Bu seçim geçen seçimlerden pek farksız geçmeyeceği kanısındayım.
Medyada bir aydır Sn Başbakan"la Sn. Baykal arasında sürüp giden horoz dövüşü nü...
Ankara"da Karayalçın ile Gökçek "in -bıkkınlık veren- söz düellosunu..
İstanbul"da Kılıçtaroğlu ile Topbaş arasında yaşanan polemikleri , atışmaları ,siyasetimize renk kattığı söylenemez.Yine tahterevallinin iki ucuna iki parti oturtuldu.
İktidar"la Muhalefet "in propaganda argümanları da birbirinden çok farklı değil..İkisi de açılım peşindeler ...CHP , çarşaf ile Kur" an kursları ,alevi açılımını ;AKP Kürt açılımını öne çıkardı.
CHP"nin Deniz Feneri Davası ve diğer yolsuzluk dosyaları hala güncelliğini koruyor. Sn. Başbakan , Doğan medyasını şantaj ve tehditle susturma yoluna gidiyor.
Halbuki Ülke gündeminin en önemli sorunu işsizlik..Resmi rakamlar % 12.6 olarak açıklansa da ,gerçekte oran %25 "civarında.Yani 3 milyon vatandaşımız işsizdir.Ocağına ateş düşen vatandaşın halinden anlayan yok.
Milli gelirin 10 bin dolar olması gerçekleri yansıtmıyor... Her gün işten çıkarılan ve çaresiz kalan vatandaşların feryadı yürek yakıyor. Küresel krizin derinleşen etkileri karşısında Hükümetin ilgisiz, umursamaz tavrı değişmiş olsa da Sn. Başbakan"ın işsizliğin ABD"de bile olduğu , Krizin Okyanus ötesinden geldiği mazereti karın doyurmuyor.
Doğaldır Muhalefet seçimde bu sorunu kullanacaktır. Sn. Baykal"a ve Sn. Bahçeli"ye yüklenmesinin mantığı yok.Meclisteki diğer siyasi parti ve liderleri Diğerleri diyerek
Muhatap kabul etmemesi siyasi nezaketle bağdaşmıyor.Muhalefete işsizlik sorunu üzerinden siyaset yasağı koyması ve Liderlerden çözüm istemesi seçmenin gözünü boyamaktır.Meydanlarda münazara üslubuyla : eğer işsizliğe bir çaren varsa , açıkla ,o çareyi yerine getirmeyen bir Tayyip Erdoğan varsa ben siyaseti bırakırım.ifadesi de samimiyetten uzaktır.Sn.Baykal"ın önerilerine verilen işine bak..cevabı ise tam bir kara mizahtır.
Bu tavır ve uslup yeni değildir.2007 Temmuz seçimlerinde MHP "sinin Seçim Bildirgesinde ve son olarak 2009 Bütçe Müzakereleri sırasında Sn. Bahçeli"nin ekonomik durumun iyiye gitmeyeceği, yaklaşan krizin bütün sektörleri ve dolayısıyla vatandaşı vuracağı ifade edilmişti.Önerilere burun kıvıran Hükümetin ,iki yıl sonra , bugün Muhalefetten çözüm talep etmesi sorgulanmalıdır.
Yerel seçimlerde İktidarın oy kaybetme kaygısı ezberlerini bozmaktadır.
Sürekli geçmişi kötüleyerek , geçmiş İktidarları suçlayarak ,istismar edebiyatı yaparak bir iktidarın ayakta durması mümkün olabilir mi ?
Muhalefetin her teşhisini yanlış algılayıp kendisine tuzak kurulacağı endişesi İktidarın açmazlarındandır.
Belediyeler seçim dolayısıyla kesenin ağzını açarak vatandaştan toplanan paraları kendi tanıtım /reklamları için harcamaktadırlar. İş yapan müteahhitlerin parası,Belediye çalışanların ücretleri ödenememektedir.Hatta Bazı Belediye nin araçlarına haciz geldiği duyumları alınmaktadır.Haksız ve usulsüz ödemelere ilişkin bazı Belediye Başkanlarının savunması kuşku vericidir.Siyasi rakiplerini iş bilmemekle veya içerden bilgi sızdırmakla itham etmeleri bir gerçeği ortaya koymaktadır.Güneş balçıkla sıvanmaz. Ak demekle ak olunmaz . Aynası işidir kişinin lafına bakılmaz.
Hükümetle İMF arasında görüşmelerin uzun bir süreden beri devam ettiği kesin anlaşmaya varılmadığı Yetkili taraflarca ifade ediliyor.Acaba ,niye sürümcemede bırakılıyor dersiniz ? Okuduklarımıza göre İMF Hükümetten -Belediyeler dahil tüm harcamalarda Tasarrufa gidilmesini istiyor.Hatta görüşmelerin belirleyici şartı olarak öneriyor. Reel sektörün beklentisi var.Zira borcunu çevirmede zorlandığını gizlemiyor.Hazinenin kamudan alacağı 90 milyar dolara ulaştığı ifade ediliyor.Yani 2001 Krizinden kötü bir durumdayız.
Emeklilerden vergi kesintisi gündemde.Hükümet emeklinin üç kuruşluk maaşına göz dikmiş sesi çıkmıyor.Seçimi düşünüyor.
Sn.Başbakan hala bindirilmiş kıtalarla doldurulan meydanlarda muhalefete hava atıyor. Gelenlere cebinizde kaç paranız var diye sormuyor ?İşin aşın var mı diye sormuyor ?
Herkesi kendileri gibi sanıyorlar.Akraba_yı taallukat"ın , Partili yandaşların gözüyle bakılıyor.Beyoğulları yeni iş alanlarında yüksekten uçtukça uçuyorlar..Gerçekler yüzlerine söylenince alınıyorlar : Okumayın/evlerinize sokmayın !diye bazı gazeteleri hedef gösteriyorlar.
Geçenlerde Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Damat gazetesine kıyak yapmış! Sabah gazetesinden 50 "şer bin adet satın alarak Ankaralılara bedava dağıtmış.Güya seçmeni etkileyerek siyasi rakibinin yükselişini engelleyecekmiş.!!.
Bir Allah"ın kulu çıkıp:Ulan ne hakla benim vergimi keyfince harcıyorsun ? diye ,soran olmuyor.Yetim hakkı yemediğini söyleyip ,ekranlarda şeref /onur dersi veren bu Adamın yaptığı nedense yanına kar kalıyor.Belediyeyi Ali Dibo çiftliği gibi yönetiyor. Kimsenin gıkı çıkmıyor.
Başkent böyle de taşra farklı mı diye sorarsanız ,ön teker arka teker misali.
Samsun"da ,Başkan adaylarının tanıtım ve reklam giderleri nereden karşılanıyor sanıyorsunuz? Boy boy resimlerin , billborglara asılı afişlerin ,TV programlarının parası nereden ödeniyor ? Yüksek binaların cephelerini süsleyen kocaman resimlerin bedeli kendi maaşlarından mı ödeniyor ?
Bu seçim pek çok ilginçliklere tanıklık ediyor.Teşkilat düzeyinde yapılan listeler , adayların sıra kapma yarışları ,ön sırada olmak için çevrilmedik entrikalar ,şantajlar /pazarlıklar ... Bizans oyunlarına taş çıkartan satışlar ..hülasa hangi kir/pas ararsan var..Şaşırtıcı değil mi ? Paranın açmadığı sıra kapısı yok gibi.Dava ,ideal ,ahde vefa mezata çıkarılır mı? diye sorarsanız , bildiklerim ve duyduklarımı söylersem dudak uçuklatır.
Adaylar yoklukla /zorlukla boğuşurken , yanı başlarında süren mücadeleden habersizler.
Küçük bir analiz notu. Konjönktürel partilerin yükselişi ve düşüşü birbirine çok benzer. Ortak kaderi paylaşırlar.Ömürleri azami 10 yıldır.Sonra,boyası /foyası ortaya çıkınca ,vatandaş Aaa bak .Kral çıplakmış ! deyiverince Saltanat da biter/hanedanlık da . Kutsanan onlarca meziyet birden bire birer mertek oluverirler...
Onun için cilalama ve parlatma çabalarına /kirli çıkar ilişkilerine aldanmamak gerekir. Vatandaşın sabrı bir yere kadar ,her zaman yeni umutlara yöneliş talebi olabilir.Eğer isterse bir oyla çok şey değişebilir.Demokrasinin güzelliği önüne konulan sandıktadır.Mesele sandığa girmektir.Girip çıkamayan...çıktıktan sonra unutulan çok olur..
Bu seçim böyle bir harekete öncü olabilir....