Neyin pişmanlığını yaşıyorsun! Bile bile lades dememiş miydin? Ya da kader, adı her neyse Koyun sürüsü gibi sende boyun eğerek yol al bakalım. Ama biz böyleyiz işte işimize geldiği gibi yaşarız, keyfimizin kâhyasını soran olunca da Camelot"a kral yaptık haberin yok mu deriz. O da olmadı her filmde senaryodan senaryoya sıçrarız kanguru gibi. "Meraklı şirin" karakterleri sadece çizgi filmde bizi güldürürken gerçek hayatta rahatsızlık verir. Dışarıdan her şeye mantık çerçevesinde bakıyor gibi gözüksekte en olmadık işler yine bizim başımızın altından çıkmıştır. Çünkü bir şeyi göz ardı etmişizdir, karşı hamleyi...
Her insandan öğrenilecek bir şey muhakkak vardır bunu unutmayın. Unutanlar ise bazen diğer insanlarında bir beyni yokmuş gibi davranır. En akıllı biziz ya çünkü. O yüzden böle "dann!" diye otururuz kalktığımız koltuğa!
Tavsiye; kendini bu kadar önemseme.
Yok, hayat sana güzel olamaz her zaman! Sadece senden ibaret olamaz bu dünya, senin yaşadıklarından, senin pencerenden ibaret olamaz sadece manzara. Başka pencerelerde var aynı manzaraya açılan inanması zor, kabullenmesi daha da zor Olsa da, evet başka insanlarında gözleri var aynı tablonun içinde, ve sen çimlerine basarken, güneşten kamaşan gözlerinin göremediği... Ama varmak istediğim nokta şu kestirmeden gidersem,
Bizim iki yanlışımız var;
Tespit bir: İnsan sarrafıyım diyenlere ukalalık edemem ama gerçekten tanıyor muyuz insanları? En iyi tanıdığımızı düşündüğümüz insanlar için bile şüpheye düştüğümüz,"seni tanıyamıyorum" dediğimiz sahnelerin sayısı çokta az olmasa gerek. Tanıdıkça daha da tanımadığımızı fark ediyoruz, birer birer düşürüyoruz puan fikstüründeki rakamları Sanırım dünyada sadece Türklere özel bir sistemle yol alıyoruz biz, hepimiz insan sarrafıyız ya(!)Elini sıkıp beş dakika sohbet ettiğimiz birazda kanımızın kaynadığı herkesin hanesine hemen yüz puanı yapıştırıyoruz. Ama dünyanın diğer kalanı böle yapmıyor. Bu işler onların dünyasında böle yürümüyor. Onlar size önce yıldızlı bir sıfır veriyor ve şanslıysanız bu güveni hak edecek kayda değer biriyseniz belli periyotlarla puanınızı arttırıyorlar. Baştan güvenmek bize mahsus bir özellik. Dünya güvenmeyi sonraya bırakırken biz duygusal yaklaşıyoruz bu konuya. Çünkü "sakınca görme" mevzusunu sonraya saklıyoruz. Ve zamanı geldiğinde de görüyoruz
Tespit iki: Avustralya yerlisine(aborjin) beyazlar sormuşlar; bu hoplayıp duran hayvan nedir diye. Yerliler kendi dillerinde "kanguru" diye cevap vermişler ki bu "bilmiyorum" anlamına geliyormuş. Neden bizde aborjinler gibi bilmiyoruz demeyi denemedik de hep caka satan her şeyi bilen beyazlar gibi davrandık.Sonunda ne oldu aslında hiçbir şey bilmediğimizi ve asla her şeyi bilemeyeceğimizi öğrendik.Bildiğimizi sandığımız doğrular bile yanlışa döndü.O kadar çok döndü ki üç yanlış bir doğruyu götürdükçe elimizde bir şey kalmadı.Yaptığımız net, sıfırdı. İlkçağ sofistlerinden Protagoras der ki ;"Sana gerçek olarak görünen senin için gerçektir ve bana gerçek olarak görünen benim için gerçektir." Yani tek bir gerçek yoktur her zaman, en azından bazen birden çok gerçek vardır. Ve de bize öğretilen bizim gerçek sandıklarımız. O yüzden önyargılı düşünceler kümesinden sıyrılıp beynimizin farklı fikirleri de algılamasına izin vermeliyiz, kesişimi boş küme bile olsa. Unutmayın hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Hele de bizim dünyamızda.
İlk beş dakikada güvenmeyi bırakır ve ben her şeyi biliyorum triplerinden de kurtulursanız daha az zarar görür, daha çok saygı duyulan biri olursunuz. Büyülü Kılıç Excalibur"u taştan sökerek alan Kral Arthur olmazsınız belki ama en azından kanguruda olmazsınız. Gerçekten zorlama o kılıcı yerinden oynatamazsın çünkü sen o profile uymuyorsun. Kral Arthur gibi göstermeye çalışma kendini, herkesin cuk diye oturduğu başka kostümleri vardır giydiğinde. Başkasının imajını giyersen insanları kendine güldürürsün sadece. Sonra bir gün bir çocuk karşına geçip "aaa kral çıplak diyebilir" eğer sadece kendi fikirlerine değer veren ve sürekli rol yapan biri olursan hep.
Eminim sizinde önünüze taşlar çıkacak, sizinde her şeyi değiştiren bir değneğim olsaydı, dediğiniz anlar gelecek. Ama ulu önder Atatürk" ünde dediği gibi ; "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcut!"Öyleyse ne duruyorsunuz? O güce zaten en baştan sahip olduğunuzu görmüyor musunuz? Haydi, sizde kendi taşlarınızı yerinden oynatın!
"Hiç bir şeye cesaret etmeyen, hiçbir şey için ümit beslemesin"
Schiller