Doğrusunu isterseniz bugün Hükümet -Cemaat ilişkilerinde gelinen noktayı yazmayı düşünüyordum. Önceki gün cemaat adına Yazarlar Birliği Vakfı 11 maddelik bir basın bildirisi yayınladı ve bu basın bildirisine bakıldığında daha önce yazdığım köşe yazılarında ne kadar doğru şeyler yazdığımı ortaya çıktığını gördüm. Biz o günlerde bu tespitleri yaptığımızda tepki gösterip nereden çıkardın bunları diyenler şimdi ne söyleyecekler çok merak ediyorum.
Yazdığım köşe yazılarında hükümetin Gezi olaylarının arkasında cemaatin olduğunu düşündüğünü yazdığımda gelen yorumlarda adeta topa tutulmuştum ama cemaat adına yapılan açıklamada dediklerimde ne kadar isabet kaydettiğim bugün daha iyi anlaşılmakta. Burada üzerinde durmak istediğim konu cemaat adına yapılan açıklamanın ne anlama geldiği ve hükümetin bu konudaki politikalarında tutunduğu tavrın ne kadar doğru olup olmadığı idi. Ancak bu konuya çok az bir yer ayırarak asıl konumuza geçmek zorundayım. Neden derseniz son zamanlarda Bakan, Vali, üst düzey bürokratların Samsunspor kulübüne yardım kampanyaları düzenlendiğini görünce bu konuda birkaç kelam etme gereği hasıl oldu. İşte bu nedenle bu konuyu ele alalım istedim.
Malumunuz üzere geçtiğimiz Ramazan ayının son haftası Gençlik ve Spor Bakanı Başkanlığı'nda elli kişilik bir iş adamı Samsunspor kulübüne yardım toplamak üzere yapılan toplantıya çağrılmış ancak toplantıya sadece on beş kişi katılmıştı. Bu gelişme üzerine Bakan bir hayli üzülmüş ve bu üzüntüsünü de kamuoyu ile paylaşarak kendisinin tek başına yapacak bir şeyi olmadığını söylemişti. Bu konuda Bakan haklı. Tek başına Samsunspor Kulübü'nü taşıma şansına sahip değil. Bu gelişmesinin ardından önceki gün tekrar Vali'nin Başkanlığında özel sağlık kuruluşlarının sahipleri ve yöneticileri ile bir toplantı yapılarak Samsunspor kulübüne yardım etmeleri istenmiştir. Bu toplantıya SGK İl Müdürü'nün katılmış olması biraz manidar. Burada aba altından sopa gösterme durumu var ve Özel Hastanelerin ödenekleri, teftişleri, cezaları, v.s. SGK tarafından yapıldığından bu toplantıya SGK il müdürü özellikle çağrılmış, kendisi de devlet memuru olması hasebiyle Vali Bey'in davetine icabet etmekten başka çaresi olmadığından bu toplantıya katılmak zorunda kalmıştır.
Buraya kadar olan bitenleri sıraladıktan sonra gelelim madalyonun diğer yüzüne. Biz 2005-2007 yılları arasında Büyükşehir Belediyesinde görevde iken Samsunspor kulübüne yardım topladığımızda o gün milletvekili olan Sayın Bakanın o zamanki tavrı neydi açıklarsa çok memnun olurum. Ayrıca bize yapılan şu meşhur A Takımı operasyonunu tamamen Samsunspor Kulübü'ne toplanan paralar üzerinden yapıldığı açıkça ortada olmasına rağmen o gün olayı farklı yorumlayan siyasetçiler kimlerdi? Onlar bir açıklansa da bu toplum bilse ne kadar güzel olurdu.
Kaldı ki A Takımı Davası'nın karar duruşması ekim ayında yapılacak ve oradaki 43 sanıktan Y.Ziya Yılmaz, Kenan Şara ve benim dışındaki sanıklar için beraat isteyen Savcı üçümüz için Samsunspor kulübüne yardım topladığımız için görevi kötüye kullanma cezası istemesine ne demeli? Bir yandan Samsunspor Kulübü'ne yardım toplayanlara ceza vermeye çalışacaksınız, diğer yandan ise şehrin Bakan'ından, Vali'sine varıncaya dek neredeyse tüm üst düzey yöneticiler, şehirdeki iş adamlarından kulübe yardım toplama toplantıları yapıp insanlardan yardım talep edecekler.
Adama sormazlar mı ki kardeşim bu ne perhiz ne lahana turşusu. Demek ki hukuk herkese eşit uygulanmıyor. İşine gelene hukuk uygulanıyor gelmeyene ise uygulanmıyor. Herkes hukuku işine geldiği gibi uygulayıp işini bitirmek istediklerini veya aradan çıkarmak için farklı kararlar alabiliyorsa buna ne denir siz takdir edin.
Gelelim olayın asıl enteresan ve can alıcı noktasına konuşmaya sıra geldiğinde mangalda kül bırakmayıp yok ilk beş yüze girdik, yok ikinci beş yüze girdik, yok şu kadar istihdam sağladık, yok bu kadar vergi ödedik diye hava atanlar sıra Samsunspor kulübüne yardım etmeye gelince ortadan kaybolmalarına ne demeli? Bu şehirde ekonomisi fevkalade düzgün olan onlarca firma var Örneğin Fahrettin Ulusoy, Erçallar, Bahadır Tıbbı aletler, Samsun Yem, Elektrosan,Durapay mobilya,Samsun Makine Sanayii, Sampa Kalıp, Köksal Ersayın,Aygün Cerrahi aletler, Onur Mobilya, Fatih Temiz, İsmail Güdül, Hüseyin Türkdönmez, Gökçe Grup, Eldemirler,Resman-Tüfekçi ailesi, Galip Asal, Borsan, Yeşilyurt Grup, Toros Gübre, Cengiz Grup, adeka, Hedef Ecza, Hızın İnşaat,Haluk Akyüz, Camadan Grup.Baranlar, Soğancılar Grup, Felek Otomotiv, Hundai, Karadeniz Mobilya, Ercan Albayrak,Osmanlı Un, Samsunport liman işletmesi gibi büyük firmalar bu kulübe ne kadar yardım etmişler çok merak ediyorum. Saydığım bu firmalar içerisinde bir kaçının kulübe yardım etmiş olanları olduğunu biliyorum ancak yapmaları gerekenin onda biri seviyesinde olduğunu düşünüyorum,zira kimin ne kadar ve ne için yardım ettiğini az, çok bildiğimden kulübün içerisinde bulunduğu sıkıntıdan çıkması bakımından herkes taşın altına elini koymak zorunda olduğunu düşünüyorum. Vali Bey'in son yaptığı toplantıda çağırdığı özel Sağlık kuruluşlarının bir kısmının içerisinde bulundukların ekonomik sıkıntıları çok iyi biliyorum, bu kuruluşlara yüklenmek doğru olmaz. Ancak içerlerinde ekmediği yerden biçen, Devleti adeta haraca bağlayanlar var onlardan fazlasıyla alınmalı. Devlet zengine de fakire de eşit davranmak zorundadır, ekonomisi güçlü insanlara yüklenmekten çekinip, siyaseten zayıf insanlara yüklenilirse ben sonuna kadar karşısında olurum. Yaptığımız iş ne olursa olsun adaletten asla vaz geçmemeliyiz. Kalın sağlıcakla