Bylöpçüleri çok eskilerden beri duyuyoruz, görüyoruz.
İnsanoğlunun yaşadığı coğrafyaların neredeyse olmazsa olmazı haline geldiler!
Her devirde iktidara yamanıp işlerini görürler.
Davaları sadece maddi kazançtır.
Kazandıklarından bağışlar da yaparlar ve daima sizi geçerler.
Çünkü onlar kolay ve çok kazanıyorlardır.
Sizin 100 lira bile veremediğiniz yerde, onlar 100 bin lirayı tereddütsüz verirler.
Bilirler ki, bu 100 bin, kendilerine milyon olarak dönecektir!
İşin başındakiler de zaten yapılan bağışa, kasaya girene bakar…
Çünkü önelikli ihtiyacı daima kasadır ve bu öncelik hiç bitmez!
Bu bylöpçüler; daima muhalefetle kavgalı, iktidarla dostturlar.
İktidarlar değişir, muhalefetler değişir, siz yıllarca küçücük bir partiden başlar, dava dersiniz büyütürsünüz, iktidar olduğunu da görürsünüz ama bir bakmışsınız bylöpçü yine iktidar tarafında ve sizlerden fersah fersah önde.
Hatta, kira, toplantı yeri, yemek yeri, miting v.b. ücretleri için siz ona muhtaçsınız!
Hem öyle konuşur ki; muhaliflerin tamamı haindir, ahlaksızdır, bölücüdür…
Amma iktidar; onun yıllarca beklediği, hasretini çektiği, dualar ettiği partisidir.
Nihayet bu güzel günleri de gördüm diye öyle hamd ü senalar eder ki şaşar kalırsınız!
İşte bylöpçülerin, bu “kazan, kazan” halini gören, geçmişin güzel adamlarının da çoğu;
ya nefislerinin esiri olarak ya da fıtratlarının ortaya çıkmasıyla maalesef günümüzde bylöpçülüğe doğru hızla koşmaktadırlar.
Bu öyle bir maraton ki; birincisi ikincisi, üçüncüsü yoktur.
Binincisi, on binincisi, elli binincisi dahi çapına göre madalya alır…
Yolunuz ve bahtınız açık olsun sayın bylöpçüler, toplayın madalyaları…
Nice tertemiz; davaları, fikirleri, partileri, grupları, cemaatleri, tarikatleri, dernekleri, vakıfları çürüttünüz, pis pis kokuttunuz…
Ne var ki siz hiç pis kokmadınız!
Allah aşkına, nasıl bir parfüm kullanıyorsunuz ki; hep içinde bulunduğunuz o pis kokulardan üzerinizde eser kalmıyor?
Bu işin sırrı nedir, bilen var mı!
Bylockçulara gelince;
Daha evvel bu konuda defalarca yazdım!
İşin şeytanları, fettanları öyle bir grup kurmuşlar ki; etraflarına da on binlerce masum ağı oluşturup yani on binlerce suçsuz insana da yükleyip, kendilerini kamufle etmeye çalışmışlar!
Devlet de, yazışmalardan ziyade, kimin telefonunda varsa gel bakalım deyip, toptan tıkıyor içeri!
Ne mesaja bakıyor ne de ne yazdıklarına…
Bylockun varsa, fetöcüsün, teröristsin, hainsin!
Arada bir bylocku olduğu halde serbest kalan da oluyor ama onlar galiba ağır abisi olanlar…
Öyle bir hayat yaşadım ki;
Ne bylöpüm oldu ne bylockum…
İşte bunun için Allah’a Hamd ediyorum.
Sizler de hamd edin…
Çünkü ebedi alemde gerçekten, zor ve adil bir hesap var…