Yaklaşık bir hafta devam eden Kutlu Doğum Haftası programlarına, bir izleyici olarak katıldım. Kutlu doğumun ne anlama geldiğini bilmeyen insanların olabileceği gibi, ne zaman kutlandığını bilmeyen insanlar da vardır.
Televizyon ekranlarında, ülkemizi yöneten insanların, Peygamberimizin doğum yıldönümü vesilesi ile bir araya geldiklerine şahit olduk. Manevi değerlerimize, inançlarımıza sahip çıkmak güzel bir davranış. Böyle davranabilmek hepimizi rahatlatıyor, iç huzur veriyor.
Ancak Kutlu Doğum Haftası programlarına katılım durumuna baktığımız zaman, aynı şeyleri söyleyemiyoruz. Bin kişilik salonlarda, yüz kişi bile bulamadığımız bir kutlu doğum haftası programından söz ediyoruz.
Canik Kültür Merkezi'nde düzenlenen, Türk Tasavvuf Musikisi Konseri'ne, halkımız çok teveccüh göstermedi. Ancak konseri verenler, programa katılmayanlara sitemlerini şu şekilde dile getirdiler. Katılanlara hitaben, 'Az Gelmişler Ama Öz Gelmişler' dediler. Ve biz de bu sözü alkışladık.
Evinin hemen yanında, peygamberin yılda bir kez anıldığı bir programa gitmekten aciz bir toplumdan bahsediyoruz. Katılmayanlara sorduğumuzda, duyurunun çok iyi yapılmadığını söylüyorlar. Canik'te, İlkadım'da, şehrin her bir mahallesine koca koca panolara afişler asıldı. Daha ne yapılacaktı? Tek tek kapına gelip seni davet mi edeceklerdi? Kimden, nasıl bir davet bekliyordun?
Salonlar bazı günler boş kalınca, konuşmacılar, o salonların esasında melekler tarafından doldurulduğu yorumlarını da yaptılar.
Konferanslara katılım düşük olduğu zaman, yurtlardan getirilen öğrenciler ile o salonlar doldurulur mağlum. Ama bu pek güzel bir tat vermez, kabak tadı verir. Koca koca profesörlerin, konuşmacıların karşısına yaramazlık yapan, oynayan zıplayan, yerinde durmayıp gürültü yapan kalabalıklar koymak, çok da şık olmuyor. Bu görüşüme, tüm halkımız herhalde katılır.
Kutlama programının son günlerine denk gelen, Samsun Eğitimciler Birliği Sendikası'nın programı göz doldurdu, katılımcıları ziyadesiyle memnun etti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Samsun İl Müdürlüğü'nün programı da on numaraydı, muhteşemdi.
Emine YENİTERZİ hocamızın konferansından, dünyada en çok insan tarafından bilinen ve söylenen bestenin, Itri'nin salavat-ı şerife bestesi olduğunu öğrendik. Yaklaşık iki milyar Müslüman tarafından bu beste söyleniyor.
Bazı insanlar için, akan suların durduğuna hatta duran suların bile aktığına şahit olursunuz. Canik için de Osman GENÇ öyle bir isim. Canik'te değişimin ve gelişimin adı oldu başkan bey. Bundan sonra da Canik, yaptığı güzel işlerle adından söz ettirecektir eminim.
Kutlu doğum haftası vesile ile bir ezan dinleyicisi olarak, bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. Esasında ezan sesini duyan bir gayri Müslim, Müslüman olur. Oysa bizim kimi ezan seslerimizle, ben insanların ezandan soğuduklarını üzülerek gözlemliyorum. O hoparlörlerin kötü sesleri, kulakları iyice tırmalıyor. Bu hususu da bir şekilde düzeltmek durumundayız.
Camide nasıl saf tutulacağını, nerede namaza durulacağını bilmeyen insanlarla bu işler nasıl olur, derseniz, ben de 'Zor olur ama, sonuç güzel olur' diyebilirim. Bu ümit ve çaba ile kalın sağlıcakla.