ÇAĞDAŞ TÜRKİYE'DE EĞİTİM DEVRİMİ: (YÜKSEK ÖĞRETİMDE ÇOCUK; ERGEN; GENÇLİK; YETİŞKİN; YAŞLI VE TOPLUM İLİŞKİLERİNDE AKADEMİK DEĞERLENDİRMELER)-III
IV.B.2- Fakülteler; Üniversitelerde Çağdaş Türkiye' De Eğitim Devriminde Akademik Eleman Yetiştirilmesi ve Mevcut Elemanlardan Yararlanma Yolları;Toplumda Yerel, Bölgesel, Ulusal ve Uluslarüstü Bakımlarından İlgili Yenilikçi Akademik Değerlendirmelerin Yapılması :
1-Türkiye'deki yüksek öğretim örgütlenmesinde mevcut sistem de genellikle çoktan seçmeli test denilen sınav modeli ile öğretim elemanı alınmaktadır. Bu sistemde öğretim elemanı ile öğretim üyesi arasında daha çok mekanik bağlar bulunmaktadır.
2-Yüksek öğretimdeki öğretim üyeleri dâhil mesleki ve yabancı dil çalışmalarında çoktan seçmeli test sınavlarını geçemedikleri takdirde kendilerine akademik yükselme ortamı verilmemektedir.
3-Her ne kadar çoktan seçmeli derslerin objektif; yansız oldukları; adam kayırmacılık gibi durumlara fırsat vermedikleri belirtilmiş olsa da; bu testin soruları bazı kişilere bazı kişiler tarafından satıldığı Türkiye medyasında uzun yıllar tartışılmaktadır.
4-Her nedense ;yüksek öğretim yetkilileri ve milli eğitim bakanlığı bazı tedbirlerin alındığını belirtmiş olsalar da; çoktan seçmeli testler ;matematik fizik kimya fen gibi insan beyninin yüzde ellisini ilgilendirdiğinden dolayı toplumun yüzde ellisi bilinerek ya da bilinmeyerek sistemin dışına atılmakta; yada acımasızca başarısızlığa mahkum edilmektedir.
5-Türkiye'de çoktan seçmeli testlere geçildiği 1973' lü yıllardan itibaren yaklaşık 40 yol boyunca toplumda fenci ve sosyalci diye iki grup oluşturulmuştur. Son bir iki yıl hariç bütün sınav modeli fen ve test sistemine dayalı olduğundan kendi ülkesinin sosyal ve kültürel değerlerini bilmeyen; sadece atlar gibi yarıştırılan bir gençlik oluşturulmuştur.
6-Yaklaşık 40 yıldır Türkiye yüksek öğretime giriş sınavlarında yukarda anlatılan zararlarına rağmen yüksek öğretim giriş sı-navları ısrarcı bir anlayışla uygulanmıştır.Üniversite sınavını kazanmış ama Türkçe öğrenememiş bir kuşaklar zinciri yetiştirilmiştir.
Diğer yandan; Devlet kendi genel ve meslek liselerinde ders veren öğretmenlerine güvenmemiştir. Dershanecilik adıyla genel-likle sadece gelişmemiş ve az gelişmiş ülkelerde uygulanan bir sınav sistemini sürdürmüştür.
7-Almanya gibi süper ülkelerde lise bitirdikten sonra üniversite sınavı bulunmamaktadır. Öğrenciler liselerden aldıkları notlarla ilgili yüksek okullara girmektedirler. Almanya'da yetişen bir öğ-renci için yeniden almanca dersi yoktur. Bu öğrenciler liselerde ki öğrendikleri almanca bilgisi ile ön lisans, lisan, yüksek lisans ve doktora eğitimi bile yapmaktadırlar.
8-Avustralya gibi hem süper hem de 220 farklı ülkeden göçmen kabul eden bir model de ilgili farklılıklar kabul edilmektedir. Yetişkinler 21 yaşından itibaren istedikleri yüksek öğretim kuru-muna ortaokul ve lise mezunu olmadan gidebilmektedirler. Bu modelde; dernekler, meslek yüksek okulları mesleki enstitüler ve akademiler ön planda tutulmaktadırlar. Yani bir derneğin verdiği sertifika-5 kursu o meslekte 2 yıllık ön lisans diploması sayılmaktadır. Kısaca; meslek yüksek okulu ya da yüksek okullarda öğretim elemanı olacak hocaların aldıkları yabancı dil sertifika-5 kursları yeni bir sınav yapmadan o yüksek öğretimde hem okumaya hem de çalışmaya; akademik yükselmeye yeterlilik göstermektedir. ( DEVAM EDECEK)