Bir ilkbahar mevsimi, tarih 30 Mart 1432.Osmanlı'nın o dönem başkenti olan Edirne'de dünyaya geldi.Mehmed adını verdiler,daha sonra büyük bir Fatih olacağını bilmeden.Annesi Hüma hatun, babası ikinci Murat.Ağabeyleri Alaaddin Ali ve Ahmet.Büyük ağabeyi Ahmed'i erken yaşta kaybetti Mehmet.
Mehmet uzun boylu,dolgun yanaklı, kıvrık burunlu, kuvvetli bir yapıya sahipti. Adaletliydi. Çok zeki bir çocuk olduğu kadar hırçın, kabına sığmayan bir çocuktu.Okumayı çok severdi.Babası ikinci Murat şehzadelerinin eğitimine büyük önem verirdi.
Mehmet zamanının ileri gelen medrese hocalarının yanısıra batılı eğiticilerden de dersler alırdı.İtalyan Anconalı Cirioca ve saraydaki diğer İtalyan eğitimciler onun Avrupa tarihi ile Antik Yunan filozoflarının hayatlarıyla ilgili kitaplar okumaya teşvik etmişler, ona çok yönlülük kazandırmışlardır.
O zaman mı kafasına koymuştu İstanbul'u bilinmez.Zira Avrupa tarihini, insanının düşünce tarzınına ve inancına vakıf olan kişi İstanbul'un önemini anlardı.
Mehmet Arapça ve Farsça'nın yanı sıra Latince,Yunanca ve İtalyanca biliyordu.Farsça ve Arapça'ya çevrilmiş felsefî eserleri okuyordu. O ve dünya bu çeviriler sayesinde aristoyu ve diğerlerini tanıyordu.Bilimsel sorunlarda hangi din ve mezhebe mensup olursa olsun bilginleri korur onlara eserler yazdırdı.
Diğer ağabeyi de hastalanınca 12 yaşında tahta çıkmak düştü nasibine. Daha altı yaşında sancak beyi olduğu gibi. Doğduğu günden beri padişah adayı değil miydi zaten herbiri? O andan itibaren de bunun için yetiştiriliyorlardı. O yüzden normal bir çocuk olarak görmek yanlış olur Mehmed'i.
Artık otuz yıl hükümdarlık yapacak, yirmi beş sefere çıkacak ve son seferinde hayatını kaybedecek bir çocuk. Devlet sınırlarını Tuna'dan Kızılırmak'a kadar genişletecek, bir çağ açıp bir çağ kapatacak Bizans'ın canını yakacak bir çocuk ve genç.
En büyük hayali İstanbul'u (Konstantinopolis) alıp,devletin başşehri yapmak, Hz.Peygamberin "Konstantiniyye elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel asker" hadisindeki övgüye mazhar olmaktı. Hemen öncesinde Anadolu hisarının karşısına Rumeli hisarını yaptırma sebebi de bu idi.
Herkez karşı çıkmıştı, böyle birşeyi çılgınlık olarak görüyorlardı.İstanbul'a bu zamana kadar 29 defa sefer düzenlenmiş ama kimse almayı başaramamıştı. Bunların çoğu da paygamberimizin müjdelediği kumandan olmayı isteyenlerdi. Onlar başaramamıştı,bu genç padişah nasıl başaracaktı? Rumeli hisarının yükseldiğini gören imparator planı seziyordu. Onlar parlayan ateşlerine ve Hz.Meryem'e güveniyorlardı.
1453 yılının Şubat ayında Edirne'den yola çıkardığı toplarla, 5 Nisan'da İstanbul'a varan Mehmet Allah'a ve peygamber müjdesine güveniyordu .6 Nisan'da başlayan kuşatma 53 gün sürüyor ve sonunda 29 Mayıs 1453 'te Mehmet dünyanın unutmayacağı o günü dünya tarihine yazıyordu.
Artık Fatih Sultan Mehmet olan büyük Fatih'in ilk gittiği yer Ayasofya oluyor. Oraya sığınan onbinlerce insan barbar bir padişah beklerken,(öyle diyorlardı ya asıl barbarlar) Fatih İslam hukuku hükmünce temel hak ve özgürlükleri onlara tanıyordu.
Karadan nasıl gemileri yürüttü, nasıl o dev topları döktürdü bunlardan bahsetmedim. Çünkü bunları çok dinledik ve filimlerini izledik. O ezberleri bozan padişah 1100 yıl süren Doğu Roma imparatorluğuna son verdi, Ayasofya'yı camiye çevirdi,bir çağ kapatıp bir çağ açtı ve tüm bunları yaparken 21 yaşındaydı.