CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'halkın idam cezasının kaldırılmasını istediği' yönündeki sözleri üzerine, Boş sözler, şu anda Türkiye'nin ulaştığı demokrasi seviyesi bakımından boş sözler. dedi.
Koç, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında polis devleti uygulamalarıyla karşılaştıklarını söyledi. Bayrağını alan vatandaşın kutlamalara çıktığını dile getiren Koç, ''Bu bir kırılma noktası olmuştur. Konuşan, hak arayan tek kurum kalmamıştır'' diye konuştu.
Koç, hazırlanan ''Büyükşehir Yasası''na karşı mücadele edeceklerini de sözlerine ekledi. Koç ve beraberindekiler daha sonra ilçeye bağlı Sultaniye köyüne giderek çiftçilerin sorunlarını dinledi.
AVRUPA KONSEYİ İDAM CEZASINI KALDIRMAYI ŞART KOŞUYOR
Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'halkın idam cezasının kaldırılmasını istediği' yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyesi olduğunu hatırlattı. Avrupa Konseyi'nin 47 üyesi bulunduğunu ve üye olmanın temel şartının da idam cezasını kaldırmak olduğunu vurgulayan Koç, şöyle konuştu:
Sayın başbakan, günlük iç politikaya göre konuşuyor ama uluslararası alanda Türkiye'yi ne boyutta bağlayıcı sözler ettiğinin farkında değil. Yani günlük siyasete uygun, nabza göre şerbet politikası izliyor. Sayın Başbakan'ın açıklamalarını mutlaka daha sonra bir başka yardımcısı ya da sözcüsü tevil edecektir. Sayın Başbakan günün tansiyonu içinde, sonrasında başkalarının telafi edeceği sözler söyleme konusunda uzmanlaşmıştır. Bunu daha önce de gördük. Boş sözler, öyle söyleyeyim. Şu anda Türkiye'nin ulaştığı demokrasi seviyesi bakımından boş sözler. Çünkü dünyada idam cezasını uygulayan tek Belarus vardır ve Avrupa Konseyi'ne üye olmayan tek Avrupa ülkesi de Belarus'tur.
AÇLIK GREVLERİNİN İNSANİ BOYUTUNA BAKIYORUZ
Açlık grevleri konusunda, CHP milletvekillerinin cezaevlerine yaptığı ziyaretlerin sorulması üzerine Koç, şunları ifade etti: Biz açlık grevlerinin siyasi taleplerini tartışmıyoruz. Biz insani boyutla bakıyoruz. İnsan yaşamının hiçbir siyasi konuya malzeme edilmemesini söylüyoruz. Bunun altını çiziyoruz. Hangi davadan olursa olsun, adi suçtan da olsa, cezaevinde bulunan tüm tutuklu ve hükümlülerin yaşamından hükümet sorumludur. Biz sağduyu içinde çözülmesini istiyoruz. CHP olarak şu an icra konumunda değiliz, karar verme merciinde değiliz. Milletvekillerimi sadece bu konuyla ilgili değil, cezaevlerindeki olanlarla ilgili, insan hakları komisyonu içerisinde ve CHP'nin cezaevlerini izleme komitesi içinde bir çok hususta incelemeler yapmışlardır, bu konuda raporlarını da iletmişlerdir.