Bu oyuna gelmeyin

Dünkü köşe yazımda, sigara fabrikalarının özelleştirilmesine karşı çıkan Tekgıda-İş üyesi işçilerin Cumhuriyet Meydanı"nda yaptığı eylemden bahsetmiş, yapılan gösterilerde yaşları 7 ila 15 arasında değişen çocukların en ön saflarda yer almasını eleştirmiştim.

 

Nasıl eleştirmeyim ki. O minik yüreklerin ellerine verilen “Tayyip Amca!!! Babam çapulcu değil” yazılı dövizler, üzerlerine giydirilen “Babamı işsiz, bizi aşsız bırakma” yazılı yelekler, çocukları kullanmak değil de nedir?

 

Bu eleştirilerim dün yapılan basın açıklamasıyla Tekgıda-İş Sendikası Bölge Başkanı İsmail Duran tarafından kınandı. Peki, biz ne dedik de böyle bir kınama geldi. Buyurun bir daha tekrarlayayım dünkü yazımızı:

 

“Herkes, herkese bir lokma bir şey verebilir ama boğaz bağışlamak, ancak Allah"ın işidir. Eylemimizi yapalım, tüm sesimizi duyuralım ama ne olur çocukları kullanmayalım. Pazarcılık yapalım, kağıt toplayıp satalım ama çocuklarımızı kullanmayalım. Onların gözündeki kahraman baba imajını zedelemeyelim. Çocuklar babalarını kahraman olarak görür. Tayyip Erdoğan bile babalarının yanında solda sıfır kalır. Bir çocuğun en büyük kahramanını, acınır bir hale getirmek kimseye yakışmaz.  Kim verdi bu aklı bilmiyorum. Diyarbakır"da çocukların dükkanları taşlamasından mı esinlenildi? Dilencilerin yanlarında dolaştırdığı çocuklar mı ilham kaynağı oldu? Evde anne baba yatarken; simit, mendil sattırılan, boya yaptırılan çocuklar mı? Biri bunu açıklamalı. Bu ilham kimden geldi? Eylemse eylem, kralını yapın. Hak ise hakkınızı sonuna kadar arayın. Ancak sakın ha sakın, çocukları kullanmayın. Çocukların hayallerini yıkmayın”

 

İşte bu yazım Tekgıda-İş Sendikası Bölge Başkanı İsmail Duran"ın büyük tepkisini çekmiş olacak ki, yaptığı basın açıklamasıyla zatımızı kınıyor ve şöyle diyor: “Samsun"da yayın yapan yazılı ve görsel basın bizlerin sesi ve destekçisi olmuştur. Ama yayın hayatına yeni başlayan bir gazete ve onun Genel Yayın Yönetmeni anlaşılıyor ki, bizim bu mücadelemizden birileri adına rahatsız olmuştur.”

 

Vah Samsun"um vah. Demek çocukların kullanılmasına bütün basın sessiz kaldı ve mitinge destek oldu. Demek, “Hak ise hakkınızı sonuna kadar arayın. Ancak sakın ha sakın, çocukları kullanmayın. Çocukların hayallerini yıkmayın” diyen Mustafa Yıldırım işbirlikçi oldu.

 

14 Ocak'ta yayın hayatına başlayan DENGE Gazetesi, bir haftalık yayın hayatında TEKEL işçilerinin sorunlarını 3"ü sayfa manşeti olmak üzere toplam 4 haber ile gündeme getirdi. Mitingin yapılacağı 20 Ocak Pazar gününden önce Samsun halkını mitinge davet etti. "Tekel'de özelleştirme bilmecesi" başlığı altında işçinin sesini Samsun halkına duyurdu.

 

Biz bir haftalık yayın hayatımızda TEKEL işçilerinden yana tavrımızı ortaya koyalım,  sorunlarıyla ilgili haberler yapalım bunlar göze gözükmesin, mitingleri siyasi zemine çekmek isteyen birisi çıksın gazeteciliğimize, köşe yazımıza laf atsın. Biz ne deriz, tamburumuz ne çalar. Şimdi ben ne söyleyeyim. Yazı çanaktır, içerisindeki mana ise şerbet. Çanağı görüp şerbeti içmeyene ne denir.

 

Biz bir haftada 3"ü manşetten 4 defa haber yaptığımız eylemi, sadece çocukların ruhsal durumlarını düşünerek eleştirdik. Bu mücadeleden rahatsız olmamız söz konusu değil. Keza rahatsız olsak hiç haber yapmazdık. Ancak bazıları ise bizden rahatsız olmuşa benziyor. Bu noktada insanın aklına acaba birileri siyasi zeminde mi oynuyor? Sorusu geliyor. 

 

Eylemi yazan biz, destekleyen biz, hatayı da gören de biz. Ne diyelim vurun abalıya diyen utansın.

 

Babası TEKEL"den emekli olmuş biri olarak tüm işçilerimize sesleniyorum: “Hak ise hakkınızı sonuna kadar arayın. Ancak sakın ha sakın, çocukları kullanmayın. Sizi kullanmak isteyenlerin heveslerine de alet olmayın”