BUGÜN ÜNİVERSİTEYİ KONUŞMAYA NE DERSİNİZ?
Konumuza girmeden önce bir konuya daha değinmekte yarar görmekteyim, nedir o konu? Derseniz, AK Parti iktidarında Ülke genelinde İmam Hatip sayısı hızla artarken, eğitim kalitesinin de artması için bir hayli mücadele edildiğini görmek sevindirici bir gelişme.
Anadolu İmam Hatip Liselerinin yanında normal İmam Hatip Liselerinde de çok farklı eğitim veren okulların çoğaltılmaya çalışılması ülke adına güzel bir gelişme. Şehrimizde de bu bağlamda çok güzel çalışmaların yapılığını görmekteyiz, Canik'te yapılmakta olan Mehmet Akif Ersoy Anadolu İmam Hatip Lisesine her türlü desteği veren iş adamı Galip Öztürk'ten tutunda Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Dernek Başkanı Mustafa Genç ve gizli Kahraman Selman Saruhan'ı burada tebrik etmek istiyorum.
Canik ilçesinde bu gelişmeler olurken diğer ilçelerde de çalışmalar durmuyor. Atakum da Başbakan'ın bizzat talimatı ile eski Gençlik ve Spor Bakanının aktardığı para ile yapımına başlanan ve o günkü ilçe Milli Eğitim Müdürü Recep Aktaş'ın okula yer temininden itibaren verdiği mücadeleyi çok iyi biliyorum. Okul bu yıl hizmete açılmasa da orada kurulan Dernekte faaliyet gösteren başta İbrahim Sandıkçı'ya ve diğer Dernek yöneticilerine çalışmalarından ötürü teşekkür ediyorum. Allah ecirlerini zayii etmesin.
Burada bir konunun daha üzerine basarak asıl konumuza geçmek istiyorum. Şehrimizde İmam Hatip okullarının Derneklerini, Vakıflarını bir araya toplayıp hizmetleri tek elden yürütecek çatı bir kuruluşa ihtiyaç var, umarım arkadaşlarımız bunu bir an önce gerçekleştirirler. Allah nasip ederse kendime bir gün zaman ayırıp tüm İmam hatip okullarını ziyaret etmeyi düşünüyorum ama zaman bulmak da biraz zor tabii.
Gelelim konumuza, malumunuz geçtiğimiz haftalarda Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde bir takım görev değişiklikleri oldu, bu değişikliklerin önümüzdeki günlerde de devam edeceği söylendi. Yapılan atmalara bakıldığında Rektör Yardımcılığı görevine atanan eski Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Şenol Eren isabetli bir tercih, kendisini uzun zamandır tanırım düzgün bir insandır, akçeli işi olmaz, kimsenin adamı değil işinin adamıdır, alavere dalavere işlerinden anlamaz. Anlayacağınız iyi bir eğitim adamıdır.
Yapılan tercihin isabetli olduğu kanaatindeyim. Yapılan diğer atama Tıp Fakültesinden bir arkadaş ancak o arkadaşımızla ilgili en ufak bir bilgiye sahip olmadığım için hakkında bir şey söylemem mümkün değil. Aldığım duyumlara göre bazı atamaların daha yapılacağı yönünde.
Örneğin Rektör Yardımcısı Mahmut Aydın Hocanın öğrenci kayıtlarının bitmesinin ardından görevden alınacağı, Genel Sekreterin de Rektör Danışmanlığına getirileceği yönünde bir duyum aldım. Mahmut Aydın Hocayla ilgili çok fazla bir şey söylemek istemem zira elime, geçmişte yazdığı bir Doktora tezi geldi okuyunca bir hayli canım sıkıldı.
İlahiyat Fakültesinden bir arkadaşımı aradım kitapla ilgili haber yapmak istediğimi, Mahmut Aydın Hocanın hala daha aynı düşünceleri taşıyıp taşımadığını sorunca hayır şuan da ki yaşam biçimi çok düzgün o gün yazdıklarını neden yazmış bilemiyorum, belki Doktora Hocalarına hoş görünmek için yazdı ama yaşam biçiminin o yazdıklarıyla ilgisi yok deyince ben de haber yapmaktan vazgeçmiştim.
Selahattin Özyurt Hocaya gelince kendisini çok eskiden beri tanımam ancak Genel Sekreterlik görevine atandıktan sonra takip ettiğim, icraatlarını merak ettiğim bir arkadaş, neden merak ettin diyorsan Üniversite çevrelerinde çok konuşulan bir isim olduğundan insanların söylemlerine değil Selahattin Bey'in eylemlerine bakarak karar vermek gerektiğini düşündüğümden kendisini biraz olsun takip ettim.
Yaptığım çalışmada karşıma çıkan tablo birilerinin anlattığından çok farklı bir tablo oldu, Selahattin Hocanın çalışkan, dürüst, iş bitirici, insanların düşüncesine değil işine bakıp değerlendiren, hak ve adalet ölçüsüne dikkat eden, adam gibi bir adam olduğunu gördüm.
Genel Sekreterlik görevi, Rektörden sonra ikinci adamlıktır, ben de ikinci adamlık yaptığım için ikinci adamların durumlarını çok iyi anlarım. Birinci adamı yıpratmak isteyenlerin tek işi ikinci adamı eleştirip birinci adam çok iyi ama ikinci adam var ya işte onun yüzünden kötü şeyler yapıyor, o ikinci adam var ya işte o kötü adam, birinci adamı kötü enforme edip adamı bitiriyor yönünde eleştiriler alışılagelmiş eleştirilerdir. Bizim Kayıkçıbaşına herkes kızardı ama şimdi mumla arıyorlar O'nu. Belediyenin şuan da ki hali Saddam sonrası Irak yönetimine benziyor.
Hüseyin Akan Hoca, yaptığı bu değişiklikleri iki yıl sonraki seçimlerde Mustafa Bekir Selçuk'u Rektör yapmak için yapıyorsa hem Üniversiteye acırım hem de şehrimize acırım, zira ben Mustafa Bekir Selçuk'u yaklaşık otuz yıldır tanırım, kendisinden başka hiç kimsenin işine yaradığını söyleyen varsa yanıma gelsin.
Sırf Hüseyin Akan Hocayı desteklediğimiz için, yıpranmasın diye elimizdeki bilgi ve belgeleri yayınlamıyoruz ama zamanı gelince elbette bizim de söyleyeceklerimiz olacak. Ezcümle Üniversite de yönetimin şu anda elinde avucunda bir kaç düzgün adamı var, şayet bu adamları da harcamaya kalkarsa Ruzi mahşerde bunun hesabı ağır olur haberleri ola. Sözlerime son verirken şehrimizin gözbebeği eğitim yuvası Üniversitenin şehirle bütünleşme noktasında da bazı çalışmalar yapmasını temenni ediyorum. Kalın sağlıcakla