ne ise onu yapacağız ama doğruları söylemekten de asla geri kalmayacağız. AK Parti’nin yanlışlarını da anlatacağız ki ya kendilerine gelsinler ya da hakettiklerini bulsunlar. Biz burada yıllardır yazıyoruz ama kimse işine gelmediği için umursamıyor. Kamuda yapılan yanlışlıklardan başlayarak teşkilatlarda, Belediyelerde ve seçilmişlerin yaptıkları yanlışları burada defalarca haykırmadık mı? Bütünşehir yasası çıkması ile birlikte köylülere giden su faturalarından tutun da yollardaki sıkıntıların, alınan oylarda etkisi olmadı mı sizce.  Aynı şekilde İl yöneticilerinin bir kısmının kendileri beş para etmemelerine rağmen topluma yukarıdan aşağıya bakmalarına ne demeli? Aynı şekilde milletvekillerinin kendi akraba, eş ve dostlarına her türlü iş, aş konusunda yardımcı olurlarken vatandaşın hiç bir işi ile ilgilenmemelerine ne demeli? Geçenlerde bir gazetenin köşe yazarı köşesinde yazmış ki, bu gazete alınan kredilerle dönüyor, peki o kredileri kendi öz sermayeleri ile mi ödemişler yoksa akrabaları olan vekili devreye sokup onun tavassutu ile yeniden kredi alarak mı ödemişler? Bazı ilçe başkanlarının Belediye imkânları ile neler yaptıklarını bu toplumun bilmediğini mi zannediyorsunuz?
        Buraya kadar yazdıklarım yerelde olanlar, peki genel yönetimlerde dönen rüşvetler, adam kayırmalar, iltimaslar, hatta ve hatta Cami, Kur’an Kursu adı altında para aklamalarını bu toplumun bilmediğini mi zannediyorsunuz? Tespit edilen milletvekili adaylarının bir kısmının Cumhurbaşkanı tarafından, bir kısmının Başbakan tarafından, bir kısmının Cumhurbaşkanı’nın oğlu, kızı tarafından tespit edilmesinin  yanında, bir kısmının Genel Merkez’deki bazı üst düzey siyasetçilerle bazı duygusal  ilişkiler sonucunda tespit esildiğini, bu toplumun bilmediğini  mi zannediyorsunuz? Çok yakın bir arkadaşım bizzat bana anlattı. Yaptırdığı özel bir işletmeye ruhsat alabilmek için Ankara’daki Bakanlık yetkililerine gittiğinde, bir buçuk milyon rüşvet istendiğini, bunu vermek istemeyince üst düzey parti yönetiminden yardım istediğini, ancak onlardan aldığı cevabın ise, meblağı düşürürüz, başka bir şey yapamayız, olduğunu, nihayetinde mahkemeye verip bir buçuk yıl mahkeme  sürecinden sonra ruhsat aldıklarını söyledi. Bu durum birçok yerde maalesef böyle ama kimse sesini çıkaramıyor. Bunca olumsuzluğa rağmen AK Parti’nin aldığı oy bence çok yüksek bir oy.  Allah öyle bir Allah ki, azanlara anında cevabını verdiriyor ama ben yine sözlerimin başında söylediğim gibi yine de üzüldüm; çünkü bu hataların bedelini yapan şerefsizler değil, Müslümanlar ödüyorlar. Keşke AK Parti üst düzey yönetimi ve Cumhurbaşkanı bu işin farkına varsaydı da bu hataların önüne geçilseydi. Son dönemlerde olup bitenler AK Parti iktidarından önce olanlardan daha kötü dersem abartmış olmam. Sorarım size AK Parti toplumun verdiği sorumluluk gereği mi iktidar ortağı olacağım diyor, yoksa bu yanlışlar ortaya çıkar da hep biteriz diye mi Hükümet olmak istiyor? Kararı siz verin, diyor ve sözlerime son veriyorum. 

             Kalın sağlıcakla

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (13)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.