Savaşın 100. yılı anısına hazırlanan ve ‘timelapse’ yöntemi ile yaklaşık 100 bin fotoğraf karesi kullanılarak hazırlanan 8 dakika 22 saniyelik kısa film, Gelibolu Yarımadası’ndaki 24 saatlik zaman dilimini anlatıyor.
Yıllar önce Kabatepe’deki müzeye ziyaretçi olarak gelen Türk Alman Üniversitesi Kültür ve İletişim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi ve fotoğraf sanatçısı Yardımcı Doç. Dr. Ünal Bilir, eşyalar arasında bir askerin mektubunu fark eder. Savaş, enkaz, şehitler ve diğer objelerin anlatımından farklı olan bu mektup Bilir’i çok etkiler. Asker mektubunda, Çanakkale’yi, Gelibolu’yu o kadar canlı ve yaşanası anlatmıştır ki sanatçı ruhu Bilir’i o andan itibaren proje için zorlamaya başlar. Türk tarihi için dönüm noktalarından biri kabul edilen Çanakkale Savaşı’nı anlatan ‘Kahramanlar Yurdunda Bir Gün’ isimli kısa filmin öyküsü böyle başlar.
Kabatepe’deki müzeye gidişi ve sonrasında projenin şekillenmesini Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) anlatan Bilir, “Asker mektupta mükemmel bir çevre tasviri yaparak ardından da bu kadar güzel bir doğanın düşman eline geçmemesi için Allah’a yalvarıyor. Savaş ortamında insan her şeyden önce canını düşünür ama bu askerin çevreye çok ciddi duyarlılığı var. Bölgenin duyarlılığını ortaya çıkarabilecek bir proje ilk o zaman düşünmüştüm.” şeklinde konuştu.
Hızlı fotoğraf olarak da adlandırılabilecek timelapse yönteminin daha çok belgesel çekimlerinde kullanıldığını ve Gelibolu’nun 24 saatlik zaman dilimini bu yöntemle anlatmak istediğini belirten Bilir, “Klasik anlamda normal seslendirme ile gerçek zamanlı çektiğiniz şey açıkçası sıkıcı olur diye düşündüm. İzleyicinin rahat, kahvesini içerken, hızlı bir şekilde bölgeyi gezebileceği, bölge ile ilgili bilgi alabileceği bir yapım fikri daha mantıklı geldiği için bu yöntemi seçtik.” değerlendirmesinde bulundu.
'DEFALARCA DENEME YAPTIK'
‘100. yılında 100 bin kare’ atfında bulunduklarını ancak gerçekte çekilen kare sayısının 100 binin çok üzerinde olduğunu kaydeden Bilir, 8 dakika 22 saniyelik filmde bu kadar fotoğraf karesinin kullanılmasının mümkün olmadığının altını çizdi. Bilir, bu nedenle bir seçki yapmaları gerektiğini ifade ederek işin zorluğunu, “En iyi görseli seçebilmeniz için farklı mekanlarda, farklı zamanlarda, günün farklı saatlerinde çalışmanız gerekiyor. O bölge çok rüzgarlı, timelapse çekebilmek için rüzgarın az olduğu zamanları tercih etmeniz geriyor. Çalışırken defalarca deneme yaptığımız anlar oldu. Sarsıntısız görüntü için bu zamanları kovaladık.” sözleriyle anlattı.
Binlerce insanın can verdiği bir savaşın mirasına dikkat çekmek için projeye başladığını kaydeden Bilir, hep kanla ve savaşla anlatılan bir yerin 100 yıl sonra nasıl bir cennete dönebileceğini de bu proje ile anlatmak istediğini kaydetti. Bilir, “Ben proje ile hızlı bir şekilde bu insanların bu toprakları görmelerini ve atalarının can verdikleri yerleri tanımalarını istedim. Gece çekimleri yaptığımız bir akşamı unutamam. Bir kandil gecesiydi, o geceyi orada geçirdik. Bir tarafta dalga sesleri, gökyüzünde yıldızlar, bir yandan da bu coğrafyada insanların bu kadar sakin ve huzurlu yaşadıkları bir ortamda o askerler belki ikinci gün ölümü beklemek durumundaydılar. Bunları hissedince duygulanmamak mümkün değil.” dedi.
Şubat 2013 ile Haziran 2014 tarihleri arasında 16 ay boyunca çekimleri yapılan film 4K kalitesinde ve iki seriden oluşuyor. Filmin ikinci bölümü Mart ayında tamamlanacak. İnternetten yayınlanacak filmi HD kalitesinde (1080p) video paylaşım sitesi Youtube üzerinden izlenebilecek. Filmde hızlandırılmış fotoğraf kareleri ile Gelibolu’daki canlı tabiat, bulutların hareketleri ve şehit anıtları üzerinden zamanın akıp gitmesi anlatılıyor. Gün doğumu ile başlayan görüntüler günün farklı saatlerinde çekilen fotoğraf kareleri ile devam ediyor. Çanakkale şehitleri için dikilen anıt üzerinden yükselen ay filmin en dikkat çeken bölümlerinden birini oluştururken, film gece yıldızların hareketini gösteren karelerle son buluyor. CİHAN