Alışverişlerimizi hem daha uygun hem de tüm ihtiyaçlarımızı karşıladığımız süpermarket çalışanları ile zaman zaman sohbet ediyorum. Çok kısa zaman önce Denge Gazetesinde başlamış olduğum köşe yazıları özellikle çalışanların ilgisini çekmiş ki birçok kesimden teşekkür mesajları almaya başladım. İnşaatlar kadar olmasa da market çalışanlarının da sorunlarına eğilmemi talep ettiler. Tek istedikleri İNSANCA ÇALIŞMA KOŞULLARI.
Genel olarak tüm market çalışanlarının en önemli sorunu uzun çalışma saatleri. Ne hafta sonu tatili ne bayramları var. Her gün çalışmak zorundalar. Ne kadar canları sıkkın olsalar, ağır ağır kolileri raflara yerleştirmekten bitkin dahi olsalar Müşterileri her daim güler yüzle karşılamak zorundalar. Hele bir asık suratlı olsunlar Amirlerinden tutun şeflerine kadar herkes hesap sormaya başlar. Zaten birçoğu asgari ücretle çalışıyor. İtiraz edersen kapının yolu gösterilir. Ha bir de klasikleşmiş cümle “ KAPIDA BİR SÜRÜ KİŞİ SENİN İŞİNİ YAPMAK İÇİN SIRADA BEKLİYOR”.
Benim tavsiyem hem hakkınızı arayın hem de işinizde çalışın.
Nasıl mı?
Öncelikle haklarınızı bilmeniz gerekiyor.
Bir çalışan haftada en fazla 45 saat çalıştırılabilir.
Fazla mesai yapılıyorsa günde en fazla 11 saat çalışılabilir.
11 Saat çalışma yapıldıktan sonra en az 11 saat personelin dinlendirilmesi gerekmektedir.
Yılda en fazla 270 Saat fazla mesai yapılabilir. Yılda toplam 270 Saatten fazla mesai yapılması kanunen yasaktır.
Haftada en az bir gün ücretli izin kullandırılması gerekmektedir. Eğer Pazar günü çalışma yapılıyor ise hafta içi bir gün istirahat verilmelidir.
Yukarıda yazdıklarımız haricinde çalıştırılıyorsanız Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ALO 170 nolu hattını arayarak işyerinizde yapılan haksız uygulamaları anlatabilir ve kimliğinizin gizli kalmasını sağlayabilirsiniz. Çalışanlar İşverenlerin Kölesi değildir. Hakkınızı arayabilmek için öncelikle haklarınızı bilmeniz gerekmektedir.
Yazımın başında değindiğim market çalışanlarının da en büyük sıkıntısı yemek yemeye bile fırsatlarının olmaması, özellik mahalle aralarında açılan ulusal mağaza zincir çalışların koli koli gıda malzemelerini taşımaktan çok muzdaribler.
Burada Samsun Bölge Çalışma İl Müdürlüğüne büyük görev düşmektedir.
Sevgili İş müfettişi arkadaşlar.
Eminim bu marketlerden alışveriş yapıyorsunuzdur. Alışveriş yaparken müşteri gözüyle değil de İş müfettişi gözüyle etrafınıza bir bakın. Yapılan istiflemeler ne kadar düzgün yapılmış, Kaçış yolları belirlenmiş mi? Bu yolar üzerinde ürün istifi yapılmış mı? Bırakın Ahmet amcamın bakkalını büfesini toplasan 3 kişi anca sığar bu bakkallara. Acil durumda bakkalı terk etmek 10 saniye bile sürmez. Büyük marketleri terk etmek ne kadar zaman alır terk ederken başına ne gelebilir, çalışanlar gün içerisinde kasada çalışırken hiç oturabiliyorlar mı? Oturabilecek sandalye veya tabureleri dahi olmayan hatta oturmanın yasak olduğu marketleri sorgulayın. Sorgulayın ki bu arkadaşlarımız akşam evlerine döndüklerinde bel ağrısıyla karşılaşmasınlar. İnsanca hazırlanmış bir çalışma ortamından ve insan yerine konulmaktan başka bir istekleri yok.
Son sözümde bu mağazalardan alışveriş yapan müşterilere yani bizlere.
Alışverişimizi yaptığımız zaman en ufak bir yanlışlıkta hemen kasiyere en şiddetli bir biçimde yükleniyoruz. Bu görüntüyle defalarca karşılaştım.
Yapmayın.Her gün yüzlerce insana hizmet veriyorlar güler yüzle karşılamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Onlarda insan. İşten atılmamak için haklı da olsalar susuyorlar yapmayın. Gerçekten yaptıkları iş çok zor. Kendileri ile konuştuğumda günde en az 3-4 kişi! İle bu şekilde olayların olduğunu söylüyorlar. İnsanda çalışacak moral mi kalır?
Yapmayın. Sağ kalın.