Bugün Türkiye tarihi bir anı yaşıyor,
Türkiye'yi daha da büyütmek için
önemli adımları atıyoruz.
Bugün açıklayacağımız paket
bir ilk değildir, son da olmayacaktır.
Gönüllerimizde silinmez yer edinen
Adnan Menderes'e
Turgut Özal'dan bütün bir ömrünü
Türkiye'nin özgürleşmesine adamış
merhum Erbakan'a kadar
Türkiye'nin kalkınması noktasında
özgürleşmesi noktasında
mücadele vermiş herkese
minnettarlığımızı ifade ediyorum.
Bu paket bir basamaktır,
çok önemli bir safhadır.
Bu paket;
bir pazarlığın sonucu asla değildir.
Bundan 1 yıl önce parti kongremizde
2023 vizyonumuzu hazırladık.
1 yılda bu 63 maddenin çoğunu
şimdiden yerine getirdik.
Paketle;
Türkiye'nin istiklalini güçlendiriyor,
özgürlük alanını genişletiyor,
umudunu çoğaltıyoruz.
Şartlar değiştikçe;
yeni ihtiyaçlar ortaya çıkacak.
Tüm taleplere bir kerede,
bir paketle yanıt verilmesini beklemek
doğru olmaz.
Demokratikleşme paketi
halkın yüzünü güldürür,
darbecilerin uykusunu kaçırır.
Yumruklar sıkılıysa
tokalaşma mümkün değildir.
Değişimden korkanlar ilerleyemezler.
11 yıl boyunca
silahların konuşmasını önleyip
fikirlerin konuşmasını
sağlamaya çalıştık.
Türkiye'de değişimin önündeki
en büyük engel 27 Mayıs'ın
o karanlık gölgesidir.
Türkiye'de millet,
zamanın ruhunu yakalamayı hep başarmıştır.
Yeniliklere hep ayak uydurmuştur.
SEÇİM BARAJI MI?
Ya Mevcut sistem devam edebilir.
Ya da Barajı yüzde 5'e çekip
5'li gruplandırmayla daraltılmış bölge
seçim sistemini uygulayabiliriz
Yahutta;
Ülke barajını tamamen kaldırıp,
dar alan bölge seçim sistemi getirebiliriz.
Ön seçimlerde;
farklı dil ve lehçelerde;
propaganda imkanı getiriyoruz.
Dil konusuna gelince;
2003'te dil ve lehçelerin öğrenilmesi;
özel kurs imkanı;
üniversitelerde birimlerin açılması;
dil ve lehçelerin seçmeli ders olarak öğretilmesi;
özel okullarda farklı dil ve lehçelerin
öğrenilmesinin önünü açıyoruz.
Kamuda başörtüsü yasağını kaldırıyoruz.
İlkokullarda Andımız uygulamasını kaldırıyoruz.
Herkes oradaydı;
Avrupa oradaydı.
Amerika ne dedi?
Dünya oradaydı;
Bütün vatandaşlar
Park-bahçelerde;
Kahve-çayhanelerdeydi;
Washington Post'un resmi internet sayfasında,
"Türkiye,
bazı maddeleri Kürtler ile uzlaşmayı amaçlayan
bir reform paketi açıkladı"
başlığıyla yer bulan haberde,
''Reformlar,
ülkeyi sert kurallarla yönettiğini düşünen
Türklerin kısa süreli protestolarını bastıran,
Recep Tayyip Erdoğan'ın;
siyasi ilerleyişinde bir anahtar olarak algılandı.
ERDOĞAN'IN SİYASİ İLERLEYİŞİNDE ANAHTAR!
Denildi.
Ruhban okulu açılamadı.
Neden?
Mutekabiliyet gerçekleşmedi.
Yunanistan Türkleri;
Onların müftüleri seçimi;
Yunanistan ve Türkiye'nin;
azınlıkların korunmasına yönelik
Lozan'dan kaynaklanan yükümlülüklerini,
karsı tarafın bu yükümlülüklere riayet etmesi
koşuluna bağlamasını öngörmektedir.
Bu gerçekleşmedi.
Alevilerle ilgili çalıştaylar tamamlanmadı.
Çok zor bir mesele!
Ayrı bir din mi?
Yoksa Müslümanlığın bir çeşidi mi?
Cemevleri
Bir saz okulu mu?
İbadethane mi?
Hiç belli değil!
Diyanet lağvedilsin diyorlar.
Cemevleri yeterli mi?
Dedelerin eğitimi ne kadar?
Onlar da hoca mıdır?
Maaşlarını nasıl alacaklar?
Bu konular tamam değil!
Kürt halkının tepesindeki;
BDPliler;
Çok tehlikeli;
İdamlık suç alenen işliyorlar.
Türk dilinin egemenliğini hazmedemiyorlar.
Türk bayrağının dalgalandığı;
Her karış toprak Türk Vatandaşıdır.
Bu coğrafyada herkes Türk'tür.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.
Gelin masaya oturalım diyorlar.
Kürt bağımsızlığının manifestosunu
Yazalım diyorlar.
Diyarbakır, Amed olacak;
Kürdistan başkenti olacak;
Böyle bir şeyi bekliyorlar.
Resmi dilleri Kürtçe olacak.
Çok tehlikeli kulvarda oynuyorlar.
İdamlık suç işliyorlar.
Kandil Canisi özgür olsun diyorlar.
Paketten bunun çıkmasını istiyorlar.
Bu bir tehdittir.
Resmen ölümlerini;
Ölüm fermanlarını istiyorlar.
Rabbim müsaade etmez.
Etmeyecektir.
Türkiye Türk kalacaktır.
İmalı gençliğini yetiştirecektir.
İnşallah