Büyük Bir Dava Adamı M. Akif ERSOY

İsmail Okutan

“Gelmemem için kar, tipi kâfi değil; vefat etmem lazımdı. Çünkü geleceğim diye söz vermiştim.”M.Akif ERSOY

    

    12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve AKİF'İ anma günü dolayısıyla milli şairimizi anmak, anlatmak, yeni nesillere model olarak sunmak bir görevdir. Milli şairimiz gerçekten sanat ve fikir dünyasında ağır bir yere sahip olduğu kadar bir insan olarak, samimi bir Müslüman olarak nesillere model olarak sunulacak bir şahsiyete sahipti. AKİF aynı zamanda bir devlet büyüğümüzdür. İstiklal Marşımızı yazmıştır. Ancak Akif sadece bu değildir. Karakışın dondurucu soğuk günlerinde başkasının paltosunu emanet alarak dışarıdaki işlerini görebildiği bir durumdayken, kendisi çok zor ekonomik şartlarda yaşarken bile İstiklal Marşı yarışmasından verilen anasının sütü gibi helal olan büyük para ödülüne bile tenezzül etmemiş çok onurlu, son derece şahsiyetli bir insandı. Böylesine değerli, şahsiyetli bir insan çok ciddi programlarla anılmalı, sadece bir şair olarak değil aynı zamanda büyük bir dava adamı ve büyük bir mücadele adamı olarak hak ettiği şekilde anılmalıdır. Böylece gündeme getirilmelidir. Elbetteki Akif'in en güçlü yanı sanatı ve şairliğiydi ancak onu sadece bir şair olarak tanıtmak ona yapılacak bir haksızlıktır.

          Milli Şairimiz bir kullanımlık mıdır? Günü geçince kenara atılacak bir meta mıdır? Akif sadece 10 kıta şiire sığdırılacak kadar basit bir kişi midir? Milli Şairimiz böyle basit bir kimse değildi. Hayır. Tam tersine milli Şairimiz dinimizin, vatanımızın ve milletimizin en kötü, en zorlu, en buhranlı zamanlarında yaşamış, tüm buhranları, acıları ve hüzünleri, en içli duygularla dile getirmiş bir şairimizdir. Tarihimizin en sıkıntılı, zor ve tehlikeli bir devrinde yaşayan Mehmet Akif, kendine ait bir takım özel sıkıntıları yaşarken bunları hiç sorun etmedi. O, yalnızca milletinin dertleriyle, sıkıntılarıyla uğraşmış yalnızca milletin sorunlarını kendine dert edinmiş, hep bu sorunları düşünüp kafa yormuş, bunlar için çözümler arayışına girmiş değerli bir şair,  aydın ve büyük bir düşünürdü. Böyle değerli bir insanın mücadeleci ruhunu, ideallerini, azmini, davasına ve vatanına olan derin aşkını, güçlü şahsiyetini ve fikirlerini bir kenara bırakıp sadece bir şair olarak sunmak onu anlamamak demektir. Diğer meselelerde olduğu gibi sanatıyla da inancına hizmet etmekten başka bir şey düşünmeyen Akif çok daha farklı şekilde, ciddi olarak anılmayı ve anlaşılmayı hak ediyor aslında. Onun hayatı vatana millete, dine hizmet için yaptığı fedakârlılarla doludur. Akif kim tarafından yapılırsa yapılsın ve ne pahasına olursa olsun, her türlü zulme, haksızlığa, kötülüğe ve yanlışlığa karşı çıkmayı bir görev bilirdi.

      Geçen yıl Milli Şairimizin fotoğrafı kumar kâğıtlarının üzerine basılarak kumara alet edilmişti. Bu çok esef verici bir durumdu. Bu konuda aynı hatayı bir daha yapmadan ona yakışır anma programları tertip edilmelidir. Sadece şiirini ve sanatsal yönünü değil  bir o kadar da ruhunu, fikirlerini, davasını, mücadeleci yönünü ve çektiği sefaletin nedenlerini, hicretini de yeni nesillere anlatmak zorundayız. Aksi takdirde Akif'i anlamış olamayız. Eğer Milli Şairimizi seviyorsak, anmak istiyorsak onun şahsiyetine, kimliğine, mücadelesine uygun bir şekilde anmak, yâd etmek zorundayız.

 

 

 

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.