Bu şehirde,
Yaşayanlar ruhlarını
Ölenler bedenlerini kaybediyorlardı.
Temizlenmeyen bir kan gibi, insanlar
Dolaşıyorlardı şehrin damarlarında.
Her seçimde maskelenen kaldırımlarda
Her türlü rengiyle kendini maskelemiş
Şehrin insanları geziyordu, adım adım
Biliyorum, art niyetlerini saklamak için
En kesif kokular salınıyordu atmosfere
Yerde insanların ar damarları çatlıyor,
Gökte atmosfer baştanbaşa deliniyordu .
Müzmin bir mikrop gibi
Vahşi bir yalan geziniyordu,
Bu şehrin damarlarında.
Biliyorum, insanlar hayatı değil
Sevgiyi hiç değil,
Sadece, yalanı paylaşıyorlardı.
Cennete cehenneme rağmen,
Ve, beş vakte inat
BU ŞEHRE GİR
Duyulan bu acı,ne baş ağrısı
Ne diş ağrısı
Bu acı, çaresizlik çağrısı
Çarçabuk toparlandı
Gerçeğin kıyılarına vuran hayal denizi,
Hırsın girdabında yok oldu gitti.
Deniz denizde kayboldu.
Geride suyu çekilmiş korkunç boşluklar
İmanı çekilen gönül gibi.
Sabırdan atlılar çok uzak ufuklarda
Dörtnala,
Kutsal mesajı taşıyorlar.
Ey merhamet suvarisi
Bu nurdan ufuklardan
Bir yıldız gibi kayıp giden atını
Sür bu bahtsız şehre
Şehrin kalbine gir.
Bir bahar müjdesiyle
Gir bu şehre
Laneti bin defa hak etmiş
Ama lanetlenmemiş
Bu şehre
Gece gir gündüz olsun .
Gündüz gir.
Her sahte aydınlık kaybolsun
Gir bu şehre
hatemallahu ala kulubihim
Doğru ev ev ,sokak sokak
Her yerde bu levha asılı
Ben yinede bir ümide sahibim.
Bu şehre gir
GİR BU ŞEHRE