Ülkemizin ve şehrimizin en önemli sorunlarından biri uyuşturucu konusudur. Bu konu fevkalade ileri boyutlara ulaşmış, insanların mal ve can güvenliği tehlikeye girmiş boyutlara gelmiştir. Varoş mahallelerde uyuşturucu satan gençler o kadar çoğalmış ki anlatamam, buralarda oturan vatandaşlardan gelen şikâyetler zirveye gelmiş durumda. Son olarak Canik’te yaşanan ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan olayın da bu minvalde bir olay olduğunu duydum. Hatta olayın her iki tarafını da tanıyorum. Öldürülen çocuğun babası yirmi yıldan fazla bir zamandır tanıdığım bir ağabeyimiz. Bu ağabeyimiz yıllarca Adıyaman’a yoldan çıkmış insanları taşıyıp hidayete ermeleri için uğraş vermiş, geçimini şoförlük mesleği ile sağlayan bir insan. İlk eşinden yedi çocuğu vardı, ilk eşi vefat edince ikinci eşini aldı, ikinci eşinden de üç çocuğu olmuş. Canik’te öldürülen çocuk ikinci eşinden olan ilk çocuğu. İkinci eşiyle de anlaşamamış ve ayrılmışlar, üçüncü eşiyle evlenmiş, ondan da iki çocuğu olmuş, toplamda 12 çocuğu var. Yaptığım araştırma sonunda edindiğim bilgilere göre öldürülen çocuk yanlış arkadaşlar edinmiş, yanlış işlerle uğraşmış. Polis onu yakalayıp sorgulayınca, olup biten her şeyi anlatınca da dışarı çıktığında arkadaşlarının kendilerini deşifre ettiği gerekçesiyle onu infaz ettikleri söylenmekte.
Bu olay beni ziyadesiyle üzdü. Çocuğu tanımıyordum ama babası iyi bir insan, ilk hanımı öldükten sonra yaptığı ikinci evlilikten mutlu olamamıştı, eşinden ayrılıp üçüncü evliliği yapmıştı, kendi halinde mütevazı bir hayat yaşayan bir insan. Vuran çocuklardan birisi de bizim araçların döşeme işlerini yapan arkadaşın kardeşi. Onu da bire bir tanımıyorum ama onun da hayatı karardı. Ben onun sağlam kafayla öyle büyük bir caniliği yapabileceğini düşünmüyorum. Bu olay bize şu uyuşturucu belasından bu toplumu mutlaka kurtarmamız gerektiğini bir kez daha anlatmış oldu. Bu konuda öncelikli olarak iş ailelere düşmekte ama devletin de yapması gerekenler var. Örneğin önleyici tedbirler alınmalı, çok sıkı takibat yapılarak bu işlerin içinde olanlar tespit edip tedavi ettirilmeli yoksa bu sıkıntılar artarak devam edececek. Vali Beyden ve Emniyet Müdüründen ricam; emniyetin yunus timleri ve önleyici hizmetler birimi çok daha sıkı çalıştırılıp bu işlerle uğraşanlar tespit edilip suç işlemeden önlemler alınmalı. Aldığım istihbarati bilgilere göre bu olay burada kalmayacak gibi gözüküyor. Ölen çocuğun takıldığı grubun bu işten içerlediği, karşı taraftan hesap sormak için fırsat kolladığı söylenmekte. Burada şunu açık ve net söylemek isterim ki ölen de öldüren de bu vatanın evlatları, bu insanları toplumdan koparmak yerine topluma kazandırmak için hepimiz elimizden ne geliyorsa yapmamız gerektiğini düşünmekteyim. Bu konu beni çok üzmekte, hamdolsun etrafımızda bu tür insanlar yok ama hayatın her yönünü görmüş birisi olarak şunu ifade etmek isterim ki bu işlere giren insanların bir daha çıkması çok zor. Girerken tedbir alınırsa sorun çözülüyor ama girdikten sonra çok zor, adeta mümkün değil gibi bir durum var ortada.
Cezaevlerini görmüş bir kardeşiniz olarak şunu açık ve net söylemek isterim ki Allah hiç kimseyi oralara düşürmesin. Oralara düşen insanları topluma kazandırmak hepimizin görevi. Devlet bu konuda üzerine düşeni yapıyor ama emin olun devlet bu konuda sadece kanunun verdiği yetkiyi kullandığından bu çocuklara şefkat ve sevgi eli uzatacak insanlara ihtiyaç var. Öldürülen çocuk belki de bu şefkat ve sevgiden uzak kaldığından o tür insanlarla arkadaşlık kurdu. Bu konuda en önemli görev ailelere düşmekte. Ailelere yalvarıyorum, ne olur çocuklarınızı başıboş bırakmayın, onların her şeyi ile ilgilenin. Onlara para, mal, mülk yerine sevgi, saygı, iman verin. Emin olun çok daha mutlu olacaklardır. Çocuk yapmak meziyet değil. Eğitip, büyütüp, topluma yararlı insanlar olarak cemiyet hayatına kazandırmak zorunda olduğumuzu unutmayalım.
Olaylar olduktan sonra kanunların devreye girmesi hiçbir şey ifade etmiyor. Sadece ceza veriliyor, yanlışı yapanlar toplumdan kopup cezaevine gidiyor ama unutmayın ki cezaevi de farklı bir hayatın başlangıcıdır. Cezaevlerine alışan genç çocukların dışarıya çıktıklarında topluma adapte olmakta ne kadar zorluk çektiklerini biliyorum. Hatta ve hatta cezaevinden çıkıp da normal hayata dönenlerin oranının yüzde yirminin üzerinde olmadığı kanaatindeyim. Bu konu toplumumuzun kanayan bir yarası, bir an önce bu konuyla ilgili tedbir alınmalı. Aksi halde bizden sonraki çocuklarımızı çok kötü günler beklediğini unutmayalım.