18 Mart Çanakkale zaferinin 104.yıl dönümünde, başta Çanakkalede ruhunu teslim eden şehitlerimiz olmak üzere; vatan, millet, din, iman için seve seve ölüme koşmuş şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor, hepsine Allah'tan rahmet diliyoruz.
Bedir, Uhud, Hendek, Çanakkale, İstiklal savaşı ve 15 Temmuz; haçlı ruhu ile İslâm ruhunun mücadelesi olmuş, Allah'ın yardımı ile bu mücadelelerde sayıları az olan "Hak" tarafı hep galip gelmiştir. Kıyamete kadar da şehit olmayı şeref kabul eden hak orduları kazanacak, dünyanın süsüne itibar edenler kaybedecektir.
Şehit olanlar ebedi alemi kazanır, karşısında olanlar hem dünyayı hem ahireti kaybeder. Canını Allah yolunda feda edenlerin yaşadığını kainatın sahibi Yüce Allah haber vermekte, onları dünyada müjdelemektedir. Şehit kanı ile sulanmış vatan için, canını ve kanını seve seve feda edecek erler oldukça, Çanakkaleler takrar yaşansa bile asla geçilemez. Tarih bunun şahidi, Kuran'ın mesajı da bunun teminatıdır.
Çanakkale elbette bir savaştır. Ama, sebep ve sonuçları dikkatle değerlendirildiğinde, silahların karşı karşıya geldiği bir savaş olmaktan çok daha derin mesajları ihtiva eden değerler ve medeniyetler mücadelesidir. Yöntemi, techizatı, aktörleri zaman içinde değişse de güçlerin değer yargıları hiç değişmemektedir.
Çanakkale; mana ile maddenin, iman ile techizatın, dünya ile ahiretin mücadelesi olmuştur. Birbirine uzaklığı 8-10 metre mesafeye kadar düşmüş tarafları olan bir savaşı, manevi değerlerin dışında başka bir güçle izah etmek mümkün değildir. 10 dk sonra şehit olacağını bilen ve buna rağmen hedefe kilitlenip, hiçbir endişe yaşamayan vatan erinin bu yaklaşımı imanın yansımasıdır. 270 kg ağırlığındaki bombayı silahın namlusuna tek kişinin yerleştirmesi fizik kanunlarına ters olmasına rağmen seyyit onbaşının bunu başararak savaşın kaderini belirlediği belirtilmektedir. Bunlar, Bedir'e dokuz bin melek göndererek, Allah'ın Reselünün desteklendiği savaştaki süreç ve sonuçla izah edilir ancak. Aynı ruh aynı iman ve aynı yardım; savaşın kazanılmasını sağlamıştır. Bunun genel adı "İman", savaşa yansıyan sonucu da "Zafer"dir.
Bu ruha her zaman ihtiyac vardır. Hak ve batıl mücadelesi devam ettikçe müminlerin bu ruha ihtiyacı vardır. Kıyamete kadar müminlerden şehitler olacak, onlar mahşerde nebilerle haşredilecek, geride kalanların da aynı yöntemle ilahi imtihanları devam edecektir. Dünyanın en büyük imtihanı canın verilmesiyle olanıdır. Ahirette de en yüce karşılık bu imtihanı kazanının olacaktır. Yüce Allah'ın, onlara canlarının karşılığında cennet müjdelediği Kur'ani bir hakikattir.
Çanakkale ruhu, iman demektir, İslam demektir, İhsan demektir. Sonucu da her yerde ve her zaman zefer demektir. Çanakkale bunun örneğidir. 15 Temmuz gecesi işgal projesine engel olmak için sokağa çıkanların gönül dünyasındaki karşılığı da yine imandır ve vatanı korumak için dünyaya verilen en yakın tarihli iman gücünün örneğidir. İfade ettiğimiz tarihi örneklerin hepsi "Çanakkale Ruhu"dur.