Peygamberimiz; “ALTI ŞEY, ALTI YERDE GARİPTİR. Mescid, kendisinde namaz kılmayan kavmin arasında gariptir. Mushaf, okunmayan evde gariptir. Kuran, fasık kişinin kalbinde gariptir. Müslüman ve salih bir kadın, zalim ve kötü huylu bir erkeğin elinde gariptir. Müslüman ve salih bir erkek, söz dinlemeyen ve kötü huylu bir kadının elinde gariptir. Âlim, kendisini dinlemeyen bir kavmin arasında gariptir.” buyurmuştur. Peygamberimiz tarafından belirtilen bu garipliklerin hepsinin yaşandığı bir dönemdeyiz. Bu gariplikleri yaşatan insanları Allah (c.c.) affetmez ve onlara rahmet nazarıyla da bakmaz kıyamet gününde. Dünyada garip bırakanlar, ahirette garip kalacaklardır. İşlenen suç, böyle bir cezayı gerektirmektedir.
Mahallelerde, köylerde çok güzel imar edilmiş, çok güzel tefriş edilmiş camilerin boş olduğunu görmek Peygamberimizin bu hadisini hatırlatıyor. Caminin yanı başında bulunan kahvehanelerin dolup taştığı ama camilere çok az kimsenin uğradığı bir İslam toplumunun durumu içler acısıdır ve o cami, o toplumda gariptir. Çokluk içinde yokluk çekmektedir. Kaybeden cami değil Müslümanlar olmaktadır. %98’i Müslüman olan bir toplumun camileri boş, kahveleri ve eğlence yerleri doludur. Günümüzde en küçük mescitlerde bile maaşını genel bütçeden alan din görevlileri kadrolu olarak görev yapmaktadır. Bu bir nimettir ve camilerin boş olması bu nimete karşı nankörlüktür.
Kur’an-ı Kerim okunmayan ev de gariptir ve maalesef bu gün bu gariplik de en üst düzeyde yaşanmaktadır. Evin her odasında Kur’an- ı Kerim bulunmakta ama aylarca içine bakan olmamaktadır. Kur’anın okunması, yeryüzünde hidayet vesilesi, gökyüzünde rahmet meşalesidir. Kur’andan başka zenginlik yoktur ve Kur’anla barıştıktan sonra da fakirlik yoktur. Peygamberimiz tarafından, Kur’an okunmayan evler kabristanlığa benzetilmekte, ev sahipleri bu konuda uyarılarak, Kur’an okunan evden şeytanın kaçtığı hatırlatılmaktadır.
Günahkar kimselerin kalbindeki Kur’an da gariptir. Allah (c.c.)’ın mesajını beyninde taşıyan kimselerin bu mesajın muhalifi olmaları, sahip oldukları Kur’an ezberlerini garip kılmaktadır. Kur’an-ı kerimi hıfzetmiş kimselerin günah işlemeleri halinde ne kadar korkunç dünyevi sonuçlarla karşılaştıkları zaman zaman görülmektedir.
Zalim ve hain bir erkekle yuva kurmuş olan saliha kadın da gariptir. Söz dinlemeyen, huysuz kadınla evli olan erkek için de aynı gariplik söz konusudur. Bu nedenle, eş seçiminde aranması gereken güzellikler arasında tercihen ahlaklı olması işaret edilmiştir. Bu Peygamberi tavsiyeye riayet edilmeyen evliliklerde yuvalar yıkılmakta, aile yaşamları cehenneme dönmekte, çocuklar mahzun ve mağdur olmaktadır.
Sözü dinlenmeyen âlim de bulunduğu toplum içerisinde gariptir. Halbuki âlimler bulundukları toplum içerisinde yıldızlar gibidirler. Âlimlerin garipliği, sözlerin dinlenmemesidir. Makam ve imkan sahibi olanların âlimlere kafa tuttuğu bir dönemdeyiz. Dua yapan bir kimseye “kes masalı” demek de bunun en bariz göstergesidir.
Bu garipliklerin yaşandığı dönemdeyiz. Garip bırakanlar rahmetsiz kalacaklar ve hüsrana uğrayacaklardır. Ama garipliklere karşı mücadele etmeyenler de güçleri ölçüsünde sorumlu olacaklardır. Maalesef söz konusu garipliklerin hepsini günümüzde yaşıyoruz.