Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir savaş. Mehmetçiğin aynı zamanda insanlık dersi verdiği, adına birçok destanlar yazılan, Çanakkale kara ve deniz savaşları Türk iradesinin çeliğe nasıl karşı koyduğunun göstergesi olmuştur.
Anaların, ülke savunması için, cepheye gönderdikleri çocuklarının ardından yaktıkları destanlar, halk arasında dilden dile dolaşmaktadır. Bu türküler, destanlar ve ağıtlar; ya anaların yüreğinden koparak gelen ağıtlar, dualar veya onlar için söylenen ezgilerdir.
Tarihimizde tüm savaşların içinde Çanakkale savaşının ayrı bir yeri vardır.
_ Çanakkale içinde aynalı çarşı
- Anne ben gidiyorum düşmana karşı
- Of gençliğim of...
Bu duygu dolu dizeler; Zorunlu hale getirilen savaşlara giden evlatların geriye bıraktıkları o günlerin önemini belirten ve bugünlere ulaşan yüreklerin sesidir. Avrupadaki gelişmeler ve teknolojik ilerlemenin getirdiği rekabet İngiltere ve Almanya'yı karşı karşıya getirmiş, birbirine savaş açan bu devletlerin karşılıklı taraf oluşturması ve Osmanlı'nın da Almanya'nın yanında yer alması, Osmanlı topraklarında birkaç cephede savaşın başlaması demekti. Diğer cephelerin önemi dışında Çanakkale boğazına saldıran İngiliz, Fransız'ların amacı; donanma gemileriyle boğazı geçip saltanat merkezi olan İstanbul'u işgal etmek ve Osmanlı'yı teslim almaktı. Halife olan padişah Sultan Reşat İslam alemine destek çağrısında bulunduysa da Araplar, aksine Yemen cephesinde İngilizler'le birlik olup Osmanlı'yı arkadan vurmuşlar, karakollara saldırmışlar Türk askerlerini arkadan boğazlayıp hançerlemişlerdir.
İtalyanlar Afrika kıyılarına çıkarma yaparken, Rusya Karadeniz ve Kafkaslar'dan işgale başlamıştı. Basrayı ele geçiren İngilizler, Çanakkale'den çok ümitliydiler.
Fransız gemilerinin yoğun ateşine karşı, Osmanlı tabyalarından açılan ateş sonucu batırılan Bouvet ve diğer zırhlılar batırılmış, düşmana ağır kayıplar verdirilmiştir. Nusret gemisinin gece ustalıkla döktüğü mayınlardan kurtulamayan İngiliz ve Fransız'lar geri çekilmek zorunda kalmıştır.Türklerin kazandığı deniz zaferinin ardından isteksiz olan Fransız'lara kızan İngilizler, Avusturalya'dan getirdikleri Anzaklar'la birlikte karadan saldırmayı denediler. Settülbahir ve Arıburnuna çıkarma yapan düşman Türk savunması karşısında nerdeyse yok olmuş, deniz ve sahiller genç askerlerin cesetleriyle dolmuş. Uzun denemelerden sonra İngiliz ve Anzaklar çeşitli sömürge ülkelerden toplanan askerlerle karaya çıktılar. Settülbahir'de süren 1. ve 2. Kirte'deki kara savaşları göğüs göğüse çok kanlı çarpışmalara sahne olmuş. Savaşta hem kahramanlık, hem karşılıklı siperler arası dosluklar İnsanlık tarihini şaşırtacak manzaralara sahne olmuştur. Temmuz sıcağında cehennem yerine dönen savaş alanında; cesetlerin ve yaralıların toplanmasına verilen ateşkeslerde İngilizlerin oynadıkları Futbolu siperlerden seyreden Türkler ateş etmemiş, Siperler arası karşılıklı hediye; sigara konserve gibi ve Türkler'in Anzak yaralılarını taşımada yardım etmeleri olağanüstü manzaralar olmuştur. Gelen bir emir sonrası çekildikleri siperlerden, bir düdükle tekrar birbirlerine hücum etmeleri ve kan gövdeyi götürmesi savaşanların ve insanlığın acı, acı düşünmesi gereken noktalardır. Anafartalar ve Kocaçimen tepelerine saldıran düşmana aman vermeyenler arasında, savaşın kazanılmasında büyük payı olan Mustafa Kemal Paşa da Çanakkale'de Anafartalar kahramanı olarak anılacaktır. Fakat Çanakkale'nin zaferle sonuçlanmasına rağmen, Almanya başta olmak üzere yenik düşen taraf devletlerle birlikte imzalanan anlaşmalar Osmanlı'yı parçalamış ve pay edilmesini getirmiştir. Savaşla girilemiyen İstanbul ve boğazlar, masa başında işgal edilmiştir. Bundan sonra "Kurtuluş Savaşı" verecek olan Türk milleti; Çanakkale'de yarattığı Kahramanı Mustafa Kemal Paşa'yla yılmadan savaşacak ve yine emperyalizme karşı kazanacak ve Yurdumuzu kurtaracak. Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti'ni kuracaktır. Son söz olarak, bugün savaş rüzgarları estiren yöneticilere, Çanakkale Zaferimizin sonuçları; ibret ve ders verici olmalıdır, diyoruz.
Saygılarımla.