Konumuza girmeden köşe yazımda yazmayı unuttuğum ve bir okurumuzun hatırlatmasıyla anladığım Vezirköprü ilçesini değerlendirmek istiyorum. Vezirköprü’de Milli Görüş tabanı mevcut Başkandan rahatsız. Sadık Başkanın liberal bir yapısı var, o nedenle de Milli Görüş tabanından gelen Ak Partililer kendisinden fevkalade rahatsızlar ancak karşısına çıkaracak güçlü adayları da yok. Bu nedenle an itibarı ile Sadık Edis tekrar aday olacak gibi duruyor. Kendisi rahatsız ama devam etmek istediğini duydum. Şayet doğruysa bir dönem daha orada Başkan olacak gibi gözüküyor. Alaçam’la ilgili de bir iki kelam ettikten sonra asıl konumuza girmek istiyorum. Alaçam’la ilgili yaptığım araştırmadan çıkardığım sonuç şu; mevcut Başkan Hadi Uyar mübadil olmasına rağmen mübadillerden dahi oy alamayacak gibi bir pozisyon var sahada. Büyük köylerden oy alması da çok zor gözüküyor, o nedenle Hadi Başkanın işi zor gibi gözüküyor. Aday adaylarından kim güçlü derseniz görevden alınan Avukat olan eski ilçe Başkanının şanslı olduğunu söylüyorlar. Onunla ilgili tek sıkıntı, aldığı kamulaştırma davaları sonucunda kısa sürede zenginleştiği için kamuoyu tepkili ama bu tepki seçim atmosferinde eritilebilirse sorun çözülür. Alaçam’da daha önce MHP’den seçilen İlyas Acar iyi bir kampanya yaparsa seçimi alabilir. Bu konularda bu kadar yetinerek asıl konumuza girmek istiyorum.
Önceki gün Osman Genç ziyaretime geldi. Gelince başkalarını ziyaret ettiğinde söylediği gibi ‘evimize geldik’ demese de ev sahibi olarak nezaket gereği yapmamız gerekeni yaptık ve yaklaşık iki saat kendisini dinledim. Osman Başkan dersine iyi çalışmış, son beş yıllık Başkanlık sürecinde Canik’ten ziyade Büyükşehirle ilgili çalışmalar yapmış. Yaptığı hazırlık güzel, Samsun’u siyasi, sosyal, ekonomik, ulaşım ve eğitim konularında ele alan güzel çalışmalar yapmış. Çalışmalar güzel, Selçuklu döneminden başlamak suretiyle Cumhuriyet döneminden günümüze dek şehrimizde olan biten önemli kırılmaları tespit etmiş. Samsun’un demokrasi konusunda verdiği sınavları ele almış. Bilahare yapacağı çalışmaları detaylı olarak kitapçığında anlatmış. Bunlar teknik olarak güzel konular ancak siyasetin gerçekleri çok farklı. Büyükşehir Belediye Başkanı olabilmek için farklı argümanlara ve desteklere ihtiyaç var. Nedir o argümanlar ve destekler derseniz; vizyon, ekip, donanım, icraat argümanları bu işin birinci basamağı, ikinci basamağı kamuoyu desteği, üçüncü basamağı ise teşkilat, Vekil ve Genel Merkez destekleri. Osman Genç’te bunlardan hangisi var derseniz, vizyon konusunda bir şey demek istemiyorum. Zira arkadaşımız ekibi yok, donanımı iyi, dersine çalışmış belli. İcraat konusunda Canik’te sınıfta kaldığını düşünmekteyim. Neden böyle diyorsun derseniz aldığım bilgiler doğruysa an itibarı ile icradan alacak tahsilinde bulunan firma sayısı 100’ün üzerinde. Cami, okul, kreş yapmakla bu işler olmuyor. Vatandaşın alacağını ödemezsen sınıfta kalmışsın demektir.
Kamuoyu desteğine gelince; bu konuda Osman Başkan çok iddialı ama ben farklı düşünmekteyim, detaylarını daha sonra veririm. Teşkilat, Vekil ve Genel Merkez desteği konusunda durum nedir derseniz; oralarda da Osman Başkanın ikinci sınıf ilişkileri olduğunu biliyorum. Ben şahsen Osman Başkan’ın çok fazla şansı olduğunu düşünmüyorum ancak her şeye rağmen Osman Genç’in dersine iyi çalıştığını, bu konuya acayip inandığını ve hangi şartlarda olursa olsun Büyükşehir adayı olmak istediğini düşünmekteyim. Gelelim yazı başlığındaki makûs talih konusuna; bu şehir Kemal Vehbi Gül’den sonra hiç sağ menşeili Başkanlar tarafından yönetilmemiş. Hep sol tandanslı Başkanlar tarafından idare edilmiş; sonuç olarak da karşımıza iki milyar dört yüz milyon liralık borçlu bir Belediye çıkmış. Şimdi bu Belediyeyi kim alırsa alsın yapabileceği çok fazla bir şey yok, bu işin bir tarafı.
İşin daha vahim ve üzücü tarafı Ak Partili görünseler de Ak Parti ile uzaktan yakından ilgisi olmayan şu bizim böyyüük iş adamlarının kendileri gibi sosyal demokrat kafası vezir hazretleri ile kafa kafaya verip şehrin geleceğini tayin etmeye kalkmalarıdır. Bu insanların Ak Partiyle uzaktan yakından ilgileri olmadığı gibi, Muhafazakâr insanları hor görme gibi bir huyları olduğunu da biliyorum. Bunun en bariz delili de çocuklarının düğünlerine getirdikleri rakkaselerdir. Şimdi bu insanlar kalkmışlar bebek yüzlü Vekille birilerini bir araya getirip vezir hazretlerinin de desteğini alarak onu bu şehre Belediye Başkanı yapmanın derdine düşmüşler. Bu adamın eline fırsat geçtiğinde neler yaptığını geçmişte gördük. Gelecekte de aynısını yapacağı ayan beyan ortada olmasına rağmen hâlâ daha bunu allayıp, pullayıp piyasaya sürmek istemeleri bu şehrin makûs talihi değil de nedir? Benim için ırkçı diyen arkadaşlar bu yazımı iyi okusunlar. Onlar mı bu şehri seviyor yoksa bu fakir mi? Ondan sonra konuşsunlar. Yanlış kim olursa olsun isterse kan bağım olsun karşısında olurum. O nedenle de bu olayın şiddetle karşısında olduğumu ve bu insanların bu şehre zarar verdiklerini buradan açık ve net olarak söylemek suretiyle bugünkü yazıma son veriyorum. Kalın sağlıcakla.